Hayatımızı Değiştiren Trafik Kazaları
Yazan ve doğrulayan psikolog Laura Rodríguez
Yollara çıktığımız her geçen yıl, trafik kazaları riski ile karşı karşıya kalma olasılığımızın devam ettiği anlamına geliyor. Ayrıca, sürücü belgemiz ne kadar eskiyse, bir araba kazası yaşama ihtimalimizin de o denli arttığını söyleyebiliriz. Aynı zamanda ne kadar çok araba kullanırsak kendimizi bu riskin altına daha da fazla sokuyoruz demektir.
Sürücü belgesine sahip olduğumuz yılların sayısının artması ve arabada geçirdiğimiz saatlerin fazla olması, bir şekilde trafik kazaları ile karşı karşıya kalma olasılığımızı yükselten başlıca iki sebeptir. Ancak bu riske yol açan nedenler elbette sadece bu ikisi değildir. Araba kullanma tecrübesinin az olması, yavaş refleksler ya da sabırsız bir biçimde sürmek araba kazaları için sayılabilecek başlıca diğer nedenler arasında bulunmaktadır.
Sebep ne olursa olsun burada altını çizmek istediğimiz nokta, dikkatsiz bir biçimde araba kullanmanın ne denli önemli olduğunun farkında olmamız gerektiğidir. Bu konu o kadar önemlidir ki, önem verilmediğinde sadece kendimiz için değil diğer insanlar için de telafisi mümkün olmayan zararlara yol açabiliriz.
Hayatlarımızı Değiştiren Araba Kazaları
O gün “hayatlarını değiştiren o trafik kazasını” yaşamış olan ve o olayı hatırlayınca gözyaşlarına hakim olamayan insanlar için, artık o olaydan öncesi ve sonrası bulunmaktadır. İster bu trajik olayı birinci elden yaşamış olsunlar, isterse olaya şahitlik etmiş olsunlar, bu durum değişmez.
“Bir gün kalkarsın ve artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Olan olmuştur ve sen artık bir trafik kazasının kurbanısındır. İster arabayı kullanan kişi ol, istersen arabanın içinde olan bir başkası, artık geriye dönüş yoktur. Hayatın tamamen değişmiştir. Tam olarak ne olduğunu bilmeden bir hastanede gözlerini açarsın. O andan sonra da ne olacağını bilemezsin. Bunun neden bu şekilde olduğu ve daha da önemlisi neden senin başına geldiği hakkında hiçbir fikrin yoktur. Yalnızca o andan itibaren bu olayın sonuçlarına katlanmak zorundasındır…”
Bir Kaza Travmatik Bir Sürece Dönüşebilir
Ciddi bir kaza geçirmek sağlığınız ve mutluluğunuz açısından hem fiziksel hem de psikolojik anlamda son derece olumsuz etkilere yol açar. Böyle bir kaza sonrasında sadece kazayı yaşayan kişi değil, aynı zamanda bu durumun yarattığı sonuçları derinden hisseden aile bireyleri ve akrabalar da etkilenir.
Kazanın ardından, o ana kadar yaşadığımız hayata elveda demek zorunda kalırız. Ayrıca bu noktadan sonra, olası bazı zorlukları ve kısıtlamaları da içeren yeni bir hayata adapte olmak durumunda kalabileceğimiz üzüntü verici bir süreç başlamış anlamına gelmektedir.
Bu değişim ve üzüntü süreci belirli bir zaman alır ve bu zaman diliminde farklı aşamalardan geçmek durumunda kalabiliriz. Bunlar arasında, içinde bulunduğumuz durumu kabullenememe ve olanlardan dolayı son derece kederli olmak gibi olumsuz durumlar bulunmaktadır. Kimi zaman hayallerimizin nasıl yerle bir olduğunu ve alışkanlık haline getirdiğimiz şeyleri bir daha hiçbir şekilde yapamayacak olmanın yarattığı acı verici durumu düşünmeden edemeyiz. Bu bağlamda, içinde bulunduğumuz travmatik durumun bir sonucu olarak milyonlarca farklı duygu ve his içine girmemiz şaşırtıcı olmayacaktır.
Unutmamalıyız ki, bu karmaşık ve travmatik durumun üstesinden gelebilmek için kendimizi artık iyi hissedeceğimiz bir denge noktasına ulaşana kadar bir dizi aşamadan geçmek durumunda kalırız. Bununla birlikte herkesin kendine göre bir yaşam şekli bulunmaktadır. Bu nedenle herkesin, kendi kişisel özelliklerine göre farklı bir süreçten geçeceğini de göz önünde bulundurmalıyız.
“Bazı karanlık anlar bir süreliğine en ciddi biçimde hissedilir. Ancak her zaman aklımızda tutmamız gereken şey, bu sürecin sonunda hayata daha güçlü ve dirençli bir şekilde tutunacağımız ve ileriye gitmek için daha fazla enerjiye sahip olacağımız gerçeğidir.”
Direksiyon Başında Dikkatinizi Dağıtacak Hiçbir Şeyle Meşgul Olmayın
İspanya Ulusal Yol Güvenliği İzleme Kurumu İstatistik Servisinin 2017 yılı verilerine göre, bu ülkede bir yıl içinde 102.333 kişi trafik kazalarına karışmıştır. Bu sayıya, hastanede tedavi gören yaralılar, hayatını kaybedenler, yoldan karşıdan karşıya geçmeye çalışırken yaralananlar, araç içinde yolculuk esnasında kaza geçirenler, araç kullananlar ve hastaneye kaldırılmayan yaralılar da dahildir.
Bu genel veriler incelendiğinde, trafikte dikkat dağıtan nedenler arasında ilk sırada %30’luk oranıyla cep telefonu kullanımı gelmektedir. Bu bağlamda, araba kullanırken genelde, “Bana bir şey olmaz.”, “İyi bir sürücü olduğum için benim başıma bir şey gelmez.”, “Birkaç saniyeliğine cep telefonuma göz atsam hiçbir şey olmaz.”, “Yolu kontrol ettikten sonra kısa bir süreliğine cep telefonuma bakmaktan bir zarar gelmez.” gibi düşünceler içine gireriz. Aslında bir açıdan bakıldığında, bu şekilde davranan insanlara hiçbir şey olmayabilir ve güvenli bir biçimde gidecekleri yere ulaşabilirler.
Peki ya o birkaç saniye geri dönüşü olmayan bir hataya neden olursa? Ya o çok önemli birkaç saniye hem sizin hem de o esnada sizin yakınınızda bulunmaktan başka bir suçu olmayan bir başka insanın hayatını sonsuza dek değiştirecek çok kötü bir trafik kazasının yaşanmasına yol açarsa?
O nedenle direksiyona geçmenin sorumluluk isteyen bir iş olduğunu aklınızdan hiçbir zaman çıkarmamanız gerekir. Ancak bu şekilde davranırsanız, doğrudan ya da dolaylı bir biçimde trafik kazaları yaşama ihtimalinizi azaltmış olursunuz.
Yollar herkesin kullanımına açık ortak kamu alanlarıdır. Bu nedenle kurallara uymak ve diğer insanların haklarına da saygı duyacak şekilde her zaman sorumlu olmayı gerektirir. Bu şekilde trafik kazalarının önüne geçme şansını yakalayabilir ve herkesin bu şekilde davranmasıyla olası bir kazaya uğrama riskimizi en alt düzeye indirebiliriz.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.