Karanlık Üçlü: Narsisizm, Makyavelcilik ve Psikopatlık
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Diğer insanlarla bağlantı kurma becerisine sahip olmayan ya da duygularıyla bağlantısını bilerek kesmiş olan insanlar, “karanlık üçlü” dediğimiz bir şeyin etkisi altına girerler. Bu karakter özellikleri, narsisizm, makyavelcilik ve psikopatlığı ortaya çıkarır.
Uç vakalarda, karanlık üçlüye ait özellikleri olan insanlar suç işleyebilir ya da ruhsal bir hastalık sebebiyle kendilerini kaybedebilirler. Ama aramızda da henüz teşhisi konmamış ve bu özelliklere sahip insanlar bulunmaktadır.
Bu özelliklere sahip insanların karanlık kişilikleri olduğu söylenir. Neden? Çünkü diğerleriyle ilişkilerinde hassasiyet göstermeden, bencilce ve art niyetli davranırlar. Columbia Üniversitesinde psikolog olan Delroy L. Paulhus ve Kevin M. Williams, insan ilişkilerindeki en negatif özellikler oldukları için bu özelliklere “karanlık üçlü” ismini vermiştir. Gelin bunların ne olduğuna birlikte bakalım.
Narsisizm
“İstediğim her şeyi yapabilirim” ya da “Diğer insanlar beni sevmek için varlar” narsisist düşüncelere birer örnektir. Bu tip şeyleri söyleyen insanlar bencildir ve doğru ve yanlışla ilgili benmerkezci bir algıları vardır ve çevresindekilerin onu gördüğünün aksine bununla ilgili de gerçekçi olmayan bir pozitif fikirleri vardır.
Narsistler, “şeytan tüylü” insanlardır. Başlangıçta insanlar onları sever; hoş ve çekici gözükürler. Ama zaman geçtikçe çok tehlikeli olabilirler. Bu kişilerin etrafındaki insanlar, onların gerçek amaçlarını anlamakta zorluk çekerler: hayranlık ve güç kazanmak.
Rutin şeyler onları sıkar, bu yüzden zorluklar ararlar. Bu sebeple, narsistler çoğunlukla liderler ya da yüksek seviye stresli işlerde çalışan kişiler arasında çok görülür. Psikoanalist Michael Maccoby’ye göre narsisizm, iş dünyasının üst kademelerinde arttığı görülen bir bozukluktur. Bu durum, rekabet, para ve gösterişle doğrudan ilişkilidir.
Narsisizmin negatif tarafı
Narsist kişilerin sahip olduğu güçlerden biri, diğer insanları ikna edebilme becerisidir. Bu gücü etraflarında çok sayıda onları takip eden insan olması için kullanırlar. İstediklerini yaptırmak için çevrelerindeki diğer insanları kolayca razı ederler.
Kısacası, istedidklerini her zaman elde ederler. Buna ek olarak, hiç empati kuramadıkları için bunu yapmak onlar için hiç zor değildir. Amaçlarına ulaşmada kullanacakları yöntemler ve stratejiler hakkında da pek seçici olmazlar.
Narsist insanların, bazen öyleymiş gibi gözükse de, diğer insanlara karşı hiç ilgisi ya da endişesi yoktur. Pişmanlık hissi yaşamazlar ve çevrelerindeki insanların ihtiyaç ve duygularına karşı tepkisizdirler.
Ama özgüvenleri de bir nevi onların Aşil topuğudur. Narsistler genellikle özgüvenleri düşüktür ve bir şekilde zayıf ve savunmasızdırlar. Bu yüzden çevrelerini kendilerinden daha altta gördükleri insanlarla doldurmaya çalışırlar ve böylece onları domine ederek güçlü hissederler.
Makyavelcilik
“Makyavelistler” için amaca giderken her yol mübahtır, bunun yaratacağı sonuçlar önemli değildir. Bu insanlar genellikle çok hesaplı ve soğuk insanlardır ve diğer insanlarla samimi bir duygusal bağları yoktur.
Narsisistlerle, bencillik ve diğer insanları kullanma gibi ortak noktaları olsa da yine de onları birbirinden ayıran bir şey vardır: kendilerini ve ilişkilerini gerçekçi bir gözle görebilirler.
Makyavelistler kimseyi etkilemeye çalışmaz. Bunun yerine kendilerini oldukları gibi gösterirler ve etraflarındakileri de olduğu gibi görmeyi tercih ederler çünkü bu şekilde başkalarını daha kolay manipüle ederler.Hatta, istediklerini elde etmek için diğer insanların duygularına odaklanırlar. Eğer hislerinizi anlayabilirlerse sizi daha iyi manipüle edebilecek stratejileri de daha rahat geliştirirler.
Psikolog Daniel Goleman’a göre, Makyavelist özellikleri olan insanların empati duygusu daha zayıftır. Soğuk duruşları, kendi duygularını ve diğer insanların duygularını yönetme becerilerinden ileri gelir.
Hatta bazen duygular onları o kadar huzursuz eder ki, üzgünlük ya da yorgunluktan ayıramayacakları bir anksiyete yaşarlar. Bununla birlikte diğer insanların ne düşündüğünü çok iyi anlarlar. Ama Goleman’ın da dediği gibi, kafalarında ne yapacakları belliyse bile kalpleri bunu hiç bilmez.
Psikopatlık
Psikopatlar, diğer insanları sadece kullanıp atabilecekleri birer obje olarak görürler. Öte yandan, diğer karanlık kişilik özelliklerinin aksine, neredeyse hiçbir zaman anksiyete yaşamazlar. Korkmanın ne demek olduğunu bilmezler.
Korku olmayınca, en yoğun, tehlikeli ve dehşet anlarda sakin kalabilme becerisine sahip olurlar. Eylemlerinin sonuçlarını pek düşünmezler. Bu üçlüden sonu hapiste bitecek olanlar muhtemelen bunlardır.
Psikopatlar, acı ile ilgili duygusallığa karşı duyarsızlaşmış nöronal devrelere sahiptir. Bu yüzden zalimlikleri daha da duyarsız gözükür çünkü bunu tespit edemezer. Ayrıca pişmanlık ve utanma duyguları da onlar için yoktur.
Öte yandan, psikopatlar eğer isterse kolayca insanları sinirlendirebilir ve damarına basabilir. İkna etme becerileri çok iyidir. Bununla beraber, sosyal bilişsellikte iyi olsalar da ilişkileri ve diğer insanların davranışlarını sadece mantıksal ya da entellektüel bir bakış açısından görebilirler.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.