Her Düşündüğünüze İnanmayın
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
İşe gidiyorsunuz ve günaydın diyorsunuz. Dönüp size bakmayan bir adam dışında herkes size cevap veriyor. Hemen, zihniniz aşırı hızlanmaya başlar. “Bu adamın nesi var? Ben bir şey yaptım ve o bana kızdı mı? Ama ne yaptım? Belki geçen günkü toplantıda onu rahatsız ettim… Ama kişisel bir şey söylemedim, sadece profesyonel bir görüştü. Hayır, öyle olmadığından eminim. Peki ne o zaman? O kaba biri mi?”
Kısır bir düşünüp durma döngüsüne girmek bu kadar kolay. Kafanızda bir şeyi tekrar tekrar çevirirsiniz ve hatta bu düşüncelerle kendinizi üzebilir, kızdırabilir veya gerginleştirebilirsiniz. İş arkadaşınıza bir şey oluyor mu? Belki de işine konsantre olduğu için cevap vermemiştir. Belki sizi duymamıştır bile. Peki beynimiz bunu neden yapıyor? Düşüncelerimiz kendimizi kötü hissetmemizde nasıl bir rol oynuyor? Öğrenmek için okumaya devam edin…
“…iyi ya da kötü diye bir şey yoktur, ama düşünmek onu öyle yapar.”
– William Shakespeare, Hamlet
Sizi üzen durumun kendisi mi, yoksa sadece onu yorumlama şekliniz mi?
Genel bir kural olarak, olumsuz duygular yaşadığınızda, onları somut durumlara veya başkalarının eylemlerine bağlarsınız. Kontrolünüz dışında olan şeyler yüzünden üzgün olduğunuza inanırsınız. Başka bir deyişle, duygularınıza dış nedensel yüklemeler atarsınız.
İş arkadaşınız günaydın demediği için kızıyorsunuz. Bu kontrol edemeyeceğiniz bir şey. Ya diğer insanların tepkilerine odaklanmak yerine kendi duygularınızı düzenlemeye çalışırsanız? Kontrol edebileceğiniz tek şey, etrafınızda olup bitenleri nasıl yorumladığınızdır.
Peki bu tam olarak ne anlama geliyor? Bu, başınıza kontrolünüz dışında bir şey geldiği için sinirlenmediğiniz anlamına gelir. Sizi deli eden şey, durumu yorumlama şeklinizdi. İş arkadaşınızın size kızdığı için ya da kötü biri olduğu için size cevap vermediğini düşündünüz. Bu tür düşüncelere kim üzülmez ki? Ancak, nesnel olarak bakarsanız, olanlar hakkında kızmak için gerçek bir neden yoktur.
Ya olumsuz düşünceler yerine farklı düşünceleriniz olsaydı? Ya “Muhtemelen beni duymadı bile” ya da “Gerçekten yaptığı şeye odaklanmıştı, bu kişisel bir şey değil” diye düşündüyseniz. Hala üzülmüş olacağınıza inanıyor musunuz? Belli ki değil. Aslında, muhtemelen en azından rahatsız olmazdınız. Bu, düşüncelerinizin ruh haliniz ve refahınız üzerinde oynadığı rolün mükemmel bir örneğidir.
Düşünceleriniz gerçeği yansıtıyor mu?
Düşünceler, gerçekçi olmasalar bile ruh halinizi etkileyebilir. Aslında, çoğumuz düşündüklerimizin gerçek olup olmadığını kendimize sık sık sormuyoruz. Sadece kendimize inanıyoruz, tek yaptığımız bu. Yani iş arkadaşınızın sizinle kesinlikle bir sorunu olmasa bile, öyle olduğunu düşünürsünüz ve bu düşünce zihninizde bir gerçek haline gelir. Sanki gerçekten bir sebebi varmış gibi sinirleniyorsunuz.
“Pek çok insan, olmadıkları şeylere aşırı değer veriyor ve oldukları şeyleri küçümsüyor.”
– Malcom Forbes
Peki zihniniz neden bu şekilde çalışıyor? Genel olarak, insanların olayların neden olduğunu bilmesi gerekir. Gerçekler hakkında yeterli bilgiye sahip değilsek, farklı önyargılar devreye giriyor ve kendi sonuçlarımızı çıkarıyoruz. Ancak bu sonuçlar en gerçekçi fikirler olmayabilir. Bu fikirlerle birlikte, gerçeklikle daha uyumlu olabilseydik gerekli olmayacak olan olumsuz duygular da gelir.
Kimse size inandığınız şeyin yanlış olabileceğini öğretmez. İç diyaloğunuzu sorgulamayı öğrenebilirseniz, duygularınızı daha etkili bir şekilde düzenleyebilirsiniz. Aslında, düşüncelerinizin ruh haliniz üzerindeki etkisi olumlu bir şey olabilir. Bunu nasıl başarabilirsiniz? Negatif fikirlerinizi ve içsel diyaloğunuzu pozitif öz-eğitim ile değiştirin!
Bu makale, aklınızdan geçenleri yönetmekle ilgili beş makalelik bir dizinin ilkidir. Aslında, bu hiç de kolay değildir. Ancak, biraz çaba ve kararlılıkla bunu gerçekleştirebilirsiniz. İlk adım, düşüncelerinizin ruh haliniz üzerindeki etkisini anlamak ve içselleştirmektir. Böylece kendinizi sorgulamanın ve gerçeği yansıtmayan düşünceleri değiştirmenin öneminin farkına varacaksınız. Her düşündüğünüze inanmayın. Bu sayede daha mutlu olacaksınız!
Görüntüler Roberto Nickson’ın izniyle kullanılmıştır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.