Karabasan: Uyku Felci ve Hipnagojik Halüsinasyonlar
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Uyku felci ve hipnagojik halüsinasyonlar, uyku döngüsünün başında meydana gelen gerçekçi bir algısal deneyimdir. Bu deneyim sırasında görülen halüsinasyonlar, rüyalardaki olayların görsel, işitsel ve hissel olarak son derece net bir şekilde algılanmasıyla oluşur. Tam tersi durum olan hipnopompik halüsinasyonda ise kişi benzer deneyimleri uyanıkken yaşar.
Frederic W. H. Myers, bu terimi hipnopompik halüsinasyonlardan bahsetmek için ilk defa 1918 yılında, hipno Hypnos (uyku) ve pomp (göndermek) kelimelerini bir araya getirerek kullanmıştır. Uykudan uyanıklığa geçişte yaşanan bilinç halini tanımlar.
Hipnagojik halusinasyonların tanımını ise ilk defa Fransız psikiyatist Baillarger 1846 yılında yaptı. Bunlara psikosensoryal halüsinasyon derdi. Alfred Maury ise rüyaların yarattığı halüsinasyon ya da ilüzyon deneyimini tanımlamak için, Hypnos (uyku) ve agogos (uyarılmış) kelimelerini birleştirerek bu terimi oluşturdu.
Yani bu halüsinasyonlar, kişinin rüyasında gördüğü şeyleri uyanık haldeyken yaşadığı deneyimler olarak algılamasıdır. Görebilir, duyabilir ve hissedebilir ama hareket edemez. Bu halüsinasyonlar uyku felciyle doğrudan ilişkilidir.
Hipnagojik halüsinasyonların tarihi ve yaygınlığı
Hipnagojik ve hipnopompik halüsinasyonların genel nüfus bazında, çoğu narkolepsi hastalarından oluşan yaygınlık oranı %25-30. 1957’de Yoss ve Daly adındaki iki yazar bu halüsinasyonları narkolepsinin tanısal kriterleri arasına dahil etti. Ayrıca bu halüsinasyonlar, gün içinde aşırı uyku halinde olmaya sebep olan tüm bozukluklarda görülen bir durumdur.
Bu, uykuya dalmadan önce uyku felci yaşayan hastaların da sıkça yaşadığı bir deneyimdir (3.4). Ayrıca gat (5) ve esrar (6) gibi psikoaktif maddeler, hipnagojik ve hipnopompik halüsinasyonların her ikisini de tetikleyebilen uyarıcılardır.
Uyku felci ve hipnagojik halüsinasyonlar
Uyku felci, kısa süreliğine hareket edememe ya da konuşamama durumudur. Uykuyla uyanıklık arasındaki geçiş esnasında hipnagojik halüsinasyonlar meydana gelir.
Eskiden uyku felci ve hipnagojik halüsinasyonlar için kabus olarak bahsedilirdi. Popüler kültür ise bu semptomlara doğaüstü anlamlar yükleyerek süslemeye başladı. Bu yüzden, bazıları uyku felcini ve bu halüsinasyonları doğaüstü varlıkların ziyaret etmesi şeklinde yorumlar.
1834’te McNish, kabusların tanımını ilk defa şöyle yapmıştı:
“Hayal gücümüz kabusların sürekli yarattığı korkuyu algılayamaz ve anlatabilmek için ise kelimeler yetersiz kalır… Fiziksel veya manevi dünyasındaki korkunç, iğrenç veya ürkütücü her şey dehşet verici bir şekilde gözünün önüne gelir; yılanların üstüne doğru tıslaması, şeytanlar tarafından işkenceye uğramak, ürkütücü sesler duymak ve beliren hayalet figürlerin soğuk dokunuşlarını hissetmek… Yanı başında kötü niyetli bir iblisin yakınlığını fark ettiği an böylesine korkunç bir varlığı görmemek için gözlerini kapatır, fakat bu korkutucu şeyin varlığından emindir; buz gibi nefesinin yüzünde gezindiğini hissettiğinde şeytani bir ruhla yüz yüze geldiğini anlar. Daha sonra yukarı bakar ve bir çift çirkin gözün cehennemden kopmuşçasına kötülük saçan bir sırıtmayla onu izlediğini görür.”
Bunu ve bunun gibi ifadeleri okuduğumuz zaman “kabus” kelimesinin anlamının son 150 yılda ne kadar değiştiğini görebiliriz. Şimdilerde bu, son derece gerçekçi ve rahatsız edici rüyaların kişiyi korkutarak uykudan zıplattığını ifade etmek için kullanılan bir kelime.
Karabasan: gece iblisi
Ernest Jones On the Nightmare (Kabus Üzerine) adlı kitabında, kabus kelimesinin ilk önceleri “karabasan” (inkubus) olarak kullanıldığından bahseder. Yerel halk inanışına göre rüyalardaki korkutucu deneyimlerin sorumlusu, geceleri ortaya çıkan bu iblislerdir.
Orta Çağ’da Avrupa’nın popüler metodolojisine göre karabasanlar, uyuyan kadınların üstüne oturup onlara saldıran iblislerdir. Merlin efsanesine göre bu iblisin amacı, kimi zaman hamile bırakma niyetiyle kadınlara tecavüz etmektir. (8) Erkeklerin üstüne tırmanan versiyonu ise kadın biçimini almış sukkubustur.
İnsanlar bu iblisin geceleri onları ziyret edip göğsüne oturduğuna ve hareket etmelerini engellediğine inanırdı. Hatta Jones, bu inancın neredeyse evrensel sayılabilecek bir inanç olduğunu vurgular. Yani hipnagojik halüsinasyonlar dediğimiz şey, bir bakıma, geceleri ortaya çıkan iblislerin sebep olduğu bir deneyimdir.
Sonuç olarak, bu halüsinasyonlar şimdi narkolepsi semptomları başlığı altında inceleniyor. Ancak sağlıklı insanlarda da görülebiliyor. (9)
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
-
Ohayon, M. M., Priest, R. G., Caulet, M., & Guilleminault, C. (1996). Hypnagogic and hypnopompic hallucinations: pathological phenomena?. The British Journal of Psychiatry, 169(4), 459-467.
- Broughton, R. (1982) Neurology and dreaming@ Psychiatric Journal of the University of Ottawn, 7,101-110.
- Goode, G. B. (1962) Sleep paralysis. Archives of Neurology, 6, 228-234.
-
Hishikawa, Y. (1976). Sleep paralysis. Advances in sleep research, 3, 97-124.
-
Granek, M., Shalev, A., & Weingarten, A. M. (1988). Khat‐induced hypnagogic hallucinations. Acta Psychiatrica Scandinavica, 78(4), 458-461.
-
Baillarger, M. (1846). Des hallucinations psycho-sensorielles. Ann Méd Psychol, 7, 1-12.
-
Liddon, S. C. (1967). Sleep paralysis and hypnagogic hallucinations: Their relationship to the nightmare. Archives of general psychiatry, 17(1), 88-96.
-
Lacy, N. J., Ashe, G., Ihle, S. N., Kalinke, M. E., & Thompson, R. H. (2013). The New Arthurian Encyclopedia: New edition. Routledge.
-
Martínez-Rodríguez, J. E., & Santamaría, J. (2005). Narcolepsia e hipersomnia idiopática. Rev Méd Univ Navarra, 49(1), 35-40.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.