Öz-Empati: Kendinizle Nasıl Bağlantı Kurabilirsiniz?
Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater
Bugün nasıl hissediyorsunuz? Şu an nasıl hissediyorsunuz? Bir şeye ihtiyacınız var mı? Neyi özlüyorsunuz? Öz-empati, insanların genellikle ihmal etme eğiliminde olduğu, esenlik ve psikolojik sağlık için bir egzersizdir. Yine de, kendi içinize bakmak, başkalarına empati göstermenin ilk adımıdır. Sonuç olarak, hem kendinizle hem de diğer insanlarla her türlü zenginleştirici ilişkinin başlangıç noktasını oluşturur.
Bununla birlikte, insanlar çok önemli olmasına rağmen bu yeteneği genellikle ihmal ederler. Aslında, başkalarını nasıl anlayacağınızı, kendinizi onların yerine koymayı ve buna göre hareket etmeyi bilmekten daha önemli bir şey yoktur.
Bununla birlikte, empati geliştirmenin en iyi yolu, duygusal olarak kendinizin farkında olmaktır. Ayrıca, yalnızca kendi ihtiyaç ve duygularını tanıyabilen ve bunlara cevap verebilen empatik insanlar gerçek mutluluğa ulaşmayı başarır.
Öz-empati nedir?
Öz-empati, kendinizle sevgi dolu ve saygılı bir şekilde bağlantı kurma yeteneğidir. Aslında burada “sevgi” ve “saygı” son derece önemlidir. Kendinizle konuşmaya ve içsel benliğinizle bağlantı kurmaya alışmış olsanız da, muhtemelen bunu her zaman gerektiği gibi yapmıyorsunuzdur. İnsanlar kendilerine karşı oldukça olumsuz olma eğilimindedir.
Sakinlikten çok kaos sunan bir tür iç diyalogla kendinizi eleştirebilir ve yıpratabilirsiniz. Bu çok olumsuzdur. Aslında, bu öz-empati eksikliği stres ve kaygıya yol açar. Sonuç olarak, kendinize sunduğunuzdan daha fazlasını başkalarına veren insanlardan biri olursunuz.
Daniel Goleman, Duygusal Zeka (Emotional Intelligence) kitabında öz-empati hakkında bir şey yazmamış olsa da, “duygusal öz-farkındalık” kavramına yer vermiştir. Bu, içsel durumlarınızı, tercihlerinizi, sezgilerinizi, ihtiyaçlarınızı ve her duygunuzu gerçekleştiği anda ve durumda izlemek anlamına gelir.
Öz-empati geliştirmenin püf noktaları
Godfrey T. Barrett-Leonard, Avustralya Murdoch Üniversitesinde psikoloji profesörüdür. Öz-empati üzerine bir araştırma yaptı. Çalışmada, terapi sırasında her psikoterapistin görevinin hastalarını bu temel ve gerekli yetenek konusunda eğitmek olduğunu açıkladı.
Bunun nedeni, birçok insanın hayatlarının çoğunu duygularını ihmal ederek geçirmesidir. Aslında, pek çok insan kendi çevrelerine o kadar dalmışlardır ki, kendi duygularına, düşüncelerine ve arzularına nasıl erişeceklerini unutmuşlardır. Bununla birlikte, öz-empatiyi onarmak her zaman bir öncelik olmalıdır.
Aşağıda bunu nasıl başaracağınızı anlatıyoruz.
Kendinizi yargılamadan gözlemleyin ve kendinize iyi bakın
Öz-empati, burada olduğunuzu fark etmenizi ve kabul etmenizi gerektirir. Acı çeken, üzülen, heyecanlanan ve umutlu hisseden bir parçanızın olduğunu kabul etmelisiniz. Bu, yhissettikleriniz için kendinizi yargılamadan veya eleştirmeden kendinizi gözlemleyebileceğiniz anlamına gelir.
Kendinizi son sıraya koymayı bırakın. Kendinize doğrudan ve açık fikirli bir şekilde bakın. Size değişiklik yapma yeteneğinizi geri verecektir. Bu değişiklikler, esenlik duygularınızı artıracaktır.
Kendinizle en iyi arkadaşınızmışsınız gibi konuşun
Kendinizle siz saygılı bir şekilde konuşmazsanız, kim konuşacak? Ayrıca, kendinizle sevgiyle iletişim kuramıyorsanız, başkalarının bunu yapmasını nasıl bekleyebilirsiniz? Öz-empati, kendinizle en iyi arkadaşınızmışsınız gibi konuşmanızı gerektirir.
Duygusal öz-farkındalık, anlayışla ve kim olduğunuzu dinleme ve kucaklama yeteneğinizle beslenir. Kendinizi olduğunuz gibi görün ve olduğunuz kişiden utanmayın.
Kendinizi bugün, yarın ve her zaman bağışlayın
Öz-empati yararlı, gerçek ve anlamlı olacaksa, reddedilme veya eleştiriden kaynaklanmamalıdır. Örneğin, her zaman aynı hataları yapıyor gibi göründüğünüz için kendinizle çatışıyor musunuz? Önemli fırsatları kaçırdığınızı mı düşünüyorsunuz? Bazı şeyleri yapacak kadar cesur olmadığınız için kendinizden memnun değil misiniz?
Bu duygular, sağlıklı ve onarıcı bir öz-empati kurmanızı engeller. Bu nedenle, kendinizi affetmeniz gerekir. Bunu hak ediyorsunuz. Deneyiminiz olmadığı için yaptığınız hatalar için kendinizi affedin. İnsanların sizi incitmesine izin verdiğiniz için kendinizi affedin, çünkü bunun olacağını bilmenizi sağlayacak bir kristal küreniz yoktu.
Kendinize hak ettiğiniz bağışlamayı verin. O zaman, gerektiği gibi iyileşebilir ve kendinizle empati kurabilirsiniz.
Hayat bir meydan okumadır
Öfke, hiddet, korku, hayal kırıklığı, endişe, stres… Hayat her zaman devam eden bir meydan okuma olacak ve sizi her zaman teste tabi tutacaktır. Ayrıca, işler ters gittiğinde karmaşık duygular yaşamak normaldir. Ancak içsel benliğinizi ihmal edip hissettiğiniz, düşündüğünüz, ihtiyaç duyduğunuz ve önemsediğiniz şeylerden uzaklaşırsanız, kendinizi çaresiz hissedecek, kontrolünüzü kaybedecek, stresli ve endişeli hissedeceksiniz.
Öz-empati, bazen deneyimlediğiniz tüm bu çalkantılı duygulara katlanmayı içerir. Aslında, hissettiklerinizi kabul etmek ve kendinize ihtiyacınız olan sevgiyi vermek, değişimi başlatmanın ideal yoludur. Ardından, istikrarsızlık ve kargaşadan denge ve sakinliğe geçebilirsiniz.
Alfred Adler empatinin bir başkasının gözünden bakma, başka birinin kulaklarıyla dinleme ve başka birinin kalbiyle hissetme yeteneği olduğunu söylemiştir. Ancak, önce kendinizi tanımadan, kendinizi dinlemeden ve kalbinizi öz sevgiyle doldurmadan bunu doğru bir şekilde başaramayacağınızı unutmayın.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Barrett-Lennard, G. (1997). The recovery of empathy: Toward others and self. In Bohart, A. & Greenberg, L. , Empathy reconsidered: New directions in psychotherapy (pp. 103–121). Washington, DC: American Psychological Association Press. doi:10.1037/10226-004
- Neff, K. D., & Dahm, K. A. (2015). Self-compassion: What it is, what it does, and how it relates to mindfulness. In Handbook of mindfulness and self-regulation (pp. 121-137). Springer, New York, NY.
- Sherman, N. (2014) Recovering lost goodness: Shame, guilt, and self-empathy. Psychoanalytic Psychology 31: 217–235.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.