Cinsel İşlev Bozukluklarında Performans Kaygısı
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Basit bir dille ifade etmek gerekirse, performans kaygısı temel olarak cinsel meselelerde ne kadar iyi olduğunuz hakkında fazla endişe duyduğunuzda ortaya çıkar.
Performans kaygısı, diğer kaygı türlerinde olduğu gibi belirli bir bağlamdaki beklentileriniz nedeniyle ortaya çıkar. Örneğin, okulda sözlü sınava giden bir öğrenciyi hayal edin. Beklentileri yüksektir, öğretmenlerini şaşırtmak ve mümkün olan en iyi notu almak ister. Bunu yapmak istiyorsa, mükemmel olmak zorundadır. Ancak bu, onun üzerinde o kadar baskı yapar ki, performanslarında başarısızlığa neden olur. Yine de, her şey hakkında o kadar çok kafa yormamış olsaydı, muhtemelen istediği sonucu elde edebilirdi.
Konu cinsel meseleler olduğunda, performans kaygısı, bireyin seks ile ilgili aktivitelerden yararlanma yeteneğini tamamen engelleyebilir. Bununla birlikte ortaya çıkan çok sayıda ikincil sorun da var. Bunlara düşük özsaygı ve eşinizle kötü iletişim gibi şeyler de dahildir. Tüm bunlar cinsel işlev bozukluğuna yol açar.
Kaygı derken neden bahsediyoruz?
Kaygı, insanlık halinin bir parçası olan evrensel bir deneyimdir. Kendimizi tehditler konusunda uyarmamızı sağlayan bir alarm sistemidir. Genel bir rahatsızlık hissinin yanı sıra bedensel ve davranışsal değişiklikleri beraberinde getiren bir duygu… Temel olarak, kaygının bizim için uyarlanabilir bir takım faydaları vardır. Bunlardan bazıları:
- Kaygı, dikkatinizi potansiyel bir tehdide odaklamanıza yardımcı olabilir.
- Vücudunuzu bu tehdide karşı koymaya hazırlar: dövüş ya da kaçış.
- Bu sayede, hissettiğiniz korkuyu çevreleyen uyaranları ve olayları ezberleyebilirsiniz.
- O korkuya koşullu tepkiler oluşturmanıza olanak sağlar.
- Ayrıca, bilişsel çerçevelerinizden bazılarını dönüştürmenize de izin verir.
Gündelik hayatta size kaygı verebilecek birçok şey vardır, ancak bu kronik kaygı ile aynı değildir. Örneğin, bir sınav için endişelenmek aslında iyi bir şey olabilir. Öte yandan, endişe çok yoğunsa ya da uzun sürerse, kronik bir problemle yaşıyorsunuz demektir.
Performans kaygısı bir tür kronik kaygıdır. Bu gerçekten bir zihinsel durumdur, çünkü o kadar yoğundur ki, yapmaya karar verdiğiniz şeyi gerçekleştirmenize engel olur. Başka bir deyişle, endişeleriniz sizi tatmin edici bir cinsel yaşam sürmekten alıkoyuyorsa, cinsel performans kaygısıyla karşı karşıya kalırsınız.
Cinsel tepki ve ortaya çıkabilecek işlev bozuklukları
Cinsel tepki biyolojimizle yakından ilgili olmasına rağmen, kişiler arası ve kültürel bağlamları da vardır. Bunun anlamı cinsel performansın biyolojik, sosyo-kültürel ve psikolojik faktörlerin bir karışımını içermesidir.
Birçok klinik ortamda bile, cinsel bir problemin kökenini doğru bir şekilde belirleyemiyorlar. Kişiye cinsel işlev bozukluğu tanısı koymak için, öncelikle cinsel olmayan bir akıl hastalığının daha iyi açıkladığı sorunları, bir maddenin etkilerini, tıbbi bir sorunu, ilişkide büyük bir çatışmayı, şiddet ya da diğer stres faktörlerini ekarte etmeyi gerektirir.
Cinsel işlev bozuklukları
Cinsel işlev bozukluğu, erektil işlev bozukluğu, kadınlarda orgazm bozukluğu, kadın cinsel uyarılma bozukluğu, genital-pelvik ağrı bozukluğu, hipo-aktif cinsel arzu bozukluğu ve erken ya da geç boşalma gibi sorunları içerir.
Gördüğünüz gibi, cinsel işlev bozukluğu çok çeşitli konuları içerir. Bunların ortak noktası, kişinin cinsel olarak cevap verme ya da cinsel zevk yaşama kabiliyetinde çok önemli bir değişiklik olmasıdır.
Cinsel işlev bozukluklarında performans kaygısı
Cinsellik söz konusu olduğunda performans kaygısının en iyi örneği erektil disfonksiyondur. Bu, Abraham ve Porto’nun “kaygı yaratan faktörler” dediği şeyden geliyor. İşte bunlar:
- Başarısızlık korkusu. Bu, kişinin eşine yeterince iyi performans gösteremeyeceğinden korkmasıdır.
- Sonuca ulaşma yükümlülüğü. Bu, tutarlı, uzun süreli bir ereksiyon ve hızlı toparlanma ihtiyacıdır.
- Aşırı fedakarlık. Bu, eşlerinin memnuniyetinden aşırı derecede endişe duymak ve kendi cinsel zevklerine yeterince konsantre olmamakla ilgilidir.
- Kendini gözlem. Bu, bazı uzmanların “izleyici rolü” olarak adlandırdığı tepkisini görmek için penisine bakmaktır.
Bir erkek erektil disfonksiyon yaşıyorsa, tatmin edici cinsel bir aktivite sürdürmek konusunda karşılaşacağı ilk problemler muhtemelen şans eseri olacaktır. İşte bunlardan sonra performansı hakkında endişelenmeye başlar ve bu da üzerinde durduğumuz soruna neden oluyor.
Kafasındaki endişeler “Ya penisimi sert tutamazsam?” Ya da “Eşimi memnun etmiyorsam ne olur?” Ya da “Giremezsem ne olacak?” gibi şeyler hakkında olabilir. Bu endişeler daha sonra kortizol gibi stres hormonlarının üretimine yol açar.
Endişe, performans kaygısının temelidir
Endişenin yol açtığı stres hormonları, cinsel yanıtla ortaya çıkanlarla tamamen uyuşmaz. Böylece kısır bir döngü içinde sıkışıp kalırsınız. Bir erkek, cinsel ilişki sırasında ereksiyona ulaşmak ve diğer kişiyi memnun etmek için daha fazla baskı hisseder. Fakat hedefi buysa, başarısız olmaya mahkumdur.
Bir sonraki cinsel karşılaşmasından beklentileri, ona aynı endişeyi verecek ve önceki başarısızlıklarını hatırlatacaktır. Ayrıca, bu beklenti çoğu zaman arzusunu ortadan kaldırır ve tüm cinsel aktivitelerden kaçınmasını sağlar. Bu, cinsel bir yakınlaşmaya yol açabileceğini düşündüğü fiziksel bir sevgi gösterisinden bile kaçınacağı anlamına gelir.
Diğer kişi daha az sevildiğini, istenmediği düşünerek hayal kırıklığına uğramaya başlayabilir… Aslında seksten kaçınmanın, karşıdaki kişi için bir kez düşmekten kaçınmak anlamına geldiğini bilemez. Kişi yakınlaşmalardan kaçınarak “başarısızlıklarından” daha az suçluluk duyar ve durumu kontrol altına almış gibi hisseder. Ama cevap bu değil.
Cinsel işlev bozukluklarından kaynaklı performans kaygısı tedavi edilebilir. Klinik psikologlar, bununla baş etmek için birçok etkili teknik geliştirdiler. Bu mücadele ettiğiniz bir şeyse, uzman bir psikologdan yardım isteyebilirsiniz. Sorununuzu çözmenize ve eşinizle cinsel ilişkinizi geliştirmenize yardımcı olacaktır.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Shepardson, R. L., & Carey, M. P. (2015). Sexual Dysfunctions. In Encyclopedia of Mental Health: Second Edition. https://doi.org/10.1016/B978-0-12-397045-9.00014-8
- Hatzimouratidis, K., Amar, E., Eardley, I., Giuliano, F., Hatzichristou, D., Montorsi, F., … Wespes, E. (2010). Guidelines on Male Sexual Dysfunction: Erectile Dysfunction and Premature Ejaculation. European Urology. https://doi.org/10.1016/j.eururo.2010.02.020
- Mialon, A., Berchtold, A., Michaud, P. A., Gmel, G., & Suris, J. C. (2012). Sexual dysfunctions among young men: Prevalence and associated factors. Journal of Adolescent Health. https://doi.org/10.1016/j.jadohealth.2012.01.008
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.