Hayat Hakkında Hatırlanması Gereken 9 Şey
3 dakika
Son Güncelleme: 12 Aralık, 2016
Hiç durup etrafınızdaki onca güzel şey hakkında düşündünüz mü? Küçük şeyler ve iyi zamanlar için en son ne zaman şükrettiniz? İnsanların neyin önemli olduğunu unutmaları ne kadar da kolay… Bunun yerine tamamen alakasız şeylere önem vermeleri gerçekten çok şaşırtıcı.
Belki de kendimize hayatın bütün iniş ve çıkışlarıyla güzel olduğunu durmadan söylemeyi alışkanlık haline getirmeliyiz ve iyisiyle kötüsünü tartarken iyinin ağır bastığını fark etmeliyiz.
İşler istediğiniz gibi gitmediğinde, bunalımda hissettiğinizde ve dünya yıkılıyor gibi geldiğinde, aşağıdaki “hayat gerçeklerini” aklınıza getirin:
- Meşgul olmak üretken olmakla eş anlamlı değildir. Etrafımızdaki herkes dakika bir kilometre hızla koşuyor olabilir, fakat bu onların hayallerini gerçekleştirecek ya da hedeflerine ulaştıracak bir şey yapıyor oldukları anlamına gelmez. Sürekli bir yerden diğerine koşturmak, sürekli telefonunuzu kontrol etmek ya da günde 10 toplantıya katılmak, başarıyı garantilemez, aslında tam aksidir! Üretkenlik konsantrasyon ve odaklanmayla ilgilidir.
- Korku, pişmanlıklarınızın ardındaki sebeptir. Korkuya dikkat edin, hayalleri öldürmeyi çok sever. Eğer izin verirseniz, bu sessiz fakat son derece gerçek düşman giderek büyür. Korku sonraki adımı atmamıza ve hedeflerimize erişmemize engel olur. Fakat bununla da kalmaz (sanki şu ana kadar olanlar yetmezmiş gibi), sonradan yapmadığımız her şey için bir de pişman oluruz.
- Affetmek için özür dilenmesine ihtiyacımız yok. Oturup herkesin hatalarından dolayı özür dilemesini bekleseydik, herkese çılgınca öfkelenmemiz gerekirdi. “Affetmek” sadece affedileni ilgilendirmez, aynı zamanda “affedeni” de ilgilendirir. Nefret, öfke ve alınganlığın bizi hasta ettiğini ve ilerlememizi engellediğini unutmayın.
- Başarılı olmak için hata yapmak zorundasınız. Aynı fırtına ve ardından çıkan gökkuşağı gibi. Hiç hata yapmazsanız, nasıl başarılı olacaksınız? Hatalarınızı anlayana kadar başarılı olmanız mümkün olmayacaktır. Bilim adamlarının hipotezlerine cevap bulana kadarki denemelerini düşünün, ya da sürmeyi öğrenene kadar bisikletten kaç kez düştüğünüzü…
- Ne ürettiyseniz ona göre yaşarsınız. Benzer bir deyiş “Ne ekersen onu biçersin” der ve gerçekten de doğrudur. Siz şartların, kaderin ya da suçlayacağınız başka bir şeyin kurbanı değilsiniz. Kararlarınız ve davranışlarınız sizi bugün olduğunuz yere getirdi. İki seçeneğiniz var: ileri gitmek ya da hatalarınızdan şikayet edip durmak.
- Öz güven içeriden desteklenir. Ne kadar çok insan size “Saçın çok güzel görünüyor”, “Toplantıda ne kadar iyi bir sunum yaptın” dese ya da sınavda ne harika bir not aldığınıza dair iltifat etse de, öz güveniniz yoksa bir şey ifade etmeyecektir. Olumlu ve yapıcı olduğu sürece başkalarının fikirlerini dikkate alın, sizi yıkmaya çalıştıkları zaman değil. Ve unutmayın, siz kendinizi sevmezseniz, kim sevecek?
- Etrafımızdakilerin bir yansımasıyız. Etrafımızdaki insanları her zaman seçemediğimiz (aile, iş ve okul arkadaşları) durumlar da olsa bile, kimle ilişki kurup kurmayacağımıza karar verme yetisine sahip olduğumuzu unutmamak gerekir. Sizi daha iyi yapan insanların çevresinde olmaya çalışın, daha kötü yapanların değil; size yardım eden ve ilham verenlerin, sizi kötüleyip kendinizi küçük hissettirenlerin değil.
- Değişim kaçınılmazdır. İsteyelim ya da istemeyelim, her gün değişiriz. Bir kere, düne göre yaşamış olduğumuz 24 saatimiz daha var. Genelde bilinmeyeni sevmeyiz çünkü bu bizi belirsizliğe götürür. Bildiğimize tutunuruz çünkü bize güven verir. Fakat her zaman durum böyle değildir; bazen büyüyüp gelişmek, ilerlemek ve hedeflerimize ulaşmak için değişim gereklidir.
- Anı yaşayın! Bugün bir hediyedir! Çünkü elinizde yalnızca o vardır, dün gitti, yarın ise bir bilinmeyen. Ne yaşıyorsanız yaşayın, şu an hariç hiçbir şeyi değiştiremezsiniz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.