Logo image
Logo image

Çocukların Dirençli Bir Beyine Sahip Olması İçin 7 İpucu

5 dakika
Bu yazımızda çocukların dirençli bir beyine sahip olması için işinize yarayacak 7 ipucunu sizler için derledik.
Çocukların Dirençli Bir Beyine Sahip Olması İçin 7 İpucu
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Tarafından yazılmıştır Valeria Sabater
Son Güncelleme: 14 Aralık, 2021

Çocuklarda dirençli bir beyin geliştirmek, başarıldığında çok büyük bir öneme sahip olacak bir hedeftir. Miniklerimizin olağanüstü şeyler yapabileceklerinin farkındayız. Bu nedenle, en çok istediğimiz şey onların mutlu olmalarıdır. Bunun için onlara her an karşılarına çıkabilecek günlük zorluklarla yüzleşmelerini sağlayan kaynakları yönetmeyi öğretmekten daha iyi bir şey yoktur.

Bu kadar moda olan çok az kelime vardır. “Direnç” terimini neredeyse her yerde, her kendi kendine terapi kitabında, her kişisel gelişim kılavuzunda görürüz. İşte tam da bu nedenlerden ötürü temsil ettiği fikrin yeni bir şey olmadığını ancak günümüz için yeni bir olgu olduğunu, etkisini daha titiz bir şekilde incelemeye başladığımızda öğrendik.

Viktor Frankl, bize “dirençli olmanın” ana fikrini birkaç kitap aracılığıyla zaten tanımlamıştı. Bunu, örneğin bazı insanların içsel güçleri, zırhları, amaçları ve yaklaşımları sayesinde zorluklarla nasıl başa çıkmayı başardığını bize göstererek yapmıştır.

“Gerçekten ihtiyacımız olan şey hayata karşı tutumumuzda köklü bir değişiklik yapmaktır.”

– Viktor Frankl

Peki, bu kaynaklar bu kadar cesaret vericiyse, neden onları çocuklara aktarmıyoruz ki? Bunu yaparak karşılaşabilecekleri zorluklarla daha iyi başa çıkabilmeleri için onlara basit teknikler öğretmekten daha fazlasını yapmış olacağız. Aslında, dirençlilik, bizde olduğu gibi onlara da yeni bir bakış açısı kazandırmaktadır. Strese karşı daha fazla direnç kazanarak ve daha yetenekli akıl yürütme işlevleriyle, beyne daha güçlü bir şekil verir.

Çabalar takdir edilmeye değerdir. Aşağıdaki taktikleri uygulayarak daha dirençli bir beyne sahip çocuklar yetiştirmeniz mümkündür.

Some figure

Dirençli bir beyni eğitme ihtiyacı

Zorluklarla karşılaştığımızda beynimizin stresi yaşar, duygusal yönden acı çeker. İşte aynen bu şekilde, bu tür bir tepki çok özel bir yerde başlar ve gelişir: beyin amigdalasında.

Bu yapı, korku ile ilgili tepkilerimizden sorumludur ve aynı zamanda beyne adrenalin ve kortizolün mümkün olan en kısa sürede salınması için mesajlar gönderen yapıdır. Bize şunu söyler: “Tepki göstermeliyiz, bu tehdit edici uyarandan bir an önce kaçmalıyız!”

İşte tam da o anda; korku nöbetçisi olan amigdala devreye girdiğinde, onun yapısına özel çok karakteristik bir şey olur: prefrontal korteks işlevselliğini kaybeder. Yani, durumu objektif olarak analiz etme veya problem üzerine düşünme yeteneğimiz tamamen azalır. Korkunun egemen olduğu o duygusal kaçırılmaya kendimizi kaptırırız. Kendimize bir kaçış yolu inşa edebileceğimiz o iç sükunete sahip olmadan, herhangi bir çıkış yolu göremeyiz.

Çocukları daha dirençli bir beyne sahip olmaları için eğitebilseydik, bu sorunla karşılaşmazlardı. En azından bu kadar sık ​​olmazdı. Çünkü dirençlik basit bir şekilde amigdalayı sakinleştirerek prefrontal korteksi harekete geçirmeyi içerir. Daha açık, düşünceli ve güçlü bir zihniyet geliştirmek için stresi azaltın. Yazımızın devamında bunu nasıl yapacağınıza bir bakalım.

1. Güçlü bağlar ve sağlıklı bağlanma: çocuğunuza en iyi örnek, siz olun

Pek çok kişinin, konu daha dirençli çocuklar yetiştirmeye geldiğinde, onlara kendi sınırları olan ve bağımsız bir birey olmalarını öğretmekten daha iyi bir şey olamayacağını düşünmesi çok mümkündür. Aslında, kendine güvenmekten daha fazlası ve dirençli bir beyin geliştirmenin anahtarı duygusal bağlantıdır.

Çocukların sağlıklı, güçlü ve huzurlu bir bağlılığa ihtiyacı vardır. Kendilerine sevgi, güvenlik ve koruma sunan örnek alacakları kişilere ihtiyaçları vardır. Tüm bunlar korku ya da stres yaşamamış bir beyni şekillendirir. Çünkü erken dönemlerde güvensizlik veya korku deneyimi yaşamamış güçlü bir beyin, uzun vadede hayatın problemleriyle daha fazla bedel ödeyerek yüzleşecek bir beyindir. Bu izlerin yokluğu daha güçlü, daha esnek ve anlayışlı bir zihin oluşmasını sağlar.

2. Yönetme işlevlerini eğitin

Başlangıçta buna değindik. Amacımız, amigdalayı (korkuyu) sakinleştirmek ve prefrontal korteksi (yönetici işlevleri) eğitmektir. Bu şekilde çocuğumuza sorunları çözmesi, dikkatini toplaması ve karşısına büyük veya küçük zorluklar ortaya çıktığında, yaratıcı olması için kaynaklar sunacağız. Bütün bunlar korku ve acıya katlanmamızı önleyecektir.

Çocuklarda yönetici işlevler geliştirmek için uygulanabilecek stratejiler şunlardır:

  • Rutinler oluşturun.
  • Sağlıklı sosyal davranış örnekleri oluşturun.
  • Güvenilir insanlarla sosyal bağlantı oluşturmasını teşvik edin.
  • Yaşıtlarıyla kendi bağlantılarını kurma fırsatı (kamplar, sporlar …) oluşturun.
  • Yaratıcı oyunlar.
  • Hafıza oyunları.
  • Yaratıcı oyunlar.
  • Kendi kararlarını verebilmeleri için fırsat yaratın.
Some figure

3. Farkındalık alıştırması yapın

Çocuklarda dirençli bir beyin oluşturmanın bir başka harika yolu ise farkındalıktır. Burada ve şimdiki an ile rahat bir şekilde bağlantı kurabilmek, beyinin bağlantısını geliştirir, stresi azaltır ve yönetme işlevlerini geliştirir. Bu uygulamayı hayatlarında erken yaşta uygulamaya başlarsak büyük faydasını görürüz.

4. Çocuklara yetkin ve yetenekli oldukları fikrini aktarın

Bir çocuk her gün yetenekli olduğunu algılamalıdır. Hatalarından ders alabilen biri olarak, her gün yeni beceriler ve yetenekler edinmek için zorluklarla başa çıkmak amacıyla kendini geliştirebilen biri olmayı öğrenmelidir. Bizim desteğimize güvenme ve takdirimizi kazanma hissi, yavaş yavaş daha iyi kararlar almasını sağlayacaktır.

5. Çocuklarda dirençli bir beyin gelişimi için onlara iyimserlik aşılayın

Gerçek bir iyimserliğin onlara çok yardımı olabilir. Çocuklarımıza, zorlu problemler içerebilecek herhangi bir gerçekliğin kişisel gelişim açısından değerli olacağını gösterelim. Burası gerçek değerinin yattığı yer olacaktır.

Some figure

6. Korkularınızla destek alarak yüzleşin: yardım istemek iyidir

Çocukların dirençli bir beyne sahip olmaları için, korku gibi olumsuz değer duygularını yönetmelerine yardımcı olmamız gerekir. Size verebileceğimiz ilk şey bir fikirdir: yardım istemek iyi bir şey olduğu kadar tavsiye de edilir ve bu gereklidir. Yardım isteyen kişiler savunmasızlıklarını, ihtiyaçlarını kabul ederek daha derin ilişkiler için yol açacak kadar da cesur olacaktır.

Başkalarına yardım etmek ve kendisine yardım edilmesine izin vermek, çocukların hayatlarının erken dönemlerinde oluşturmaları gereken bir dinamiktir. Bu şekilde korkular azalacak ve yok olana kadar çocukların üzerlerindeki güçlerini kaybedeceklerdir.

7. Bir “sorun çözme kutusu” oluşturmayı öğrenin

Bu tavsiye, kullanışlı olduğu kadar eğlencelidir de. 5 yaşından itibaren bir çocuk zaten basit problemleri çözmeyi öğrenebilir.

Onlara günlük yaşamda kullanmaları için bir “sorun seti” verirsek ve bunu nasıl kullanacaklarını gösterirsek, olgunlaşmalarına yardımcı oluruz. Büyüdükçe, bu araçların kullanımını mükemmelleştirecek ve şartlara uyarlayacak kişiler olacaklardır.

İşte bu problem çözme kutusu aşağıdaki stratejilerle doldurulabilir:

Bir şey beni endişelendirdiğinde ne yapmalıyım?

  • Bu sorunu anne ve babaya danışma.
  • Güvendiğiniz birinden yardım veya tavsiye istemek.
  • Bu sorunu daha önce yaşadıysam, daha önce nasıl çözdüğümü düşünürüm. Şimdi daha iyisini yapabilir miyim?
  • Sorunlar ne kadar büyük olursa olsun bir sorunu çözmek için daha küçük parçalara ayrılabileceğini bilmek.
Some figure

Sonuç olarak, çocuklara dirençli bir beyin sahibi olmaları için beyinlerini eğitmek, şekillendirmek ve teşvik etmek, güvene dayalı bir bağlanma oluşturan yetiştirme tarzı gerektirir. Bu da karşılığında, sorunların üstesinden gelmek ve çözmek için strateji üretme açısından sağlam bir temel sunar.

Yetişkinin örnek olarak hizmet ettiği bir tür aktif ve yaratıcı eğitim modelinden bahsediyoruz. Böyle bir şey bizim açımızdan büyük bir sorumluluk belirler: Her zaman değerli olacak bir maceradan söz ediyoruz.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.