Uyku Sırasında Nöronlarımıza Ne Olur?
Yazan ve doğrulayan psikolog Andrés Navarro Romance
Kötü uyuduğumuzda genelde yorgun hissetme eğiliminde oluruz. İyi bir gece uykusu çekmemek hem fiziksel hem de psikolojik olarak sağlığımız üzerinde ciddi etkilere yol açar. Bu yüzden iyi uyumak temel bir ihtiyaç olduğu gibi sinir sistemi olan her canlı türü için de elzemdir. Peki uyku sırasında nöronlarımıza ne olur? Aşağıda bu sorunun cevabını keşfedebilirsiniz!
Bilim uykunun hayati bir işlev olduğunu defalarca göstermiştir. Hatta, uzun bir süre boyunca iyi uyumamak ölümcül bile olabilir.
Dahası, Nature Communications Sleep dergisi uyku sırasında nöronlarımıza ne olduğu hakkında ilginç bir çalışma yayınlamıştır. Bu çalışma uykunun kromozomların nöronlarda ortaya çıkan genetik hasarı azaltma yeteneğini arttırdığını belirtir. Buna ek olarak, uykunun gerçek sebepleri hakkında bazı mümkün açıklamalar da önerir:
- Makromoleküllerin biyosentezini kolaylaştırır.
- Enerjinin korunmasına yardım eder.
- Metabolitlerin temizlenmesine katkıda bulunur.
- Nöronal plastisite süreçlerine izin verir.
- Uzun süreli hatıraların sağlamlaştırılmasına yardımcı olur.
Uyku Sırasında Nöronlarımıza Ne Olur?
Yukarıda bahsedilen çalışmaya göre gün boyunca beyin uğradığı hasarı tamir etmek için optimal bir zaman vardır: uyku. Dolayısıyla, uyuduğumuzda nöronlarımızdaki genetik hasarlar hatırı sayılır bir derecede azalır. Bu da hücrelerimizdeki işlev bozukluğu riskini azaltır.
Akılda tutulması gereken önemli bir şey daha vardır. Uzun süreler boyunca biriken genetik hasar nörodejeneratif hastalıkların ve diğer nörolojik bozuklukların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Bundan dolayı, iyi bir gece uykusu almak çok önemlidir.
Nörogörüntüleme teknikleri moleküler seviyede sinir hücrelerindeki kromozomların DNA’yı baskılamak ve basıncını azaltmak konusunda uyku sırasında uyanıklıkta, yani tam kapasite çalıştıkları zamanda olduğundan daha başarılı olduğunu kanıtlamıştır.
Genetik madde tamirinin bu tuhaf özelliği ilk önce nöronlarda gözlemlenmiştir. Bu durum günün saatine ve özellikle de sirkadiyen saatlerine bağlıdır. Diğer anatomik bölgelere ait olan diğer hücre tipleri tamirin işlevselliği açısından fark edilebilir değişiklikler göstermemektedir.
Yukarıda bahsettiğimiz durumdan şu çıkarımı yapabiliriz: hücrelerdeki hasarın tamirini hızlandıran fizyolojik bir durum olan uyku, nöronlar söz konusu olduğunda diğer sistemlerde olduğundan çok daha etkilidir.
Bununla birlikte, konuya evrimsel bir bakış açısından yaklaşacak olursak, insanların nöronlarını sağlıklı tutmak için bir stratejiye ihtiyaçları olmuş olduğundan bahsedebiliriz. Sizin de tahmin etmiş olabileceğiniz üzere, bu strateji uykudur. Bu süreç kendine has özellikleri ve çalışma prensipleri dolayısıyla en iyi seçenektir.
Diğer yandan, yukarıda bahsettiğimiz araştırma bu hasar tamiri mekanizmasının ters yönde de çalışabileceğini bulmuştur. Hatta, DNA gen sekanslamasında hataların biriktiği gerçeğinin kendisi dahi uykudaki genetik tamir mekanizmalarının başlangıcını tetiklemiş olabilir.
Beynin kendi aktivitesine ek olarak nöronların DNA’sını oluşturan nükleotit zincirlerine zarar verebilecek faktörlerden bazıları oksidatif stres, radyasyon ve madde kullanımıdır.
Dahası, şiddetli uyku yoksunluğunun ölüme yol açabileceğini belirten klinik bir gerçek de söz konusudur. Bu durum yüzyıllardır bilinmektedir. Bu gerçek uyku eksikliği dolayısıyla genlerin onarılamaması hakkındaki bulgulara dayandırılabilir.
Şüphesiz ki sağlıklı kalabilmek için uyuma ve uyanma döngülerinize mümkün olduğu kadar saygı duymalısınız. Hatırlayın ki iyi uyumak, iyi yaşamak anlamına gelir.
“Dünyadaki en iyi silgi iyi bir gece uykusudur.”
– Orlando Aloysius Battista
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.