Fibromiyalji: Fiziksel Acıdan Fazla
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Fibromiyaljisi mi var? Antonia 52 yaşında bir kadın. Kendi evinin sahibi olan Antonia bahçe bakımıyla ilgileniyor ve hayatta çok fazla sınırlara bağlı yaşamıyor.
Oldukça hoş biri, arkadaşları ve komşularıyla konuşurken daima gülümsüyor. Neredeyse hiç şikâyet etmiyor çünkü nasıl hissederse hissetsin yoluna devam etmeyi biliyor.
Ama her gün göründüğü kadar normal bir hayat yaşamak için bir fedakârlıkta bulunması gerektiğini biliyor. Vücudunun belirli bölgelerinde bazen de tümünde ağrılar hissediyor. Gece iyi uyuyamadığı için sabahları kalkarken zorlanıyor.
Bazen ağrıları o kadar artıyor ki bulaşık yıkamayı bile yarıda bırakıyor. Onları öylece lavaboya bırakıp sonra ilgileniyor. Bazen de sırtında bir bıçak varmış gibi hissediyor… Fibromiyaljisi olduğu söylenebilir mi yani?
Ortada bir neden yokken devamlı ağrıları olan Antonia gibi kişilerde fibromiyalji olabilir. Normalde belirtiler her zaman açık olmadığı için fibromiyaljiyi fark etmek zordur.
İnsanların işleri ertelemek veya yapmamak için bu ağrıları uydurduğu düşünülebilir. Ama bu doğru değil. Bu acı gerçek ve insanlar gerçekten acı çekiyor.
Fibromiyalji nedir?
Fibromiyalji genellikle lifli doku (bağ dokular ve tendonlar) ve kaslardaki kronik ağrı olarak tanımlanıyordu. Yani kas ve kemik sistemindeki.
Diğer yandan, ağrıya çok duyarlı olunması olarak da adlandırılabilir bu. Ağrıya neden olan uyaranlar olduğunda beyin normalde uyaranların neden olacağından daha fazla acı duymamız için sinyaller gönderir.
Uyaranların neden olduğu ağrı geçse bile, kişi acı çekmeye devam edebilir.
Bu kaslardaki bir değişiklikten daha fazlasıdır. Araştırmalara göre beyinde, merkezi işlem sisteminde değişiklikler oluyor.
Bu durum vücutta ağrı azaltıcı aktivitenin bulunmamasından (iç afyon eksikliği) ve merkezi duyarlılıkla ilişkili nörotransmitterlerdeki değişikliklerden (az miktarlardaki serotonin, norepinefrin ve dopaminden) kaynaklanıyor olabilir.
Ağrıdan başka belirtiler de vardır. Örneğin yorgunluk, uyku düzensizlikleri, bacaklarda karıncalanmai konsantrasyon eksikliği ve bazen de depresyon ve anksiyete gibi duygusal belirtiler olabilir.
Fibromiyalji gerçekten tespit etmesi çok zor bir sendromdur. Bu ağrıya neden olan biyolojik veya psikolojik kesin bir etken bilinmemektedir. Neyse ki bu sendrom 1992 yılında Dünya Sağlık Örgütü tarafından hastalık olarak kabul edilmiştir.
Fibromiyalji tanısı koymak için kullanılan kriterler vücudun 11 hassas bölümünde bulunuyor. (13 bölge içinden) Bunlar özellikle boyun, sırt ve dizler ve dirsekler gibi eklemlerdir. Tanı konabilmesi için bu bölgelerde 3 ay ve üzerin bir süre ağrı olması gerekir. Bunun dışında ağrıyı açıklayacak başka bir klinik yöntem yoktur.
Göz ardı edilen bir ağrının nasıl zorlu bir hastalığa dönüştüğünü görüyoruz. Bu tanım fibromiyaljisi olanların yalnız hissetmemesi için ilk adım.
Fibromiyalji kronik ağrı mıdır?
Birçok kişi gibi Antonia da bu uzun süreli ağrının nedenini bilmiyordu. Bu yüzden nedenini ve bir çözüm yolu bulmak için değişik doktorlara başvurdu. Uzunca bir süre, fibromiyalji teşhisi konana kadar umutsuzluk içindeydi.
Ama bu onun için son değildi. Bu ağrının kronik olduğunu ve hayatı boyunca devam edeceğini kabul etmek kolay olmadı.
Ne yazık ki fibromiyalji ağrısını tamamen iyileştirmenin bir yolu yok. İltihap karşıtı ilaçlar çok sık kullanılırsa acıyı azaltıcı etkisi yok oluyor. İlaçlar bir süreliğine ağrıyı azaltsa da yeniden ortaya çıkıyor.
Fibromiyalji dejeneratif bir hastalık değildir. Eklemlere zarar vermez ya da geri dönüşsüz bir hasara veya deformasyona neden olmaz. Bu nedenle bu hastalığın hareketle ilgili ciddi sorunlara neden olduğu, hatta tekerlekli sandalyeye mahkûm ettiği efsanesini bir kenara bırakalım.
Fibromiyaljinin belirli bir nedeni ve tedavi yöntemi olmamasına karşın, yaşam kalitesini artıracak alternatifler yine de mevcut. Bu hastalığa sahip olan kişiler acının daha da yoğunlaşmaması için bazı önlemler alabilirler. Burada amaç hastalığın neden olduğu ağrıları aynı düzeyde tutmak hatta azaltmaktır. Değişim mümkün.
Aktif hareket etmeye devam etmeli mi yoksa hareketi azaltmalı mı?
Genelde fibromiyaljisi olan insanlar dinlenmek yerine aktif hareketi tercih ediyorlar. Çok fazla hareket ise artık hareket edemeyecek kadar ağrı duymalarına ve yorgun düşüp saatlerce dinlenme ihtiyacı hissetmelerine neden oluyor.
Bu nedenle dengeli olmak gerekiyor. Ne çok hareket ne de çok hareketsizlik yararlı. Kişiden kişiye değiştiği için dengeyi bulmak önemli. Fibromiyaljisi olan insanların hareket ve dinlenme sürelerini düzenlemeyi öğrenmesi gerekiyor.
Dinlenme hareket düzenini sağlamak için ilk tavsiyemiz kendi vücutlarını dinlemeleri ve gözlemlemeleri olacaktır. Ağrının çok fazla ilerlemesine izin vermeyin. (10 üzerinden 10 seviyesine ulaşmasın)
Hastanın ağrılarının farkında olması ve 5 seviyesine geldiğinde dinlenmek için durması gerekiyor. Böylece ağrı ve yorgunluk hiçbir şey yapamayacakları aşırı seviyelere ilerlemeden durdurulmuş olacaktır.
Zamanın çoğunu dinlenmeye ayırsalar bile bir orta yoğunlukta hareket her gün düzenli olarak yapılmalıdır.
Hareketsizlikten kaynaklanabilecek problemlere engel olmak istiyoruz. Hiç fiziksel aktivite yapmamak ağrıyı, halsizliği, hamlığı artırabilir. Hem fiziksel hem de psikolojik anlamda.
“Dinlenme sanatı, çalışma sanatının bir parçasıdır.”
– John Steinbeck
Ağrı artmasın diye fazla dinlenmek kişinin beklentilerini düşürebilir. Bunun anlamı gündelik işleri bırakmak olmamalıdır. Daha kolay ve yönetilebilir olan günlük hareketli hedefler koyulması gerekir.
Ayrıca kişinin daha esnek davranmayı ve kendinden daha az şey istemeyi öğrenmesi gerekir. Örneğin, yapmayı planladığınız şeylerin tümünü yapamadığınız bir gün çok fazla ağrı duyabilirsiniz ve kendinizi bunun için suçlamamalısınız. Yalnızca daha kötü hissedersiniz.
Psikolojik tedavi ağrıya yardımcı olur mu?
Sosyal ilişkilerin ve duyguların yoluna koyulmasının fiziksel acıları azalttığı kanıtlanmıştır. Fibromiyalji hastalarının psikoterapi sayesinde daha iyi bir hayat yaşamasının altındaki neden de budur. Bu hastalar aşağıdaki alanlarda iyileşme kaydeder:
- Acıyı kabul etme ve bununla yaşamayı öğrenme
- Duyguları dengeleme
- Uyku kalitesinde artış
- Başkalarıyla ilişki kurmada gelişme, özellikle de aile ilişkilerinde düzelme
Genelde fibromiyaljisi olan insanlar (hepsi değil, çeşitli türleri var) kendine yardım etmekten çok başkalarına yardım etme eğilimindedir. Bu nedenle “hayır” demeyi öğrenmeleri gerekiyor.
Elbette başkalarına yardım etmek iyi bir davranış ama kendilerini ihmal etmemeleri için bunu sınırlamaları gerekiyor.
Bu anlamda, psikoterapiye odaklanmalı, kendine daha fazla saygı göstermeyi ve değer vermeyi öğrenmeliler. Bu da “hayır” demeyi öğrenmek bazı koşullarda başkalarına karşı daha net olmak anlamına geliyor.
Çoğunlukla söylemek yapmaktan daha kolay tabii. İnsanlar kimi zaman dinlenmenin kendilerini iyi hissettireceğini düşünüyor. Sorun şu ki fibromiyalji hastaları genellikle dinlenmeye pek alışık tipler olmuyor, bu yüzden dinlendikleri zaman suçluluk duyuyor.
Zorunlulukları yerine getirmeleri gerektiğini düşünüyorlar. Bu yüzden suçluluk hissetmeden kendi başlarına vakit geçirmeyi öğrenmeleri gerekiyor.
Fibromiyalji ve kimlik
Dinlenmenin basit bir amacı var gibi görünse de hiçbir şey yapmadan durmak pek çok fibromiyalji hastası için bir kimlik sorunu yaratıyor. Daha değersiz hissedebiliyorlar.
George Kelly’nin “Kişilik Yapıları Teorisi” ne dayalı çalışmalara göre, bu kişilerin ihtiyaç duydukları değişiklikleri alma yolunda sahip oldukları “ikilemler” (engeller) ile ilgili birkaç “yapı” (tanımlar) bulundu. Örneğin, cömert ve bencilce “yapılar”.
Genelde fibromiyalji hastaları kendilerini çalışkan ve cömert olarak görür. Bu nedenle çalışmadıkları ve zorunlulukları yeni getirmedikleri zaman artık çalışkan ve cömert olmamaktan çekinirler.
Zayıf ve bencil hissederler. Bu nedenle psikoterapinin amaçlarından biri onlara dinlenmenin veya yardım istemenin kendilerini hiçe saymak olmadığını göstermektir.
Değişiklikler kimlikle tutarlı olursa işe yarar.
Kendine bakmak için başka ne yapabilirler?
Fibromiyalji ağrıları kontrol edilmez ve öngörülemez görülüyor. Bu durumda hiçbir şeyin yararı olmadığı sanılıyor. Ancak Kapı Kontrol Teorisine göre zihin ağrıyı bastıracak başka şeylerle uğraşabilir ve ağrıyla ilgisi olan akımlara kapılar kapatılabilir.
Örneğin fibromilyalji hastalarının çoğu aile ve arkadaşlarıyla zaman geçirip dinlendiği zaman ağrının azaldığını kabul ediyor.
Öte yandan ağrıyı artıran bazı etkenler şunlar; stresli olmak, gerginlik, endişelenmek ve sıkılmak. Örneğin işten sonra, yoğun egzersiz veya bir tartışmadan sonra acı artar.
Bu durumların acı algısı üzerinde etkisi olduğunu fark ettiklerinde bir sonraki adım acıyı azaltacak ve bastıracak yöntemler bulmaktır.
Hastalığın kendisinden çok, maruz kalınanlar için verilen ödünlerin hayat boyu sürecek olması hastalar için çok zor bu yüzden söylemek kolay ama uygulamak elbette daha zor.
“Acı çok fazlaysa ve tek başına yüzleşmek zorundaysanız, bu yıkıcıdır. Eğer hasta başkalarıyla iletişim kurar ve acıyı dile getirirse bu insanı büyüten bir deneyim olur. Acıyı paylaşmak ve kabul etmek büyümek için bir fırsattır.”
– Luigi Cancrini
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.