Sonuçlarla Yüzleşmek
Hepimiz, bizleri bir takım beklentiler içine sokan, sözler veren ve sonrasında ortadan kaybolan insanlar ile elbet karşılaşmışızdır. Sevgililerden birinin, birden bire çekip gittiğini ve geride kalanın ne düşüneceğini bile bilemediğini elbet görmüşüzdür. Bu sebeple, sonuçlar ile yüzleşmek bu insanlar için zordur. Aynı zamanda, iş yerinde de, birlikte iş yaptığınız bir insan, verdiği sözlere uymayıp, hiç bir açıklama yapmadan, daha öncesinden yapmış olduğunuz anlaşmalardan çekilebilir.
Sonuçlardan ve sorumluluklarından kaçınmak bazı insanların kimyasında vardır. İlk önce ortalığı bir güzel karıştırırlar ve sonradan kimseye çaktırmadan çekip giderler. Akabinde, herkesin, kendi payına düşen sorumluluğunu üstlenmesi gerektiği zaman, bu insanları bulmak zor olur. Böyle davrananlar genellikle adli suçlulardır. Sadece kendilerine sağlanacak faydaya odaklanıp, aldıkları risk için bir bedel ödemeye ise hiç yanaşmazlar.
“Görünmez bir düşmana karşı savaşmaya çalışmak, kendi varlığınızı inkar etmeye benzer.”
– Anonim
Bu tür bir davranış, karşı taraftaki insanlara zarar verir. Oldukça rahatsız edicidir. Birisinin, size neden bu şekilde davrandığını çözmeye çalışırken, baya bir zaman kaybedebilirsiniz. Sonuç olarak hiç kimseye güvenemeyen ve sürekli olarak kendi kendini suçlayan biri olur çıkarsınız. Neyse ki, bunun olmasını önlemek için bir seçeneğimiz var.
Sonuçlardan kaçmak utanç ve kin kaynaklıdır
Sonuçlarla yüzleşmeye cesaret edemeyenler, yanlış bir şey yapmış olduklarını bilir ve bunu hissederler. Buna ek olarak, ortaya çıkan sonucun, belirli bir düzeyde kendi çıkarlarına hizmet etmediğini de bilirler. Başka bir deyişle, olumsuz bir şekilde davranmalarının bahanesi geçerli değildir. Mevzu bahis başkaları olduğu zaman, dürüstlükten, mantıktan ve insaniyetten uzak bir tavır takınırlar. Eylemlerinin ve düşünce yapılarının olumsuz olduğunun farkındadırlar.
Sürekli olarak ahlaki ve etik değerlere karşı hareket eğilimi içerisinde olurlar. Aynı zamanda, bazı belirsizlikler de vardır: davranışlarının kabul edilemez olduğunu, başkalarına itiraf etmekten de kaçınırlar. Bir hata yaptıklarını söylemek istemezler. Bu duydukları utançtan kaynaklanır.
Yaptıkları eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmemek, ne kadar utanmaz olduklarının bir kanıtıdır. Eylemlerinin sonuçlarından kaçınmak, başkalarının ne hissettiğini görmezden gelerek, onlara hak ettikleri değeri göstermen sorunu çözmeye çalışmanın bir başka yoludur. Bu şekilde davranan insanlar, başka insanları, verdikleri hasarın hiç bir zaman düzeltilemeyeceği inancına sürüklerler. Başkalarını sürekli olarak biraz hor görürler (“çok da büyük bir mesele değil canım” der geçiştirirler). Kendi hatalarının sonuçlarını, başka kurbanların çekmesine göz yumup, o konuda bir şey yapamayacaklarını kendi kendilerini ikna ederler. Bu anlamda, sonuçlardan kaçınmak aynı zamanda bir kin tutma biçimidir. Kötü davranışlarının farkında olup, ortaya çıkan sonuç ile mağdur ettikleri insanı bir başına bırakırlar.
Sorumluluk alma yeteneksizliği
Sonuçlardan kaçınma, sorumluluk eksikliğinin açık bir işaretidir. Toplumlar, örtülü ve açık toplu sözleşmelere dayanmaktadır. Kanunlar, dinler ve ideolojiler, bu sözleşme maddelerinin önemini, insanlara hissettirmenin önemli yollarından bazılarıdır. Toplum olarak birlikte yaşamak adına temel teşkil ederler. Eğer başkalarından bir fayda sağlıyorsak, karşılığında da bir şeyler sunmamız gerekir. Toplum olarak yaşamanın esas ana fikri budur.
Sorumluluk, sözlük anlamı ile cevap verme yeteneği anlamına gelir. Yaşamımızın ilk evrelerinde öğrenmeye başladığımız bir olgudur. Bu olgu, başkalarını ilgilendirecek çerçevede verdiğimiz sözler ve yükümlülüklerimiz konusunda bir bilince sahip olmak demektir. Bazı insanlar, bu sorumluluğun kişisel ve özerk bir tercih olduğunu öğrenerek büyürler. Verdiğiniz sözleri tutup tutmadığınızı kontrol etmek için, bir ahlak bekçisine ihtiyaç yoktur. Ödüllendirilmek veya cezalandırılmak için başkalarına bağımlı değilsiniz, bunun yerine sadece kendi vicdanınıza karşı sorumlusunuz.
Sonuçlardan kaçmak, eylemlerinizden sorumlu tutulma yükümlülüğünden de kaçmak demektir. Bu tutum, verdiğiniz sözleri çiğnemekte ve açık bir şekilde size duyulan güveni de perdelemektedir. Bu tür davranışlar, özerklik eksikliğini gösterir. Saklanmayı tercih eden insanlar, ödül-ceza çerçevesinin esirleridir. Çocukken bir yanlış harekette bulundukları zaman nasıl davranıyorlarsa, büyüyünce de aynı davranışı, yani saklanma eylemini devam ettiriyorlar.
Sonuçlardan kaçınanlar ile ne yapacağız?
Davranışlarının sorumluluğunu almak istemeyen bir insan, başkalarına çok fazla zarar verir. Birisi sizi üzüp, özür dilemez ise, çektiğiniz açı katlanarak artabilir. Kendinizi son derece çaresiz hissedebilirsiniz. Genel manada, duygusal açıdan ihanete uğrarsınız.
Bu tür davranışlar da bir çeşit aldatmacadır. Bir sorunu çözmek için, birisini terk etmek başka bir sorun yaratır. Sonuçlarla yüzleşmek istemeyen kişinin bundan kaçınması, aslında durumu daha da içinden çıkılmaz bir hale sürükler. Sorun belirsizlikle sonuçlanır ve sürüncemede kalır. Bununla birlikte olumsuz duygular da ortaya çıkmaya başlar.
İki ya da daha fazla insanı kapsayan bir sorunu çözmek için tek başınıza kaldığınız zaman, bu görevi kabul etmekten başka bir seçeneğiniz kalmaz. En iyisi, çekip giden insanın geri geleceği ve sorumluluk alacağı hayallerini bir kenara bırakmaktır. Bu hayal, kendiniz aldatmanın bir başka şeklidir. Sonuçlarla yüzleşmeyecek olan kişiyi bırakın gitsin. Siz elinizden geleni yapın ve temiz bir sayfa açın. Yapabileceğiniz en akıllıca şey budur.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.