Mutluluktan Ağlamak: Nedenleri ve Sonuçları
Yazan ve doğrulayan psikolog Elena Sanz
Ağlamak genellikle bir kayıp yaşamak, üzüntü, hayal kırıklığına uğramak ya da bunalıma girmek gibi duygularla ilişkilidir. Döktüğümüz gözyaşları yaşadığımız kederi, hayal kırıklığını ya da çektiğimiz acıları ifade etmemize yardımcı olan bir araç niteliğindedir. Bu duyguların tamamı olumsuzdur. Ancak insanlar bunların dışında sevinç, aşırı duygusallık, yanılsama ya da rahatlama gibi çeşitli durumlarda da ağlayabilirler. Yani olumlu ve keyif veren duygular da mutluluktan ağlamak dediğimiz duruma yol açabilir ve gözyaşı dökmemize neden olabilir.
Peki böyle çelişkili durumları neden yaşıyor olabiliriz? Ağlamak gibi olumsuz duygularla ilgili bir ifade nasıl olur da iç doygunluk veren bir ruhsal durumla bir araya gelebilir? Aşağıda bu konuda yapılmış olan çeşitli çalışmalar ışığında bu ilginç sorulara cevap vermeye çalışacağız.
Mutluluktan Ağlamak: Karşıt Duygular
Uzun zamandır beklediğimiz o güzel haberi aldığımızda, bir kişi bize karşı olan duygularını açtığında ya da çok güzel bir sürprizle karşı karşıya kaldığımızda gözyaşı dökeriz. Hayatımızda bu zıt davranış şekline yol açan çok sayıda mutluluk verici olayla karşılaşma ihtimalimiz oldukça yüksektir.
Ancak ağlamak, bu tür durumlarda verebileceğimiz görünen tek reaksiyon değildir. Bir çocuğun yanaklarını sıkıp onu bu şekilde sevmek istediğimiz ya da değer verdiğimiz bir insanı sevinçten hafifçe ısırmak istediğimiz de olur. Elbette bunun tam tersi durumlar da gerçekleşebilir. Kimi zaman aşırı üzüntülü olduğumuzda istemeden de olsa gülümseriz ya da sinirden kahkaha atabiliriz.
Bu tür davranışlar otomatik bir biçimde ve herhangi bir mantıksal açıklaması olmaksızın gerçekleşir. Ancak olumlu duygular ile olumsuz ifadeler (ve bunun tam tersi) arasındaki ilişki çok önemli bir rol oynamaktadır.
Neden Sevinçten Ağlarız?
Ağlamak ve Denge Kurmak
Yale Üniversitesi profesörlerinden Oriana Aragón, bu konu ile ilgili çeşitli araştırmalar gerçekleştirmiştir. “Dimorfik ifadeler” başlığı altında yapılan bu araştırmalarda, hissedilen duygunun tam tersi ifadelerin neden ortaya çıktığına yönelik değerlendirmeler yapılmıştır.
Bu noktada merak edilen konu, olumlu ve olumsuz duyguların (karışık duygular) birlikte yaşandığı anların ortaya çıkmasının nedenleri değildir. Merak uyandıran asıl konu, tam olarak pozitif bir duygunun ya da değerin kendisini neden “negatif” bir ifade ile ortaya koyduğudur. Yapılan çalışmada, katılımcılara olumlu duygulara yol açan uyarıcılar verilmiş ve buna karşın ne tür tepkiler verdikleri gözlemlenmiştir.
Araştırma sonuçları, hissettiklerini olumsuz reaksiyonlar kullanarak ifade eden insanların duygularını daha kolay bir biçimde düzenlemeyi başardıklarını göstermektedir. Yani mutluluk gözyaşları içimize sığmayan bir duygunun yeniden dengeli hale getirilmesi için faydalı bir araçtır. Bu durum, olumsuz bir ifadenin olumlu bir duygunun yarattığı yoğunluğu karşılama ve bu sayede dengeyi yakalama olarak açıklanabilir.
Bu aşamada karşımıza çıkan en önemli soru, insanın mutlu hissettiği ve doygunluk duygusunun bulunduğu bir anda neden kendini sınırladığı ya da tam tersi bir tepki verdiğidir. Aslında aşırı derecede mutlu olduğumuz anlar öncesinde genellikle gergin ve stresli oluruz. Bu nedenle de doğru kararlar verme kabiliyetimiz sekteye uğrar. İşte bu tür anlarda duygusal dengemizi yeniden sağlamak, yaşamsal fonksiyonlarımızın düzgün bir biçimde devam etmesi için gerekli bir ihtiyaçtır.
Kendimizle İletişim
Ancak mutluluktan ağlamak sadece içsel dengeleşimi sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çok önemli bir iletişim aracı görevi de görür. Yapılan bir çalışmada, bir kişiye verdiğimiz tepkinin ağlayarak ya da gülerek olması ciddi anlamda farklı etkiler yaratmaktadır. Eğer gülümseyerek reaksiyon veriyorsak, bu durumda kutlamaya katılma ve coşkuyu paylaşma eğiliminde oluruz. Yani bu kişinin içinde bulunduğu mutlu ve coşkulu ruh halini devam ettirme amacı güderiz.
Ancak eğer mutluluk gözyaşları ile bir reaksiyon verirsek, bu durumda karşımızdaki insanın o an yaşamakta olduğu duygusal yoğunluğun seviyesini azaltma ve düzenleme amacını taşıyoruz demektir. Yani doğrudan bir biçimde o kişinin duygusal taşkınlığını algılar ve ona göre davranarak duygusal anlamda kendini yeniden düzenlemesine katkıda bulunuruz.
Mutluluktan Ağlamak, Sevgiyle Isırmak
İşte bu nedenleri ortaya koyduğumuzda, insanların yaptıkları açıklaması zor davranışların büyük bir bölümü de daha mantıklı gelmeye başlar. Yani aşırı derecede etkilere sahip pozitif bir duygu yaşadığımızda (bu duygu ne olursa olsun), daha önceki seviyelere dönebilmek için tam zıddı bir reaksiyon göstermek zorunda kalırız.
Örneğin, partnerimize baktığımızda ona karşı içimizi o denli bir aşk, hayal ve sevgi kaplayabilir ki, bir anda kolunu, omzunu ya da yanaklarını ısırmak isteyebiliriz. Bu şekilde aslında davranarak yaşadığımız ani duygusal devinimi bir anlamda karşılamış oluruz.
Yani eğer son derece pozitif durumlar karşısında agresif ya da üzgün davranışlar sergilerseniz kesinlikle panik yapmayın. Bu son derece gerekli ve tamamen normal bir mekanizmanın devreye girdiği anlamına gelecektir. Benzer şekilde birinin sevinçten ağladığına şahit olursanız, o kişinin o anda yaşadığı mutluluk o denli yoğun bir seviyededir ki doğal tepki sınırlarının dışına taşmış duruma demektir.
Gözyaşları bir zayıflık ya da dram ifadesi değildir. Tam tersine, bunlar bir insanın hissetme ve yaşadığı tecrübelerin vücudunda yarattığı duygusal etkilerin ne kadar büyük ve yoğun olduğu gösteren doğrudan bir ifade biçimidir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Aragón, O. R., Clark, M. S., Dyer, R. L., & Bargh, J. A. (2015). Dimorphous expressions of positive emotion: Displays of both care and aggression in response to cute stimuli. Psychological science, 26(3), 259-273.
- Aragón, O. R., & Clark, M. S. (2018). “Tears of joy” & “smiles of joy” prompt distinct patterns of interpersonal emotion regulation. Cognition and Emotion, 32(5), 913-940.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.