Akıllı Telefondan Uzaklaşın, Beyniniz "Şarj Olsun"

Cep telefonu ya da akıllı telefonlar artık sadece bir teknolojik aygıt olmaktan çıkmış durumdadır. Bu cihazlar, kimsenin evde unutmak istemediği en iyi arkadaşı haline gelmiştir. Ancak birkaç saatliğine de olsa dinlenmek ve telefonla aramızdaki "bağı koparmak" zihinsel anlamda en yüksek kapasiteye çıkmamız için gerekli bir ihtiyaçtır.
Akıllı Telefondan Uzaklaşın, Beyniniz "Şarj Olsun"
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater.

Son Güncelleme: 14 Aralık, 2021

Hepimiz elbette cep telefonlarımızı bir kenara bırakabilir ve onlardan kendimizi koparabiliriz. Peki bunu ne kadar süreliğine yapabiliriz? Bir saat, yarım saat, belki de sadece iki dakikalığına mı? İşte bu testi, telefon bağımlılığımızı belirlemek için bir ara yapmak faydalı olacaktır. İstesek de istemesek de akıllı telefonlar adeta vücudumuzun bir parçası haline gelmiş durumdadır. Bu yeni parça olmadan yaşamak ise son derece zor bir hal almıştır.

Bu telefonlara akıllı telefon adını vermemizin nedeni, hepimizin de bildiği gibi hayatımızı oldukça kolaylaştıran pek çok sıra dışı fonksiyona sahip olmalarından kaynaklanmaktadır. Psikoloji bilim dalı açısından konu incelendiğinde, cep telefonlarımızın daha şimdiden insan zekasının yerine kullanılan cihazlar olduğu sonucuna ulaşılabilmektedir. Kendi kendimize yapmamız gereken bazı fonksiyonları ve görevleri akıllı telefonlara yükleyerek daha konforlu, hızlı ve etkili çözümler üretmek normal hayatın bir parçası haline gelmiş durumdadır.

Çok da eski olmayan tarihlere kadar birçoğumuz arkadaşlarımızın, ailemizdeki bireylerin, erkek arkadaşlarımızın ya da kız arkadaşlarımızın telefon numaralarını ezbere biliyorduk. Şimdi ise bu numaraları bilmek çok nadir rastlanan bir durum haline gelmiş durumdadır. Bunun dışında son dönemde gözlediğimiz diğer bir durum da belirli bazı yönelim yeteneklerimizi günden güne kaybettiğimiz gerçeğidir.  Günümüzde GPS teknolojisini belli bir yerde yönümüzü bulmak için herhangi bir mantıksal ya da düzlemsel bir çaba sarf etmeden neredeyse her alanda kullanabiliyoruz.

Yani aslında hayatımızı akıllı telefonların kontrol etmeye başladığı bir noktaya geldiğimizi söylesek pek de yanılmış olmayız. Çünkü yeteneklerimiz ve kapasitemiz ile ilgili konuların büyük bir kısmını bu cihazlar devralmış durumdadır.

Bunların dışında en az şimdiye kadar vurguladıklarımız kadar ilginç ve bir o kadar da endişe verici bir konu daha bulunuyor. Akıllı telefonlar performansımızı düşürüyor, enerjimizi eksiltiyor ve motivasyonumuzu da olumsuz yönde etkiliyorlar. Peki bu nasıl oluyor? Şimdi konu ile ilgili biraz daha detaylı bilgilere göz atalım.

Akıllı telefonların bizi kontrol etmesinin önüne geçmek için onlardan daha yetenekli olmamız gerekiyor.

Kumsalda oturan adam

Akıllı Telefondan Birkaç Saatliğine Uzaklaşmak Sağlık İçin Bir Gereksinimdir

Pek çoğumuz inanmasak da telefonu bir kenara bıraktığımızda hiçbir olmayacak, yani dünya dönmeye devam edecektir. Eğer biri arar ya da mesaj gönderirse, bunun cevabını birkaç saat sonra alacak olması büyük olasılıkla hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Her şey yerli yerinde kalacak, her insan normal yaşantısına devam edecek ve her iş yapılmak için beklemeye devam edecektir. Ancak aslında bu kısa bağlantı kesilmesi süresince esas değişimi bizler geçireceğiz. Çünkü belirli bir süre cep telefonu ile ilgilenmeyince kendimizi çok daha iyi hissedeceğiz. İşte esas mesele de budur.

Ancak bu düşünce şekli ne kadar mantıklı olursa olsun, gerçek hayatta telefondan ayrı kalmayı başarmak aslında gerçekten de oldukça zorlu bir iştir. Çünkü pek farkında olmasak da çok sık ve sürekli bir biçimde telefonla ilgilenmek bir alışkanlık haline gelmiş durumdadır. Günümüz insanı olarak geldiğimiz noktada, aktif bir biçimde bir işle meşgul olmadığımız dinlenme zamanlarında dahi akıllı telefonumuzu elimize almayı isteriz. İş sırasında verdiğimiz kısa bir arada, metroyla yolculuk ederken, sıra beklerken, sinemada filmin başlamasını beklerken… Bunlar ve bunlara benzer her an, bizim için cep telefonuna bir göz atmak için son derece ideal birer fırsat niteliği taşımaktadır.

Bu noktada, dinlenme zamanlarımızda bile cep telefonu kullanmanın son derece zararlı sonuçları olduğunu söylememiz gerekiyor. Çünkü insan beyni çok kısa süreler için bile olsa ilgilendiğimiz ne varsa ondan koparak adeta devreden çıkma ihtiyacı duyar. Ancak akıllı telefonlarda bulunan içerikler gibi yoğun uyarıcılar ile ilgilenmeye devam etmemiz halinde, beynin bu kısa mola ihtiyaçlarını karşılamak mümkün olmaz. Bu durumun sonuçları ise son derece dikkat çekicidir. Bu konuda yapılmış olan ilginç bir çalışma bizlere bu dikkat çekici durumla ilgili önemli bilgiler veriyor.

Akıllı telefona bakan kadın

Zihinsel Tükenmişlik ve Akıllı Telefonlar

ABD’nin New Jersey eyaletinde bulunan Rutgers Üniversitesi, öğrencilerin yer aldığı geniş katılımlı bir çalışma gerçekleştirmiştir. Bu bağlamda, 400’den fazla üniversite öğrencisi, farklı zorluk derecelerinde bir dizi psikoteknik teste tabi tutulmuştur. Bu öğrencilerin yarısından teste girmeden önce bir saat dinlenmeleri istenmiştir. Bu dinlenme periyotunda cep telefonu kullanmalarına izin verilmemiştir.

Buna karşın, öğrencilerin diğer yarısının ise dinlenme sürelerinde cep telefonu kullanmalarına izin verilmiştir. Bu kuralları uyguladıktan sonra testler gerçekleştirilmiş ve ortaya oldukça ilginç ve bir o kadar da dikkat çekici bir sonuç çıkmıştır. Dinlenme süresinde cep telefonlarını kullanan öğrenciler, kullanmayanlara oranla %22 daha fazla hata yapmışlardır.

Buna ek olarak, psikoteknik testinde cevaplanan her soruyu anlama süresi incelendiğinde de, telefon kullanan öğrencilerin yaklaşık olarak iki kat daha fazla vakit harcadıkları görülmüştür. Bu veriler, araştırmacıların aslında daha önceden sezdikleri bir gerçeği ortaya çıkarmıştır: Elektronik aygıtlar, karmaşık sorunların çözümünde dikkatimizi ve etkinliğimizi önemli ölçüde azaltmaktadır. Bunun ötesinde araştırma, en az bir saat cep telefonundan uzak bir biçimde dinlenmenin zihinsel enerjimizi yeniden toplamamızı sağladığını da ortaya koymuştur.

Cep Telefonunu Bir Kenara Bırakın ve İşlemcinizi Birkaç Saatliğine Dinlendirin

Yukarıda değindiğimiz çalışma bize şunu göstermiştir: Aslında hiçbirimiz cep telefonlarının tükettiği enerjinin ve potansiyelin farkında değiliz. Elbette enerji derken elektrikten değil kendi bilişsel kapasitemizden bahsediyoruz. Zihinsel ensekliğimiz, dikkatimizi vererek bir konuya odaklanma becerimiz, gözlemleme, reaksiyon verme, bir şehirde yönümüzü bulma ve hatta birbirimizle daha yakın, insani bir biçimde iletişim kurma becerilerimiz…

İşte bu sorunlara verilecek cevabın “akılsız” telefonları daha fazla kullanmak olmadığı bir gerçektir. Teknolojinin günden güne daha yetenekli, ileri seviyede ve sofistike ürünler sunması son derece doğal bir durumdur. Bunların tamamı bir şekilde bize geri dönecek ve bu durum belki de olumlu bir biçimde hayatımızı etkileyecektir. Burada en önemli nokta, bizlerin bu teknolojileri nasıl kullandığımızla ilgilidir. Oldukça sıra dışı bir cihazın, kontrolümüz altında olduğu sürece mutlaka zararlı vereceğini söylemek pek de akıllıca olmayacaktır.

Akıllı telefonunuzu iki ya da üç saatliğine veya tüm öğleden sonra bir kenara bırakmak size zarar vermez. Yoğun bir biçimde ve sürekli olarak telefona bağlı kalırsanız, o durumda beyin zarar görecek, kendimizi yorgun hissetmemize yol açacak, hareket gücümüzü yitirmemize, yeteneklerimizi ve hatta sağlığımızı kaybetmemize bile sebep olacaktır. Bu konu son derece dikkat etmemiz gereken ve günden güne daha önem kazanan bir konudur. Çünkü uzmanların da altını çizdikleri gibi, insanlar akıllı telefonlarla bir tür duygusal bağ kurdukları noktayı çoktan aşmışlardır. Yani bu cihazlar artık hayatı kolaylaştıran bir vasıta olmaktan çıkmış, evde unutamayacağınız bir arkadaş konumuna gelmiş durumdadırlar.

Şimdi lütfen bu konuyu biraz daha derin bir biçimde düşünelim. Kendimizi yeniden şarj etmek için telefonu kapatalım, ondan uzaklaşalım ve hayatı yaşayalım.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.



Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.