Logo image
Logo image

Fazla Güvenen Biri Olabilir Misiniz?

3 dakika
Fazla güvenen biri olabilirsiniz, ancak bu diğer insanlara güvenmenin yanlış olduğu anlamına gelmez. Asıl suçlu, sizi doğru olmayan şeylere güvenmeye iten, kasıtlı olarak size yalan söyleyen ve yönlendiren kişidir. Güven, bazı kişilerin lekelemeye cesaret edebileceği değerli ve kırılgan bir şeydir.
Fazla Güvenen Biri Olabilir Misiniz?
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Hiç kimse sizi fazla güvenen biri olmakla suçladı mı? Birçok insan, diğer insanlara güvenmenin kötü bir şey olduğunu düşünür. Bununla birlikte, insanlara güvendiğiniz için diğer insanların size “saf” dediği oldu mu? Cevap “her zaman değil”dir. Güven sunmak ve beklemek bir hata değildir. Yalan söyleyen ve kandıran insanlar, suçlanmayı asıl hak eden kişilerdir.

Laozi, yeterince güvenmeyenlerin başkalarının güvenine layık olmayacağını söylemiştir. Bu dünyada birbiriyle geçinmek istiyorsa herkes başkalarına bir derece güvenmek zorundadır. Güven olmadan, kalıcı bir kaygı ve endişe dünyasında yaşarsınız. Güven olmadan hiç kimse bir arabanın direksiyonuna geçemez, toplu taşıma araçlarını kullanamaz veya çocuklarını okula bırakamazdı.

Kültürümüz ve medeniyetimizin önemli bir kısmı güven ilkesine dayanır. Çoğu gün bunu cepte saymanıza rağmen, yaptığınız işin temeli budur. Diğer insanlarla iyi geçinmek, ilişkilerinizdeki korku ve belirsizliği azaltmak vb… günün sonunda güven, kapalı gözler ve açık bir kalp ile yaptığınız günlük bir inanç sıçramasıdır.

Bu nedenle, kötü bir deneyiminiz olduğunda ve birileri çok güvenen biri olduğunuz için sizi suçladığında bu çok acı verici olabilir. Sadece hayal kırıklığınızla uğraşmakla kalmaz, kendinizden ve davranışlarınızdan şüphe etmeye başlarsınız. “Çok mu saftım?” “Gözümü mü boyadılar?” “Daha şüpheci mi olmalıydım?”

“İnsanlara güvenmek ve inanmak zorundasınız, yoksa hayat imkansız hale gelir.”

– Anton Chekhov

Some figure

Duyguların Gücü

“Güven” kelimesinin var olan en güzel kelimelerden biri olduğunu söyleyebilirsiniz. Bu terim, insanların güvenlik ve diğer kişilerin sevgisine dayanan bağlantılar kurma kapasitesini tanımlar. Aynı şekilde, güven aynı zamanda eylem de içerir. Korku veya kaygı duymadan diğer insanlarla ilişki kurmaya cesaret edersiniz.

Bununla beraber, toplumumuzda güven hakkında bazı ilginç araştırmalar vardır. Michigan, Royal Oak’daki İlişki Enstitüsünden psikolog Joe Bavonese’ye göre, insanlar son on yılda daha az güven duyuyorlar.

Bu durum için açıklayıcı bir faktör, son yıllardaki teknolojik gelişmelerdir. Yeni teknoloji size çok miktarda bilgiye erişim sağlar hale gelmiştir ve ayrıca daha fazla insanla tanışmanızı sağlamaktadır. Ancak, bu ortamların hiçbiri %100 güvenilir değildir.

Ayrıca belirsiz süreçler yaşamak da ilişkilerinizi etkileyebilir gibi görünüyor. Her şey ekonomik, sosyal ve politik olarak dengesizdir, bu nedenle biraz daha temkinli, biraz daha dikkatli olmanız mantıklıdır. Buna rağmen, çok sayıda insan fazla güveniyor gibi görünebilir. Ama bu tam olarak ne anlama geliyor? Limitler nedir? Çizgiyi nereye çekiyorsunuz?

Duygusal Güven ve Bilişsel Güven

Birine karşı güven oluştururken bunu iki somut boyutta yaparsınız:

  • Birincisi, duyguları besleyen duygusal güvendir. Bu, birinin güveninize layık olduğuna karar verdiğinizde duyduğunuz sezgisel histir, çünkü kalbiniz size bunu söyler ve onlarlayken iyi hissedersiniz.
  • Bilişsel güven. Zaten mevcut olan duygusal boyuta; yargı, düşünce ve inançları eklediğiniz zaman ortaya çıkandır. Bu, birisine neden güvenmeniz veya güvenmemenizin nedenlerini dikkate alan, daha pratik ve nesnel bir değerlendirme sürecidir.

California Üniversitesinden Jennifer Dunn’ın bu çalışmasının da açıkladığı gibi, çok güvenen insanlar duygusal boyuta çok fazla dayanıyor. Unutmayın ki yargılarınız her zaman gerçeği yansıtmaz. Belki de kendinizi duygularınızı dinlemekle sınırlıyor ve başka nesnel faktörleri göz önüne alamıyorsunuzdur.

Some figure

Neredeyse Hiçbir Zaman Fazla Güvenen Biri Olamazsınız

Bu nedenle, diğer insanlara güvenmek neredeyse hiçbir zaman bir hata değildir. Beyninizin, hayatta kalmak için çok önemli olan, insanlara bağlanmak ve ilişki kurmak için tasarlanmış bir sosyal organ olduğunu unutmayın. Güven, insan olmanın temel bir parçasıdır. Bu yüzden hayal kırıklığı, ihanet ve yalanlar çok travmatik olabilir.

Bununla birlikte fazla güvenebileceğiniz bazı durumlar vardır. Ne olduklarına birlikte bakalım.

Geçmiş Deneyimleri Hesaba Katmadığınız Zaman

Birkaç kez sizi hayal kırıklığına uğrattıktan sonra birine güvenmek bir hatadır.

Tecrübe en iyi danışmandır. Sonuç olarak, bir hata yaptı diye hiç kimse kendi üstüne fazla gitmemeli. Hayatı yaşamak; yanlış insanlara güvenmek, sendelemek ve düşmek anlamına gelir. Bu bilgiler ışığında, bu tür şeyler olduğunda, her zaman üzerine düşünmeli ve bu durumdan dersler çıkarmaya çalışmalısınız. Aynı taşa tekrar tekrar takılmak, hiç kimse için iyi değildir.

İlişkilerinizde Seçici Davranmanız Gerektiğini Unuttuğunuz Zaman

Fazla güvenen biri olmak bazen kendinizi muhtemel bir zarara açık hale getirmek anlamına gelir. Bu nedenle arkadaş veya sevgililerinizi seçerken seçici davranmak gerekir.

Bunu yapmak için, şu üç güven prensibini hatırlamakta fayda var:

  • Güven, ihtiyaç duyduğunuzda ya da talep ettiğinizde destek ve yardım almayı hak ettiğinizi bilmektedir.
  • Güven, düşüncelerinizi yargılanmadan veya ihanet edilmeden paylaşabilmektir.
  • Son olarak, güven, diğer kişinin size zarar vermeyeceğini bilmektir.
Some figure

Sonuç olarak hepimiz birilerine güvenmeye ihtiyaç duyarız. Bu günlük destek olmasaydı, hayat çok zor olurdu. Bu nedenle, başkalarının güvenebileceği türden biri olmak için elinizden gelenin en iyisini yapın ve güvenmeyi seçtiğiniz kişilerin değer verdiğinden emin olun.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Dunn, J. R., & Schweitzer, M. E. (2005). Feeling and believing: The influence of emotion on trust. Journal of Personality and Social Psychology88(5), 736–748. https://doi.org/10.1037/0022-3514.88.5.736
  • Rempel, J. K., Holmes, J. G., & Zanna, M. P. (1985). Trust in Close Relationships. Journal of Personality and Social Psychology49(1), 95–112. https://doi.org/10.1037/0022-3514.49.1.95

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.