Filofobi: Aşktan Korkmak
Birçok fobi türü vardır. Mesela, emetofobi yani kusma korkusu, fagofobi ya da yemek yeme veya yutma korkusu, ginofobi ya da kadın korkusu ve niktofobi yani gece korkusu gibi. Ama en ilginç ve az bilinen korkulardan biri, filofobi yani aşk korkusudur. Çoğu insan aşık olma eylemini, sizi hayat ve iyimserlikle dolduran umut verici bir tecrübe olarak görür ama bu hastalıktan muzdarip kişiler için durum böyle değildir.
Filofobi bir anksiyete bozukluğudur (Yunanca filo yani sevgi ve fobi yani korku kelimelerinden gelir). “Sevmekten korkmak” manasına gelir ve nedenleri tam olarak bilinmese de söz konusu kişiye aşırı acı yaşatmış eski romantik ilişkilerle ilgili gibi gözükmektedir. Bu, travmatik bir şekilde yaşanmış bir boşanma ya da sancılı bir ayrılık olabilir ya da kişi, öyle uzun bir süre yalnız yaşamıştır ki yeni durum onu çok korkutmaktadır. Belki de kişi, çocukluğunda şefkat eksikliği yaşamıştır. Bu sorunu yaşayan kişiler “durum beni aşıyor” demektedir. Bu da kişinin yeni bir ilişkiye başlamasına engel olan dizginlenmemiş bir korku hissetmesine yol açmaktadır. Durum, ilerlemelerine engel olmaktadır. Kişi, aşık olduğunu hissettiğinde paniğe kapılmakta ve durumu reddetmektedir ve bu durum, ilişkiye başladıkları kişiyi şaşırtır.
Sorun, filofobi yaşayan kişinin hoşlandığı kişiyle karşılaştığında şu gerginlik duygularından kaçmayı başaramamasıdır: baş dönmesi, kusma, mide bulantısı, titreme, panik atak ve kaçma arzusu ortaya çıkan en yaygın tepkilerden bazılarıdır. Tabi bu tepkiler kişiye göre değişir. Bu tepkilerin düşüncesi kişinin durumdan mümkün olduğunca çabuk bir şekilde kurtulmak istemesine yol açar. Bu yüzden filobiden muzdarip kişiler, insanın yaşayabileceği en güzel deneyimlerden birini yaşamayı reddeder: aşık olmak ve aşkı yaşamak.
Filofobiden muzdarip biri aşk sahasında nasıl davranır? aşık olma korkusunu yaşayan biri, hoşlandıkları kişinin kusurlarını aramaya meyillidir. İmkansız aşkı arar ya da onları terk edeceğini bildikleri kişileri seçerler… Be bütün bunları kimseyle birlikte olmamalarının nedeninin doğru kişiyi bulamamaları olduğunu kendilerine ve başkalarına ispatlamak için yaparlar.
Peki filofobinin tedavisi var mı? Uzmanlar, kişinin ilk yapması gereken şeyin filofobiden muzdarip olduğunu kabul etmek, kaçmadan durumla yüzleşmek ve geleceği düşünmeden şu anı yaşamak olduğunu salık veriyor. Risk almanın hayatın bir parçası olduğunu, her romantik ilişkinin eşsiz ve yeri doldurulmaz olduğunu ve eşsiz bazı deneyimleri yaşama fırsatını kaçırdığımızı anlamalıyız. Genellikle sonuçlar, bizim kafamızda kurduğumuzdan çok daha hafiftir ve aşk kapımızı çaldığına göre ona cevap vermek gerekir. Aşkın hayatımız boyunca sürüp sürmeyeceğini bilemeyiz ama o kişiyle geçirdiğimiz güzel zamanları kimse elimizden alamaz, zira o kişi yaşadığımız acıya değer. Filofobi ile yüzleşmenin yolları bunlardır. Yakınlarımız ya da partnerimize utanmadan ve korkmadan sorunumuzdan söz etmeli ve sorunu tek başımıza çözemiyorsak bir psikologa danışmalıyız.
Hayatın tadı yalnızca yaşayarak çıkar ve bekleme odasında oturmaya devam edersek, iyi ya da kötü hiçbir şey yaşayamayız. Filofobinin üstesinden gelmeyi başardığımızda, kendimizi çok daha iyi hissedeceğiz, öz güvenimiz artacak ve daha mutlu olacağız. Bariyer ve engelleri aşmak bizi daha güçlü ve cesur yapar.
Resim: denatalia_maroz
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.