Çocuğunu Koruma Takıntısı Olan Ebeveynler
Ebeveyn olduğunuz zaman çocukların güvende olması en büyük önceliğinizdir. İmkansız olduğunu bilse bile birçok anne baba çocuğunu bütün tehlikelerden uzak tutmak ister. Ancak işte bu noktada, çocukları her zaman koruma altında tutmak ve istediğini yaptırmak bir takıntı haline gelebilir.
Normalde ebeveynler çocuğu her ufak tehlikeden uzak tutmanın özellikle de bağımsız oldukları zaman imkansız olduğunu fark eder. Ne kadar dikkatli olurlarsa olsunlar çocuklarını uzak tutamayacakları acılar olacaktır. Nihayetinde tüm bunlar, çocukların büyürken geçmeleri gereken zorluklardır.
“Anne babalar sadece çocuklarına yol gösterebilir ve tavsiye verebilirler ama bir insanın nihai karakterini belirlemek yine kendi elindedir.”
– Anne Frank
Ancak bazı anne babalar durumun böyle olduğunu kabul etmiyor. Çocukları için en güçlü konumda olmayı istiyorlar. Engellenmesi imkansız olan birçok zorluğa karşın bunu yapmaya devam ediyorlar.
Bu durumu, çocuklarınızı güvende tutmak istemenin bir takıntı haline gelmesi olarak tanımlayabiliriz. Ebeveynler çocuklarını sürekli izler ve sonunda bu da onları yıpratır. Bunun da ötesinde, korumacı ebeveynler genellikle her şeyden ve herkesten şüphelenmeye başlar.
Çocukları korumak vs. sıkmak
Farkında olmadan bu koruma hali çocuğu sıkmaya başlayabilir. Neredeyse her dakika hayır demek artık tehditkâr bir cümleye dönüşür. “Öyle yapma, canın yanabilir.” Aynı şekilde çocukların bir şeyler denemesine de engel olurlar. “Parka gitmesek daha iyi, hava soğuk ve hastalanabilirsin.” “Dışarıda çok kalma başına bir şey gelebilir.”
Hayvanlar hastalık bulaştırabilir. Etraftaki herkes tehlikelidir. Bu anne babalara göre tehlikeden korunmalarının tek yolu hep çocuklarının etrafında olmaktır. Daha da kötüsü çocukların da bu ihtimallere inanmasıdır.
Takıntı ve kontrol
Çocuklarını güvende tutmak konusunda takıntılı olan ebeveynler, sadece onları korumak istediklerini söyleyecektir. Ayrıca, kendi iyilikleri için de bunu söylerler. Eğer birileri onları sorgulayacak olursa, daima inançlarını savunmaya hazır argümanları vardır.
Aslında çoğu zaman başka insanları suçlarlar. Çocuklarını yalnız bıraktıklarında parmağına kıymık batsa başkasını suçlarlar.
Bu ebeveynler buna korumak dese de aslında daha kötüsüdür. Bunlar çocuklarının hayatını kontrol eden ve aşırı derecede korumacı davranan kişilerdir.
Çocuğun attığı her adımı izlemek isterler. Çocuklarının başlattığı her projede doğrudan rol oynamak isterler. Her şeyden önce, her zaman orada olmak “güçlü” bir gölge gibi yanlarında bulunmak isterler. Üstelik bu tutum genellikle çocukluk dönemi geçtikten sonra da devam eder.
Takıntının ardında ne var?
Her ebeveyn bir şekilde çocuğunu sahip olduğu bir mülk gibi görür. Bu her zaman kötü bir anlama gelmez sadece büyüdüklerini izlemek, onlardan sorumlu olmak ve derin bir bağ kurmak anlamına da gelebilir. Bunun beraberinde gelen doğal riskleri görmez.
Aslında bir ebeveynin takıntısının ardında yatan bir arzu vardır. Bu ilişkiyi mümkün olduğunca uzun sürdürmek isterler. Çocuklarının her zaman her şey için onlara ihtiyaç duymadığı gerçeğini kabul etmek istemezler. Aslında bu, anne babası olmadan çocuğun hayatına devam ettiği doğal sürecin bir parçasıdır. Takıntının ardında yatan şey, ilişkilerinin değişmek zorunda kalacağını kabul etme korkusudur, çünkü burada anne babanın çocuklarından birazcık ayrılmaları gerekecektir.
Bu obsesif ebeveynlerin kayıpla ilgili olumsuz deneyimleri olması mümkündür. Belki de çözüm aramaları gereken bazı sorunları vardır.
Böyle anne babalar için korkunç bir ihtimal daha var: çocuğun artık anne babaya ihtiyacı olmadan dünyayı keşfetmek için gidecek olması. İşte bu yüzden çocuğu korkutup, bir koruyucusu olmadan yalnız kalamayacağına inandırmaya çalışırlar.
Bazen de aşırı koruma bir tür inkardır. Örneğin çocuğunu yeterince sevmeyen biri bunu aşırı korumacılıkla kapatmaya çalışır. Sebep ne olursa olsun bununla mücadele edilmesi gerekiyor.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.