Pareidolia, Bir Yanlış Algı Biçimidir
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Pareidolia, bir prizde bir surat veya bir bulutta bir at gördüğünüzde olur, bu normal bir deneyimdir. Bu terim, bir kişinin belirsiz ve rastgele bir uyaran içinde tanınabilir bir şekli algıladığı psikolojik bir fenomeni tanımlar. Birey, belirsiz veya zayıf yapılandırılmış bir uyarana organizasyon ve anlam sağlar.
Pareidolia örnekleri, bir dağın profilinde veya bir bacadan çıkan alevlerde gördüğünüz yüzlerdir. Bu hiç patolojik değil, aslında sorun olan onları oluşturamamaktır. Bu görüntüler, anormal bir zihinsel deneyimin muhteşem bir örneğini oluştururlar. Bu durumda anomali terimi, zihinsel bir durum, hastalık veya sıkıntı anlamına gelmez.
“Geceleri bir yolda yürürken, bir lamba, ışıklı bir pencere ve bir bulutun birlikte çok eksiksiz ve hatasız bir yüz oluşturduğunu gördüm. Cennette bu yüze sahip biri varsa, onu tekrar tanıyacağım.”
– Gilbert Keith Chesterton
Pareidolia algısal bir çarpıklıktır
Algısal ve hayali bozuklukların sınıflandırılması genellikle iki gruptan oluşur: Algısal çarpıtmalar ve algısal sanrılar. Sanrılar, ancak duyuların eylemiyle mümkündür.
Bu algısal çarpıtmalar, sizin dışınızda var olan, yani duyularınızla erişebildiğiniz bir uyaranı beklediğinizden farklı bir şekilde algıladığınızda ortaya çıkar. Buradaki anormallik, uyarıcı dünyanın fiziksel özelliklerini çarpık bir şekilde algılamaktır.
Bu amaçla bozulmanın iki yolu vardır:
- Alışılmış olandan, yani önceki deneyimlerden veya diğer insanların onu algılama biçiminden farklı olan bir algı.
- Ayrıca, uyaranın fiziksel konfigürasyonu göz önüne alındığında, olması gerekenden farklı bir algı. İllüzyonlar bu kategoriye aittir ve pareidolia tam da budur.
Algısal aldatma durumunda yeni bir algı oluşur. Bu yeni algı, genellikle “normal” olanların geri kalanıyla birlikte bulunur. Bu aldatmaların temeli, halüsinasyonlarda olanın aksine, bireyin dışında var olan uyaranlara dayalı değildir.
Kaç çeşit algısal çarpıtma vardır?
İşte bir sınıflandırma:
- Hiperesteziler ve hipoesteziler, yoğunluk algısındaki anormalliklerdir (hiperaljezi ve hipoaljezi, az ya da çok ağrı hissetme).
- Ayrıca, algı kalitesindeki anormallikler, renkli görüntülere ve nesnelerin renginin algılanmasındaki değişikliklere atıfta bulunur.
- Metamorfopsiler, boyut ve/veya şekil algısındaki anormallikleri içerir.
- Algısal entegrasyondaki anomaliler, bazen organik durumlarda ve şizofrenide ortaya çıkan nadir anomalilerdir.
- Son olarak, iki tür illüzyon vardır: Bir varlık hissi ve bu makalenin konusu olan pareidolias.
Gördüğümüz gibi, deneyimleyebileceğimiz, bazıları diğerlerinden daha şaşırtıcı olan birkaç algısal çarpıtma var. Bu listede, pareidolia’nın illüzyon olduğunu görebiliriz.
İllüzyonlar, belirsiz uyaranların yapılandırılmasındaki anormalliklerdir
Bir yanılsamayı, “belirli bir nesnenin yanlış algılanması” olarak tanımlanan algısal bir çarpıtma olarak kavramsallaştırabiliriz. Dolayısıyla yanılsamalar, belirli bir uyaranın nesnel fiziksel özelliklerine karşılık gelmeyen algılardır.
Klasik bir psikolojik perspektiften bakıldığında, yanılsamalar, insanların anlamlı bir bütün içinde az çok birbirinden veya bir arka plandan izole edilmiş unsurları organize etme eğiliminin bir yan ürünüdür. Müller-Lyer illüzyonu veya tersine çevrilebilir figürler gibi birçok illüzyon örneği vardır. Bunları İnternette kolayca bulabilirsiniz.
Pareidolias insan kültürünü ve dindarlığını etkiler
Pek çok fenomen, yüzeysel olarak gözlemlendiğinde tuhaf ve hatta bir şaka kaynağı olabilir. Pareidolia’nın durumu da budur. İnternette bir arama yapın ve insanların dini görüntüler, uzaylılar, insan ya da hayvan suratları ve hatta kutsal kitaplardan metinleri gördüklerini iddia ettikleri çeşitli patlama, başka bir gezegenin yüzeyi, bir bulut ya da sadece duvardaki bir lekenin fotoğrafına göndermeler bulacaksınız.
Pareidolia fenomeni, işitsel görüntülerde de bir çıkış bulur. Örneğin, quetzal sesinde veya Chichen Itza’daki Kukulkan piramidinin yankısında bu görülür. Aynı zamanda “öbür taraftan” gelen “seslerde”, bir televizyonun cızırtı gürültüsünde veya geriye doğru çalınan ve sözde “şeytani” mesajların duyulabileceği kayıtlarda da pareidolia olgusuna rastlanır.
Müslümanlık ve Yahudilik gibi ikonları reddeden dinlerin pareidolia ile ilişkili kendi tezahürleri vardır. Örneğin, bulutlarda, dağların karlı noktalarında veya kuzey ışıklarında ve benzerlerinde tanrının adını görmek, genellikle “Müslüman pareidolia” ve “Kuran mucizeleri” olarak anılır.
Tevrat’ın “gizli kodları” Yahudi dininde iyi bilinir. İstatistik uzmanları olan matematikçiler, onlarda şimdiki veya gelecekteki olayların kehanet metinlerini bulduklarına inanırlar. Bazıları bunların muhtemelen pareidolia fenomeninden etkilendiğine inanıyor.
Bélmez’in yüzleri bilinen bir pareidolia vakasıdır
Bu yüzler, parapsikoloji takipçileri tarafından paranormal olarak kabul edilen bir olgudur. İspanya’nın Jaén ilinde küçük bir kasaba olan Bélmez de la Moraleda’da bulunan bir evin zemininde yüz olarak tanımlanan pigmentasyonların görünümünden oluşuyordu.
Bu fenomen 1971’de ortaya çıkmaya başladı. Parapsikolojinin üstatları onu “20. yüzyılın en önemli paranormal fenomeni” olarak değerlendirdi. Bununla birlikte, konuyla ilgili birkaç bilim adamı bunun bir sahtekarlık olduğunu ilan etti.
Bu durum, muhtemelen pareidolia fenomeninden kaynaklanıyor, çünkü o evde nem şeklinde görünen yüzler algısal çarpıklıktan kaynaklanıyor olabilir. Buna rağmen, Bélmez’deki yüzler o kadar gerçek görünüyordu ki bazıları onları evin sahibinin gizlice yaptığına inanıyor.
Son olarak, pareidolia şaşırtmaktan asla vazgeçmeyen bir olgudur. Açıklaması temel olarak zihinlerimizde uyaranları organize etme şeklimizdir. Bu sadece bir yanılsama, algısal bir çarpıtmadır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.