Maraton Koşmak: Zihnin Gücü
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Spor yapmak hem fiziksel hem de psikolojik bir disiplindir. Bir rakiple yüzleşmek, bir maraton koşmak veya bir spor takımına katılmak, çaba, eğitim ve formda bir zihin gerektirir.
Bu nedenle, ister profesyonel ister kişisel olsun, hedeflerinize ulaşmak için ruh halinizi göz önünde bulundurmanız zorunludur. Konsantre olmak ve zihninizi bir maratona hazırlamak çok önemlidir.
Psikolojik idman
Maratonlar, tüm engel testlerinin anasıdır. Bir maratona hazırlanmak demek, kilometrelerce koşmak ve her yerinizde acı hissetmek demektir.
Aslında, iyi maraton koşucuları, gerçekten maratonlar için idman yapanlar, en zor kısmın maraton değil, aslında antrenman olduğunu söylüyorlar.
Bu nedenle, fiziksel antrenmana her zaman dayanıklılık antrenmanı eşlik etmelidir. Birçok insanın unuttuğu şey, zihni vücuttan önde tutmanın ne kadar önemli olduğudur. Yarışı bırakma cazibesinin baskın olduğu anlar olacak ve bu, iradenizin devreye girmesi gerektiği zamandır.
Koşucunun “Kendi kanepemde oturup kitap okuyabilecekken burada ne işim var?” gibi sorular sormaya başladığı belli anlar vardır. Bu sorular onların vazgeçmeyi ciddi olarak düşünmelerine neden olabilir.
Acı ve bitkinlikle yüzleşmenin yanı sıra bir diğer önemli psikolojik faktör, yarıştan birkaç gün önce hissettiğiniz endişeyle yüzleşmektir.
Maraton koşmanın zorluğu
Son olarak, bir maratona katılmaya öylesine karar vermemeniz gerektiğini anlamak önemlidir. Maratonlar hem beden hem de zihin için uzun ve zorlu bir hazırlık sürecini temsil eder.
Bu inanılmaz mücadeleyi gerçekleştirmek büyük çaba gerektirir. Maraton için özel bir şekilde hazırlanmayan ve antrenman yapmak için daha kısa yarışlar yapmayan kişi, maraton koşmamalıdır.
Yani yarıştan 3-4 ay önce fiziksel ve zihinsel bir direnç oluşturmak önemlidir. Bunun nedeni, bir maraton koşmak için, inanılmaz bir fiziksel direnç geliştirmenin yanı sıra, zihin gücüne de ihtiyaç olmasıdır.
Psikolog Rocío Parrado’ya göre, bir maratonda koşucu farklı duygusal durumlardan geçer. Bedenin fiziksel bir sınırı olduğu gibi zihinsel bir sınırı da vardır. Bu nedenle, kapsamlı bir idmandan sonra bile bu tür faaliyetler hafife alınamaz. Maratonlarda zihin gücünün nasıl kullanılacağını anlamak oldukça önemlidir.
Bir maratonun 6 zihinsel aşaması
Tomás Vich Rodríguez, “A momentos malos, pensamientos positivos: Qué pasa por la cabeza del corredor popular de maratón” (Kötü zamanlar, olumlu düşünceler: Popüler maraton koşucusunun kafasından geçenler) adlı kitabında maratonların altı aşamadan oluştuğunu belirtiyor:
- Öfori: Bu etap maratondan önce başlar ve ilk metrelerden sonra biter. Yarış öncesi gerginliğini içerir. Mutlu düşüncelerin ve şüphenin bir karışımıdır.
- Gevezelik: Yaklaşık 6 ila 15 metre arasında gerçekleşir. Çoğu koşucu etraflarındaki diğer koşucularla sohbet etmeye başlar. Halkın tezahüratları tarafından körüklenen ve erken tükenmeye yol açabilecek tempoyu hızlandırma eğilimi vardır.
- Geçiş: 16 ila 23 metre arasında gerçekleşir. Bu psikolojik olarak nötr bir aşamadır. Çoğu koşucu kendi hızına ve temposuna odaklanarak kendine uyan şekilde hareket eder.
- Sabit: 24 ile 31 metre arasında başlar. Maraton gerçekten burada başlar. Fiziksel ve zihinsel ıstırap başlar. Kaygı yerleşmeye başlar ve koşucunun yapmak istediği tek şey yarışı bitirmektir. Koşu arzusu azalır.
- Izdırap: 32 ila 42 metre arasında başlar. Ünlü “koşucu duvarının” göründüğü yer burasıdır. Maratonun en zor kısımlarından biridir. Uzmanlar, bunun, koşucunun kaslarının ana enerji kaynağı olarak yağ kullanmaya başladığı an olduğunu belirtiyor.
- Yarışı bitirmenin mutluluğu: Bu etap son birkaç metreyi temsil ediyor. Koşucunun maratonu bitireceğinden emin olduğu ve bitiş çizgisine yaklaştığı zamandır.
Her aşamada zihin gücünü kullanmak
Koşucu maraton sırasında duygularını kontrol ederse, başarılı bir şekilde tamamlayabilir.
- Öfori: İlk adrenalin deşarjından sonra yorgunluk gelir. Bu nedenle, maratoncular bitiş çizgisine ulaşabilmek için bu adrenalini doğru deşarj ettiklerinden emin olacakları stratejiler uygulamayı unutmamalıdır.
- Gevezelik: Tempomuzu hızlandıran durumları tespit etmeliyiz. Örneğin, halk tezahüratları. Duyguların kontrolü ele geçirmesine izin vermemeliyiz.
- Geçiş: Bu aşamada kendimizi rahat hissederiz. Burada yapılması gereken en önemli şey sakin kalmak ve iyi bir tempoyu korumaktır.
- Sabit: Bu, maratonun en kötü aşamalarından biridir. Olumsuz düşünceler ortaya çıkar ve onları olumlu düşüncelere dönüştürmeye çalışmalıyız. “Böyle hissetmeyi bekliyordum”, “Yarışın başka bir aşaması” veya “Bu his geçecek” gibi şeyler düşünmek yardımcı olur.
- Izdırap: Amaç, bitiş çizgisini düşünmekten kaçınmaktır, çünkü o kadar uzaktadır ki, ulaşılamaz görünebilir. Bu nedenle, sadece bir sonraki metreyi düşünmeliyiz.
- Yarışı bitirmenin mutluluğu: Bu adrenalini yükseltir, maratonun başındaki kadar mutlu hissetmemizi sağlar ve yorgunluğu bir nebze olsun unutmamıza yardım eder.
Sonuçları tahmin etmek
Bir maraton sırasında duygularınızın sizi olumsuz etkilemediğinden emin olmak için zihni eğitmek gereklidir. Yarış öncesi bu psikolojik idman, beklentiye dayalıdır.
Koşucu, antrenmanları sırasında, gerçek maratonun toplam mesafesini koşmamasına rağmen yeterince pratik yapmalıdır. Bunu yapmanın bir yolu birikimli antrenmandır.
Bu, koşucunun yarış sırasında ihtiyaç duyduğu hızı tahmin etmesine yardımcı olabilir. Bu tam olarak koşucunun ilk metrelerde takip ettiği sürece son metrelerde yorgunluktan kaçınmasına yardımcı olacak hızdır.
Son olarak, iyi bir iç diyalog ihtiyacını vurgulamak önemlidir. Birçok sporcu başarısızlıklarını “Bu bana göre değil” gibi kendine zarar veren ifadelerle pekiştirir. Yarışa odaklanmak istiyorsanız bu ifadelerden kaçınmalısınız.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.