Hayatınızın Boşa Geçtiğinin 4 İşareti
Şüphesiz, hayatınızda geleceğe dair binlerce planınız vardır; yapılması gereken şeyler, ulaşılacak hedefler ve hayatınızı paylaşacak insanlar. Ama bazen her şeyi yapmak için zamanınızın olmadığı olur ya da belki yalnızca öyle görünür. Hiç zamanınızı ve hayatınızı boşa harcamış olabileceğinizi düşündünüz mü?
Muhtemelen, zamanınızı ayırdığınız çoğu şey aslında gerekli değildir ve siz daha farkına bile varamadan zamanınızın çoğunu alır götürür. Gerçekten yeterli zamanınız mı yok, yoksa size hiçbir şey katmayacak konulara çok mu fazla zaman harcıyorsunuz? Okumaya devam edin ve öğrenin.
“Geçmiş geçmişte kaldı, gelecek belirsiz, ama şu an senin ellerinde.”
– Arap Atasözü
1. Size yararı olmayacak olan bir şeye zaman harcıyorsunuz
İş yerindeki sorumluluklarınızdan bir nebze olsun kaçabilmek ve kendinize zaman ayırmak için de zaman ihtiyacınız var. Bununla birlikte, zamanınızın çoğunu “kendinize ayırırsanız”, bütün gün hiçbir şey yapmamış gibi hissetmeye başlarsınız. İş ve eğlence arasındaki dengeyi bulmanız gerekmektedir. Gerçekten size bir şeyler katacak olan aktivitileri belirleyip, gereksiz olan zaman alıcı işleri azaltmaya bakın.
Sanki hayatınızı boşa harcıyor gibi hissetmenize neden olacak olan aktivitelerden bazıları, aşırı şekilde alkol tüketimi, saatlerce televizyon izlemek ve kendinizi sosyal medyaya kaptırmak olarak sıralanabilir. Eğer niyetiniz gerçekten arkadaşlarınız ile beraber vakit geçirmek ise, hafta sonları bir yerlere gidin, onları evde akşam yemeğine çağırın veya sadece dışarı çıkıp bir çay için. İnsanlar ile olan ilişkilerinizi geliştirmenize ve sizi istediğiniz hayata yönlendirmenize yardımcı olabilecek etkinlikleri tercih etmeye çalışın.
2. Becerilerinizi geliştirmiyorsunuz
İnsanların doğasında yeni şeyleri öğrenme yeteneği vardır. Hayatınızı boşa harcıyor olduğunuzun bir başka göstergesi ise, yeni bir şeyleri öğrenme fırsatlarına ve elinizden geldiğince kendinizi geliştirmeye kapalı olmaktır. Size herhangi bir şey katmayacak olan hususlara zaman harcamak kısmında da bahsettiğimiz gibi, zamanınızı bu tür boş meşgaleler ile geçirmek yerine, zihniniz geliştirecek ya da herhangi bir şeyin nasıl yapılacağını öğrenmek gibi aktivitelere yönelmek iyi bir seçenek olabilir.
Elinizden geldiğince zihninizi zinde tutun ve her zaman için kendinize meydan okuyun. Bulmaca ve sudoku çözmek gibi uğraşlar zihninizi zinde tutar ve kısa bir süre içerisinde, bu uğraşların sizi zorlamalarını daha da çok seversiniz. Zihninizi geliştirmeye yardımcı olacak diğer harika yollardan bazıları ise, bir müzik aletini çalmayı öğrenmekten tutun da yeni bir dil öğrenmeye kadar her türlü yeni beceriyi öğrenmektir. Ve biraz daha az çaba gerektiren bir şey istiyorsanız, açın bir kitap okuyun, bu kadar basit.
“Öğrenmeyi öğrenmek eğitimin en temel yapı taşı olup, ilkokul birinci sınıflardan başlayarak anlatılması ve öğretilmesi gerekir.”
– John Seymour
3. Olumsuz sözcükler tercih ediyorsunuz
Olumsuzluk içeren diyaloglar, zamanı boşa harcamak için mükemmel bir yoldur. Ve eğer bu olumsuzluk hali sizinle ilgili ise durum daha da vahim bir hal alır. Şunu unutmayın; düşünceleriniz, zamanla gerçekleriniz olur. Gün içerisindeki sıradan bir konuşmada ya da yaptığınız işlerde kendiniz ile ilgili neler söylüyorsunuz, hiç dikkat ettiniz mi? Veya kendinize ne kadar olumlu ya da olumsuz şekilde yaklaştığınızı hiç düşündünüz mü? Zorlayıcı bir iş ile uğraşırken, denemekten vazgeçerseniz, işte o zaman başarısız olursunuz.
Elbette, bilinçli bir şekilde gerçekleştirilmediği için, bu alışkanlıktan birdenbire vazgeçebilmek kolay değildir. Yapmanız gereken şey her zaman için ne söylediğinize dikkat etmektir. Zaman içerisinde, aktarmak istediğiniz mesajın, sizin istediğiniz şekilde oluştuğunu göreceksiniz. Bu tür bir alışkanlık kazanarak, hem zihninizi kendiniz için daha yararlı olacak bir aktiviteye yönlendirmiş olur hem de bu olumsuz mesajları önlemek ve azaltmak için aklınızı meşgul etmiş olursunuz.
4. Geleceğiniz için plan yapmıyorsunuz
On yıl içinde kendinizi nerede görüyorsunuz? Hayatınızın o evresinde ne yapmak isterseniz? Peki bunu hangi kaynaklarla yapacaksınız? Her ne kadar, hayatınızın tadı şu an içerisinde çıkıyor olsa da, hiçbir zaman geleceğinizi göz ardı etmeyin. Kendinize hedefler koymak, size motivasyonunuzu canlı tutmak adına bir yol açar ve hayatınızı boş bir şekilde, amaçsız ve manasız olarak yaşamaktan kurtarır. Hedefler, sizi bir yola sokar ve kendinizi daha iyi şekilde geliştirmek adına bir şeyler yaptığınız hissiyatı verir.
“Geleceğin bir çok ismi vardır; tembeller için ulaşılamaz, korkaklar için bilinmez ve cesurlar için fırsat.”
– Victor Hugo
Aslında bakarsanız çoğu insan bir zombi gibi yaşıyor; sabah kalkar, kahvaltı eder, işe başlar ve akşam eve dönerler. Her gün, bir öncekinin tekrarı olup çıkarken, yaşamında neyi başardığını düşünmeye başlayan insan, artık çok geç kalmıştır. Bu durum, kendilerine bir hedef belirlemedikleri için meydana gelir.
Kendinize bir iki büyük hedef ve birkaç da daha küçük hedefler koyun. Mesela 2030 yılında bir Ironman yarışmasına katılmak gibi. Ironman yarışmaları, en iyi sporcular için bile çok zorlayıcı olan ve herkesin içinde hayranlık uyandıran bir hedeftir. Kendinize büyük bir hedef belirledikten sonra, daha küçük, daha kısa vadeli hedeflere odaklanabilirsiniz. Örneğin, bu sene bir yarım maratonu, gelecek sene ise tam bir maratonu tamamlamak gibi.
Hayatınızı boşa harcamak gibi bir durumun ortaya çıkmasına bile izin vermeyin. Büyümeniz ve gelişmeniz için her şeyden yararlanmaya çalışın. Yapabileceğiniz en iyi şey, hayatın size sunmuş olduğu tüm olanaklardan yararlanmaktır. Çünkü giden yaşamınıza geri dönemez ya da geçmişinizi değiştiremezsiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.