Kaygı Sizi Harekete Geçmekten Alıkoyduğu Zaman
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Kaygı bütün insanlar için doğal ve yaygın bir şeydir. Bununla birlikte, bizler belki de sadece harekete geçip ilerlemenin bir ihtiyaç olduğunu unutarak sık sık kaygı içinde oluruz.
Kaygı bizi endişeli hale getiren duruma karşı çözüm bulmak için duyulan zihinsel bir girişimdir. Bu durum veya problem gerçekte var olabilir ya da bizim hayal kurduğumuz bir olasılık olabilir. Olacağına inandığımız bir şeye bizi hazırlayan bilişsel bir aktivitedir. Bu yüzden mekanizma faaliyete geçtiği zaman farklı zorluklarla karşılaşıldığı zaman kaygı artar.
Fakat çoğu zaman endişe duyarız ve herhangi bir çözüme ulaşmadan her şeyi gereğinden fazla düşünürüz. Bizi kaygılandıran fikirleri onlar bir kısır döngü olana kadar durmadan düşünür kafaya takarız, bu da bize çözüm bulmayı hedeflemeyi unutturur ve sadece sorunlara yoğunlaştırır.
Neden harekete geçmektense kaygı duyarken daha çok zaman harcarız?
Problemle baş etmede duyulan kaygı ilk adımdır. “Harekete geçmeye” başladığımızı hissetmek güven vericidir, çünkü bu çözüm bulmaya daha yakın olduğumuz anlamına gelir.
Bu kısa süreli huzur dönemi bizi çok rahatlatır, böylece kaçınma davranışına tutulabiliriz. Harekete geçmekten kaçınırız çünkü endişelenerek kendimizi daha rahat hissederiz, kimse kaygı duymaktan hoşlanmamasına ve bu durumun garip görünmesine rağmen.
Bu şekilde zaman geçer. Sorunla yüzleşsek bile kendimizi takılıp kalmış gibi hissederiz. Bir fikir üzerinde çok fazla düşünerek ve endişeli hale gelerek alternatif çözümler buluyormuş gibi hissedebiliriz. Ve sonra kaygı fonksiyonunu kaybeder ve farkında olmadan zamanımızı ve enerjimizi çalarak büyük bir engel olarak karşımıza çıkmış olur.
Kaygılarınızla nasıl baş edebilirsiniz?
Şu fikirler sizi engelleyen kaygıları küçümsemenize ve dolayısıyla nihayet harekete geçmenize yardımcı olabilir:
Geri adım atın: Objektif olmaya çalışın
Sizi rahatsız eden şeyi objektif bir şekilde analiz edin ve olacağını düşündüğünüz şeyleri not edin. Yaptığımız yorumlarda çoğu zaman gerçekçi olamayız, çünkü duygularımız işin içine girer. Bir arkadaşımız veya bir aile yakınımız da böyle bir sorunla karşılaştığında aynı şekilde mi davranırız? Sizi rahatsız eden şeylerin gerçekleşip gerçekleşmeme olasılığını düşünün.
Bir adım ileri gidin: Kendinizi en kötü senaryoya hazırlayın
Ya sizi çok kaygılandıran şey olursa? Kendinizi en kötü senaryoya hazırlayın. Bu meydana gelse bile, hipotezler üstün gelerek gerçekleştiği zaman her şeyle yüzleşmeye daha eğilimliyiz. Oturup sadece kaygılanmak yerine harekete geçersek kesinlikle daha güçlü oluruz.
Bazı şeylerin kaçınılmaz olduğunu kabul edin
Eğer kaygılandığınız şey siz bir şey yapın veya yapmayın mutlaka olacaksa, durumun daha iyi olması için ne yapabileceğinizi düşünün. Bizim kontrol edemediğimiz sorunlar vardır. Yine de kendimizi korumaya karar verdiğimizde sorunlar bizi fazla etkilemez. Hiçbir çözümün olmayacağı bir sorun hakkında tekrar tekrar düşünmenin size acı vereceğini unutmayın.
Kendinizi koruyun
Sorunla daha iyi yüzleşebilmek için gerekli olduğunu düşündüğünüz şeyin üzerinde durarak ona göre kendinizi korumaya alın. Bazen kendini korumanın en iyi yolu dikkatini başka şeylere vermektir. Ancak diğer zamanlarda, çözüm size bağlıdır ve harekete geçme zamanı gelmiştir. Belki de bir adım atmanın ve o ilişkiye son vermenin ya da uzun zamandır uğraştığınız şeyi ele almanın tam zamanıdır.
Kaygı duyacağınız zamanı belirleyin
Eğer bir şeyi düşünmeniz gerekiyorsa ve onu görüyorsanız, tüm dikkatinizi ona veremediğiniz için bu düşünce aklınızdan çıkmaz ve bir gölge gibi sizi takip eder, sizin diğer bütün düşünce ve duygularınıza sirayet eder. Bütün kaygılarınız, düşünceleriniz sizin dikkatinizi o yöne çeker ve endişe duymanıza sebep olur. O soruna ayıracağınız zamanı tespit edin, böylece bütün gün kafanızın içini meşgul etmemiş olur.
En iyi, iyinin düşmanıdır
Bu sözü Voltaire söylemiştir. Ve bazen en iyisini, en mükemmelini ararken çok zaman ve enerji kaybederiz. Alternatifler ve çözümler bulmak için zaman ayırın. Fakat zaman ilerlediği için karar vermek zorundasınızdır. Bütün seçenekleriniz mükemmelden uzak olmasına rağmen, “kötü çözümler arasında en iyisini” bulmak zorunda kalabilirsiniz.
Cesur olun
Her çözümün arkasında bir sorun veya bir kaygı olmak zorunda değildir. Biz büyürüz ve aynı esnada problemle yüzleşmek için kaygılanmanın gerekli olduğu fikrini özümseriz. Yine de kaygılanmadan harekete geçebilirsiniz. Bu her şeyi kabullenme ve gücünüzle her şeyi yapabileceğinizi bilme meselesidir.
Kaygıların ötesinde
Endişe duvarlarının ötesinde güneşin güzel bir batışı vardır. Bazen depremler veya gök gürültüleri bir süre her şeyi sarsar… Diğer zamanlar güneş doğar, yağmur yağar ve güzel bir gökkuşağı belirir. Bazen bir gün içinde bunların hepsi meydana gelir.
Anlatmak istediğim şey, duvarın arkasında ne var diye endişeyle çok uzun zaman kaygılanırsak, duvarın arkasındaki o şey değişmeyecektir. Zaman kaybederiz ve bulutlar ortadan kaybolmaz. Onlar artık duvarın ötesine geçmişlerdir. Bu yüzden eğer ıslanmak istemiyorsanız, şemsiye alın. Ve eğer şemsiyeniz yoksa yağmurun tadını çıkarın.
“Saati seyretme, onun yaptığını yap. İlerlemeye devam et.”
– Sam Levenson
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.