Kendine İyi Davranmak Herkese İyi Davranmaktan Daha İyidir
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Kendinize iyi davranmak, herkese iyi davranmaktan daha iyidir: Bu sizlere sağlık ve esenlik kazandırır. Uzun bir yolculuktan aldığınız haz gibi. Zaman içerisinde, bazı durumları geride bırakır ve geçmişin ağır yüklerinden arınmış olarak, hafifçe ileriye doğru bir adım atarsınız. Hayatı daha dolu dolu yaşamak için size güç veren bir uyanış yaşarsınız.
Teori olarak bu kadar kolay bir dil ile ifade edilmesine ve birçok kişisel gelişim kitabın da ifade edilmesine rağmen, bu fikri uygulamaya koymak aslında çok zordur. Daha iyi anlaşılması adına şimdi size küçük bir örnek vereceğiz.
Her sabah uyanıp pencereden dışarı baktığınız zaman, hep aynı saatte meydana gelen bir olay olduğunu hayal edin. Komşunuz, güneş ışığı alması için küçük bir bonsai ağacının dışına çıkarıyor. Adeta saplantılı bir özveri ile bu ağaç ile ilgilenir: tozunu toprağını temizler, sular, besler… hatta ona tatlı talı sözler bile söyler.
“Kendinizi sevdiğinizde ve kendinize saygı duyduğunuzda, birilerinin sizi hoş görmemesi ya da onaylamaması korkulacak ya da kaçınılacak bir şey değildir.”
– Wayne Dyer
Ama bu esnada başka bir şey fark edersiniz. Komşunuz, asla mutlu bir insan gibi görünmüyor. İstemediği bir işte çalışıyor ve herkesi memnun etmeye çalışıyor. Onun bu özverili yaklaşımı, görevini yerine getirdikten sonra bir kukla misali kenara atılmasına sebebiyet veriyor. Ailesi, patronları ve arkadaşları mevzu bahis olduğunda sonuç hep böyle oldu. Aslında, “dişleri” o kadar incelmiş ki, çoktan çekilmeye başlamış: genç komşunuz ilk kalp krizini geçirdi bile.
Her gün, komşunuzu o güzel bonsai’yi ağacı ile beraber gördüğünüzde, neden aynı özveri ve sevgiyle kendisine bakmadığını merak ediyorsunuz. Kendisine bakmak komşunun, nasıl yapılacağını öğrenmesi gereken bir mevzudur halbuki. Belki de, düzeltmesi gereken ilişkileri, kendine saygı duyması gereken mevzuları ve tekrar bulması gereken bir onuru vardır.
Kendine iyi davranmak, mantık ve bir gereklilik meselesidir
Epiktetos, “tıpkı yürüdüğümüz zaman, bir çiviye basmamaya veya ayağınızı bükmemeye dikkat ettiğiniz gibi, hayat boyunca da kendimize aynı şekilde dikkat etmeliyiz.” demiştir. Yani, başkalarının da bize zarar vermesini engellemeli ve kendimizi korumalıyız. Ancak bazen ne kadar denesek de bu gibi bir durumda başarılı olamıyor; kendimizi ihmal ediyoruz. Kendimize iyi davranmak yerine, herkesi birinci önceliğimiz olarak kabul etmek gibi sağlıksız bir anlayış içerisinde giriyoruz.
Aslında, kendi ihtiyaçlarımızı erteleyerek, herkesi memnun etmeye çalışmanın mantıklı olmadığını görüyoruz. Zaten böyle bir yaklaşım tavsiye de edilmez. Ayrıca, hayatlarımıza boş, kararsız ve hüsrana uğrayan işlerin karışıp, kötü gitmesine izin vermek, kesinlikle ileride ödeyeceğimiz bir bedele sahiptir.
Unutmayın ki, ne ile ilgilenirseniz, o yönde verim alırsınız. Korunan ve beslenen ağaç meyve verir. Dolayısıyla, üzerinde düşünmeniz gereken bir başka mevzu da, duygularımızı bir kenara bırakıp, mantık çerçevesi içerisinde hareket etmenin gerekli olduğu anların var olduğudur. Neye ihtiyacımız olduğunu hissettiğimiz ve hatırladığımız şeylere zaman ayırmak bir öncelik olmalı.
Duygusal zekanın şimdilerde popüler olduğu doğru. Ancak, en mantıklı ve en akılcı düşünce tarzının en çok işe yarayan olduğu çok özel anlar da vardır. Sebep mi? Bu, bizi en çok değişiklik yapmaya ve hayatımızı daha iyi hale getirmeye iten bu zihinsel odak türüdür.
“Sonunda her şey güzel olur. Eğer güzel değilse, o zaman o son değildir.”
– John Lennon
Erich Fromm, insanların sürekli bir çelişki içinde yaşama yetisine sahip olduklarını söyler. Bu durum, bazen başkaları mutlu olursa, kendimizin de mutlu olacağını söyletir. Böyle bir durumda, her ne kadar aslıda iyi olmasam da, birine iyi olduğumu söylersem ve o da şayet iyi ise, o zaman ben mutlu olurum.
Böyle tuhaf düşünce tarzları elbette yıkıcıdır. Duygusal olarak bir bedel ile beraber gelirler, çünkü mantığın ve aklın yerine geçerler. Bir şeyden hoşlanmıyorsanız, o zaman ondan uzaklaşın. Eğer size hoş gelmeyen bir durum varsa o zaman bunu söyleyin. Canınız mı yandı? Kendinizi savunun. Mutsuz musunuz? O zaman farklı bir şey yapın.
Peki Kendimize Nasıl İyi Davranacağız?
Kendinize iyi davranmak, duygular arasında bir denge kurmak ile başlar. Durum ne olursa olsun, her zaman kendimizi ilk öncelik olarak belirlemek gibi bir yaklaşımdan bahsetmiyoruz. Daha sağlıklı bir mutluluk çizgisi narsisizm demek değildir. Bir kişinin var “Olması” için o zaman o kişinin “oluruna bırakması” gerektiği anlayışından gelir.
Bunu yapmak için aşağıdaki adımlara bakalım şimdi. Onları cesurca hayatımızın ayrılmaz bir parçası haline getirmek için olabildiğine kabul etmeli ve uygulamalıyız.
- Öz güven. Kendi gücümüze inanmak, daha iyi kararlar almamıza yardımcı olacaktır. O zaman kendi ruh sağlığımız içim kimin iyi kimin kötü olduğunu anlayabilir, yaşamımızın herhangi bir anında ihtiyacımız olan bir şeyi nasıl etki elde edebileceğimizi görebiliriz.
- Düşüncelerinizi mantıklı bir tabana yerleştirin. Kendimize karşı iyi olmayı bıraktığımız anlar, neredeyse her zaman, o yorucu ve önemli iç diyaloğumuzdan kaynaklanır. Bu durum bizlerin büyümesini engeller, bu yüzden korkuları ortadan kaldırmayı ve kendi kendimize düşman olmayı bırakmayı öğrenmemiz gerekir.
- Hayat ile dost olun. “Herkesle arkadaş olmak” yerine, hayatla arkadaş olun.Fırsatlara, iyimserliğe ve özgürlük duygusuna karşı açık olun. Başkalarına karşı kayıtsız olmak ya da onlara karşı bağımlı olmak ile uğraşmayın.
- İçinizdeki potansiyeli keşfedin. Güçlü yanlarınızı keşfedip, yetenek ve becerilerimizden faydalandığımız zaman, her şey zaten yerli yerini bulur. Başkalarına bağlı olmadan, işleri rayına oturmak için kendimizi yeteri kadar cesur hissetmeye başlarız. Bu durum son derece ödüllendirici bir yaklaşımdır.
Sonuç olarak, bir insanın kendisi hakkında iyi hissetmesi, çevresinin ve içinde bulunduğu şartlara da bağlı olduğunu unutmayalım. Bu insanların içlerinde, hiçbir şeyin onları durduramayacağı kadar çok enerji, güven ve iyimserlik vardır. İçinde taşıdığınız bu güzel hazineyi sakın ola boşa harcamayın.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
- Bierzynska, M., Bielecki, M., Marchewka, A., Debowska, W., Duszyk, A., Zajkowski, W., … & Kossut, M. (2016). Effect of frustration on brain activation pattern in subjects with different temperament. Frontiers in psychology, 6, 1989.
- Mitra, P., & Fluyau, D. (2020). Narcissistic Personality Disorder. StatPearls. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK556001/
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.