Zaman Psikolojisi: Zamanı Neden Farklı Şekillerde Algılarız
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Bazen insana zaman çok çabuk geçiyor gibi gelir, özellikle de mutlu hissettiğimiz anlarda. Eğlendiğimiz zamanlar uçar gider. Aksine, iyi vakit geçirmediğimiz zamanlar ise sakız gibi uzar. Her ne kadar zamanın hızı aynı olsa da, zaman algımız farklılık gösterebilir. Buradan yola çıkarak, zaman psikolojisi daha da ilerilere gider ve farklı zaman algılarının davranışlarımızı nasıl etkileyebileceğini bize gösterir.
Yardımsever Deneyi
Yardımsever deneyi, zaman algımızın davranışlarımızı nasıl etkileyebileceğine dair bize bir fikir verir. Bu deneyde, bazı öğretim görevlilerine, konuşma yapmaları için başka bir binaya gitmeleri gerektiği söylendi. Bazılarına oraya gitmeden önce bol vakitleri olduğu, diğerlerine ise geç kaldıkları, hatta insanların daha şimdiden onları beklemeye başladığı söylendi.
Diğer binaya giderken, yolda, yerde yatan, paçavralar içinde darmadağınık görünümlü bir insanla karşılaştılar. Daha vakitleri olduğu söylenen konuşmacıların çoğu yardım etmek için durdu. Ancak, geç kaldıkları söylenenlerin çoğu, yerde yatan adamın yanından geçti gitti. İronik bir biçimde (ve kazara değil), öğretim görevlilerinin, “Yardımseverin Kısa Hikayesi” hakkında bir konuşma yapmaları bekleniyordu!
Bundan çıkarılacak sonuç, insanların sahip olduklarını düşündükleri zamandan dolayı farklı davranmalarıdır. Acele edenler sadece geleceği düşünüyorlardı. Aşikar olan gecikmelerine odaklandılar ve bu nedenle yardım etmek için durmadılar. Tam tersine, fazladan vakti olanlar şimdiki zamana daha fazla odaklandılar ve yardım etmek için durdular.
Okumaya devam edin ve bu yazıda zamanın psikolojisi hakkında daha fazla bilgi edinin.
Zaman psikolojisi, sahip olduğumuz zaman algısının davranışlarımızı etkilediğini doğrular.
Zaman psikolojisi ve farklı zaman algıları
Yardımsever deneyinin bulgularına dayanarak, iki araştırmacı Philip Zimbardo ve John Boyd, zaman psikolojisi üzerine bir çalışma yürüttü. Çalışmaları, farklı zaman perspektiflerini sınıflandırıyordu. Zimbardo ve Boyd’a göre, altı tane zaman perspektifi vardır ve insanlar özellikle bunlardan bir tanesine doğru meyleder ve bazılarına kıyasla diğerlerine daha fazla yönelir. İşte bu altı perspektif:Pozitif geçmiş
“Olumlu geçmişe” doğru daha çok meyleden insanlar geçmişi keyifle hatırlar. Hatıralarını zihinlerinde tekrar tekrar canlandırarak geçmişi aktif bir şekilde hatırlamaya çalışırlar. Sıcak, duygusal, arkadaş canlısı ve yüksek özgüvene sahip olma eğilimi gösterirler. Kural olarak, neredeyse hiçbir zaman endişeli ya da depresif olmaz, agresif olmaya yatkınlık göstermezler. Müziği, eski filmleri, aile toplantılarını, toplaşmaları ve grup kutlamalarını çok severler. Genellikle, onlar için sembolik değere sahip, geçmişten gelen objeleri saklarlar.
Negatif geçmiş
Bir başka zaman perspektifi türü de “negatif geçmiş“tir. Bu bakış açısına daha fazla yönelimi olanlar için geçmişin bir kıymeti yoktur. Onun kötü deneyimlerinden kurtulmaya çalışır, bunu da kimseye tavsiye etmezler. Genellikle çok fazla arkadaşları yoktur; geriye kalan az sayıda kişi ise onları, mutsuz, depresif, endişeli ve oldukça utangaç olarak tanımlar. Bazen kontrolü kaybedecek kadar sinirlenebilir, işi, sık sık, bir şeyleri kırıp dökmeye varacak kadar ileri götürürler. Genelde egzersiz ya da eğlenceli bir şey yapmazlar. Ayrıca dürtülerini kontrol etmekte zorluk yaşar, bu nedenle de bahislere katılırlar.
Hedonistik şimdiki zaman
Bir diğer zaman perspektifi “hedonistik şimdiki zaman“dır. Bu perspektife eğilimi olan bir birey, genellikle, daha yaratıcıdır ve çok sayıda arkadaşı vardır. Oldukça enerjik ve maceraperest kişilerdir. Bir partiye gittiklerinde, en çok göze çarpan ve herkesi güldüren kişi onlar olur. Partinin nabzı ve ruhunu oluştururlar. Hayat ilkeleri “Seversen eğer, yap”tır. Bu nedenle, genellikle bir işte çok uzun süre kalamazlar. İleri derecede dürtüsel hareket ederler. Ayrıca ekstrem ve tehlikeli sporları çok severler.Kaderci şimdiki zaman
“Kaderci şimdiki zaman” kategorisine girme eğiliminde olan insanlar genellikle güven eksikliği yaşar. Bu da onları depresif ve endişeli hale getirebilir. Etraflarına her zaman tepeden bakarlar ve pek hayat dolu oldukları söylenemez. Bu hayattaki sloganları “ne olacaksa, o olacaktır” diye özetlenebilir. Ne yazık ki bu tür bir eğilimi olan insanlar genellikle uyuşturucu kullanımı gibi tehlikeli eylemlere kalkışır. Kaderlerinin hali hazırda kararlaştırıldığına ve yaptıkları hiçbir şeyin bunu değiştirmeyeceğine inanırlar.
Gelecek
Bazı insanlar daha çok “geleceğe” yöneliktir. Olaylara gerçekçi yaklaşır ve genellikle anlık faydaları ve gelecekteki maliyetleri üzerine uzun uzadıya kafa yorarlar. Ufuktaki daha büyük bir ödül için anlık bir hazzı reddedebilirler.
Bu insanların çok sayıda tanıdığı vardır, ancak çok fazla arkadaşları yoktur. Sonuçlar hakkında oldukça endişe duyar, bu yüzden değişiklik, sürpriz ya da heyecandan çok fazla hoşlanmazlar. Her zaman her şeyi planlar ve çok sayıda liste hazırlarlar. Kural olarak saat takar ve hayatlarını iki kere kontrol ederek yaşarlar. İhtiyatlı bireyler olarak öne çıkar ve gereksiz risklerden kaçınırlar.
Uzak gelecek
“Uzak geleceğe” odaklananlar genellikle bir dine derinlemesine bağılık duyarlar. Bu insanlar ölümden sonra hayata inanır, düzenli olarak dini törenlere gider ve inançları doğrultusunda özel olarak ya da halk içerisinde dua ederler. Genellikle dürtüleri üzerinde kontrol sahibidirler. Agresif değildirler ve eylemlerinin sonuçları hakkında endişe duyarlar.Peki sizin yöneliminiz hangi zaman perspektifine karşı? Zaman psikolojisi üzerine yapılan araştırmalar kapsamında oluşturulan zaman perspektiflerinin yaratıcıları (yukarıda belirtildiği gibi), size, internet sitelerinde bir anket doldurarak kendi perspektifinizi bulma şansını sunuyor. Neden bir göz atıp anketi doldurmuyorsunuz? Bununla birlikte, bu perspektiflerin hayatımızdaki diğer faktörler nedeniyle zamanla değişebileceğini de aklınızdan çıkarmayın.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.