Çiftler En Çok Hangi Konularda Kavga Ediyor?

Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas

Tarafından yazılmıştır Julia Marquez Arrico

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Birçok çift, mutlu olmadıkları ya da ilişkilerinde tatmin olmadıkları sebebi ile bir uzmana gitmeyi tercih eder. Yine de, bazen çiftleri bir sorunları olup olmadığı bilmeden ya da zorlu bir zamandan geçerken fırtınanın yatışmasını beklemeden de bir ilişki terapistine başvurabilirler.

Profesyonel yardım alan birçok çift, önemli sorunlar yaşadıkları için bu yola başvuruyorlar. Ama aynı zamanda, ilişkilerinin farklı alanlarında iyi bir uyum da yakalama yeteneği sergileyebiliyorlar. Yani bu durum çiftlerin bazı alanlarda sorun yaşarken diğerlerinde uyumlu olduğunu göstermektedir. Bu durum, partnerleri ya da kişisel yaşamları ile bir sorunları olsun ya da olmasın, bir şüphe duyduklarını açık bir şekilde ifade eder.

Tüm bunlar nedeni ile, bu makalede bir çiftin yaşadığı sorunu analiz etmek ve hangi alanlarda daha çok sorun yaşadıklarını göstermek adına, bir ilişkide var olan beş farklı alanı sizler ile paylaşacağız. Ayrıca, çiftlerin ilişkilerini bu şekilde analiz etmenin sizin ilişkinize de olumlu bir katkısı olacağını unutmayın.

Terapistlerin Bir İlişkide Sorun Olduğunu Söylediği 5 Alan

1. Arkadaşlık: Partnerinizin En Yakın Arkadaşınız Olmasını Sağlayın

Bu alan, partnerinizi bir arkadaş olarak görmeyi kapsar. Bu durumda, duygularınızı, günlük deneyimlerinizi, endişelerinizi ve tutkularınızı partneriniz ile paylaşmanız gerekir. Arkadaşlık, bir çiftin sağlığı açısından elzemdir. Aslına bakacak olursanız, birçok mutlu çift, ilişkilerini bir arada tutan kıvamın arkadaşlıkları olduğunu söyler.

Ek olarak, ilişkilerdeki arkadaşlık, ilişki romantik bir seyir almadan önce de ya da romantik ilişki ile beraber bir arada görülebilir. Bir arkadaşlık bağı kurmak için, ikiniz beraber aktivitelerde bulunabilir ve birbirinizin zevklerini, hobilerini ve değerlerini öğrenebilirsiniz. Bunlar bir ilişkinin yürümesini sağlayan malzemelerdir

“İlk aşk biraz aptallık ve bolca meraktır.”

– George Bernard Shaw

Terapistlerin bir çift seansında baktığı ilk yer, birbirlerine güvenmeleri gerektiği için çiftin birbirleri ile arkadaş olup olmadığıdır. Unutmayın ki, güven sadece ilişkilerde değil ama iki arkadaş oldukları için partnerler arasında da olması gereken bir hissiyattır.

Eğer bir çiftin ilişkisi iyi değilse, güven hususunda yaşanan aksaklıklardan dolayı birkaç sorun olabilir. Bu durumda araya bir mesafe girebilir. Partnerinizin size yabancı gibi davrandığını düşünebilirsiniz.

Böylelikle, ilişkiyi bir arada tutacak arkadaşlık gibi bir yapışkan yoksa, başarısızlığa mahkum bir ilişki olması gayet olasıdır. Neden mi? Çünkü çift ne kadar iyi arkadaş olursa o kadar iyi de sevgili ya da eş olur, birbirlerini daha iyi anlar ve ilişkide git geller yaşanmaz.

2. Yakınlık: Dikkat Dağınıklığı Olmadan Birlikle Kaliteli Zaman Geçirmek

Bir çiftin arkadaşlıkları ile ilgili sorunlarının olduğu zamanlar olabilir ama yakınlık seviyeleri oldukça fazladır. Yakınlıktan kastımız, sevgi ve tutku sözcüklerinin dudaklardan döküldüğü beraber geçirilen kalite zamandır. Yakınlık aynı zamanda, insanların samimi olduğu ve en derin düşüncelerini, tutkularını ve duygularını partneri ile paylaştığı dakikalardır.

Çiftlerin yalnız zaman geçirebilmeleri çok önemlidir. Yine de, çocuklardan, işten güçten, ailesel görevlerden ötürü bu çok zor bir durum haline gelebilir. Bu nedenlerden ötürü, çocuklar ve diğer aile üyeleri ile ilişkiler (birinin ailesi ya da uzak akrabalar), çiftin özel hayatına müdahale edebilir. Partnerlerden biri istenilen dikkatin kendilerine verilmediğini düşünebilir.

Bu manada, partnerlerden biri ilişkinin olağan yakınlık seviyesinden memnun değilse, ikisi arasında problemler ortaya çıkacaktır. Bu durumda, çift arasında mesafenin artmasına neden olur. Tüm bunlar günlük yaşam içerisinde olumsuz bir tutum oluşturur, öfkeye sebebiyet verir ve kendinizi değersiz hissetmeniz ile sonuçlanır.

3. Takım Olun: Arabayı Aynı Yöne İtin

Sizin ve partneriniz bir takım halinde çalışması, ilişkinin selameti açısından önemlidir. İki kişiden biri, kendi partnerlerinin bir çift olarak yeteri kadar özveri de bulunmadığı düşündüğünde, bu sorun oluşturur. Her iki kişi de, beraber harcanan emeğe saygı duymalıdır. Günlük görevler paylaşılmalı ve ailevi görevlerde birbirlerini destekler yapıda olunmalı.

Yine de, partnerlerden birin adaletsizlik olduğunu düşünmesi ve her işi kendi başlarına yaptıkları gibi bir düşünceye kapılmaları gayet normaldir. Bu durum da sorunların oluşma ihtimalini arttırır. Her işi kendi başlarına yaptığını düşünen birey, diğerinin bir yük olduğunu ve gereksiz bir stres ve hoşnutsuzluk hali aldığını düşünebilir. 

Bu nedenle, bu alanda bir sorun olup olmadığına bakmak için terapist, farklı olgulara bakmalıdır. Eve görev dağılımına ve her iki ikisinin de ellerinden geleni yapıp yapmadıklarına bakmalıdır. Terapist ayrıca, her bir insanın inisiyatif alıp almadığına ve ne sıklıklar partnerini destekleyip desteklemediğine odaklanmalıdır.

“Aşk, sahip olmak değil, özgür bırakmaktır.”

– Rabindranath Tagore

4. Tutku ve Cinsellik: En İyi Arkadaş Olmakla Çift Olmak Arasındaki Fark

Bir ilişkide tutku ve cinsellik olmazsa olmaz. Bu olgular olmadığı sürece, çok iyi bir arkadaşlıktan öteye geçemezsiniz. Yine de, bu sayede harika bir romantik ilişkiniz de olmayacak. Çiftlerin tutku ve cinselliğe önem vermesi önem arz etmektedir.

Diğer bir değişle, tutku ve cinsellik yıllar içerisinde ortaya pek gözükmemeye başlayabilir. Bu, bir çiftin doğal evriminin normal bir aşamasıdır ve fiziksel sınırların ilk emarelerine uyum sağlamaktır. Yine de, aranızdaki tutkuyu canlı tutmak adına bir niyet varsa, bazı sınırlara kadar iyi bir cinsellik temposunu tutturabilirsiniz.

5. Ortak Bir Geleceğe Bağlılık: Ortak Planlarınız olsun ve Birbirinizi Önem Verin

Bir çiftin bağlılığı, psikolojik açıdan bakacak olursa, söz ya da resmi bir bağlılıktan ve karşılıklı saygıdan daha da ötede bir durumdadır. Çift terapisinde, bağlılıktan bahsettiğimiz zaman, her bir kişinin de ilişkinin geleceğine ve ortak proje ve planlara dahil olması gerektiğinden bahsediyoruz.

Böylece, bir sorunları ya da kavgaları olduğu her zaman ayrılan bir çift gördüğümüz zaman, birbirlerine bağlı olduklarından bahsetmemiz mümkün değildir.

Bir çiftin düşük bağlılık seviyesi, bu alanda sorunlar olduğunu gösterir. Bu durum, uzun süreli ilişkilerde hassas bir mevzudur ve genel olarak zorlukları aşmak için güçlü bir bağlılık hissiyatına ihtiyaç vardır.

Sonuç olarak, bu teşhis sisteminin bir artısı da, bir ilişki de ne aşamada olduğumuzu ve nerelere müdahale edilmesi gerektiğini gösterir. Terapist teşhis koyarken, çiftler üzerinde çalışmaları gereken alanları fark edebilir. Bu sebeple, ilişkinizde zor bir zaman geçiriyorsanız, bu beş alan yönelmeniz gerekiyor.