Öz Saygınızı Güçlendirmek İçin Kişisel Gelişim
Kendinizi nasıl gördüğünüz, kim olduğunuza ve nelere gücünüzün yettiğine dair algılarınız ve inançlarınız, tamamen kendinize olan saygı ve güveninize bağlıdır. Öz saygı, yetenek ve becerilerinizle pek de ilgili değildir ama kişisel gelişimin köşe taşıdır.
Düşük öz saygı ya da kendisi ve becerileri konusunda kötü bir görüşe sahip kişiler şöyle düşünecektir: Gelişmek mi? Ne için? Başkaları ise ilerlemeye güçlerinin yetmediği fikrine kapılarak içinde bulundukları koşullar veya çevreyi sorgulayacaktır. Ama hepimiz, kişisel gelişimin daima mümkün olduğunu bilmeliyiz.
“Hiç kimse geri dönüp her şeye yeniden başlayamaz ama herkes bugün başlayıp yeni bir son yaratabilir.”
– Maria Robinson
Ne kadar ileri gidebilirsiniz?
Sadece kendinizi tanıyarak ve yeteneklerinizi keşfederek tam potansiyelinizi gerçekleştirebilirsiniz. ama bulunmayı bekleyen o potansiyel, kendinize güvenmemeniz ve yeterince sagu duymamanız nedeniyle bastırılmış olabilir.
“Ancak kim olduğunuzu bildiğinizde kendinizi sevebilirsiniz.”
– Ana Moreno
Ne var ki yeteneklerinizi keşfetme sürecinde en kötü korkularınızla yüzleşmekten başka çareniz yoktur: kendinizle yüzleşmelisiniz. Öz imajınız; sınırlamalarınızla, geçmişinizle, yaralarınızla ve size özgü varlığınızla bağlantılıdır. Uyum sağlamak, bir şeyi yapabilmek ya da duygusal sırt çantanızla bir ilerlemek konusundaki şüpheler, sizi ilerlemekten alıkoyacaktır. Bu şüpheler, korkutucudur.
Yalnızca kendiniz olmaya cesaret ederek, kim olduğunuzu kabul ederek ve kendinizi koşulsuz bir şekilde severek, öz saygınızı iyileştirmeye başlayabilirsiniz ve sonuç olarak, potansiyelinizi gerçekleştirebilisiniz.
“Parçayı, bütünle karıştırmayın. Hiç kimse bütünüyle iyi değildir. Ya da bütünüyle kötü değildir. Kendinize dair güzel şeyleri yeniden tasdik edin ve kötü hissetmenize neden olan şeylerin üstünden geçin. Ve asla unutmayın: kötü şeyleri değiştirebilirsiniz.”
– Bernardo Stamateas
Kendinizle barışın ve zayıf noktalarınızı kabul edin
Sağlıklı bir öz saygı, güçlü ve zayıf noktalarınızın farkında olmayı içerir. Bunların her ikisini de kabul etmek, kendinizi sevmeyi mümkün kılar ve sizi başkalarına karşı “nazik” biri olarak gösterir. İçinizde taşıdığınız her şey, kim olduğunuzun bir parçasını oluşturur. Bunu yapmamak sizi savunmasız kılar.
Kendinizle barışarak kendinize empoze ettiğiniz ya da başkalarından kabul ettiğiniz kısıtlamalardan kurtulursunuz. Kendinizle barışmak, bütün o zayıf noktaları kabul ederek kişisel gelişme yolunda ilk adımı atmak için onlara dayanmayı gerektirir.
“Güçsüz noktalarımızı tanıdığımızda, güçleniriz. Bizi korkutan şeyi, savunmasız hissettiren şeyleri biliriz. Ve ilerleyebilmek için korkularımızı fethetmeyi seçiyoruz. Bizim gücümüz budur.”
– Bernardo Stamateas
Başka insanların ne düşündüğü sizi ilgilendirmiyor
Hiç kimse, herkesi memnun edemez. Herkesi memnun etmeye çalışmak, kısır bir çabadır; özellikle de eylemlerinizden gurur duyması gereken ilk kişinin siz olduğunuzu unuttuysanız. Başkaları fikirlerini istediği kadar belirtsin, günün sonunda herkes kendi yolunu yürür. Sizin yolunuz, sizin hayatınız, sizin işiniz. Başka insanların sizin hakkınızda ne düşündüğü onların meselesidir.
Sosyal yargı korkusunu, reddedilme korkusunu, başka insanların ne diyeceği düşüncesini ya da bütün bunların yolunuza koyduğu engelleri aşmak, kolay değildir. Ama başka insanların ne söylediği ya da düşündüğü, ancak siz izin verirseniz gerçek bir güce sahip olabilir.
Kendi içinize bakın ve kimi memnun etmeyi istediğinize karar verin: seyirciyi mi yoksa aktörü mü? Bunu yaparken hayatınızın, ona para kazandıran bir okuyucu kitlesini memnun etmeye çalışan bir yazar tarafından belirlenmiş bir senaryo olmadığını hatırlayın.
Unutmayın ki pek çok insan sizin sadece kısıtlı bir versiyonunuzu görmektedir. Hiç kimse sizin nedenlerinizi, hedeflerinizi, çabalarınızı sizden daha iyi bilemez. Ayrıca kıskançlığı da unutmayın. Kıskançlık, düşük öz saygıya ya da zayıf değerlere sahip insanları, başarıyı yalnızca diğer insanların ne kadar üzerinde olduklarına göre ölçen canavarlara dönüştürür. Bu da diğer insanları alaşağı etmek durumunda olmaları anlamına gelir.
Bunların sizi etkilemesine izin vermeyin. Büyüyün ki başka insanların yargılarını aşın ve kendinizi olduğunuz ve olmak istediğiniz şekilde görün.
“Başkalarının gözleri, bizim hapishanemizdir; düşünceleri ise kafeslerimiz.”
– Virginia Woolf
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.