Gece Çalışmak Beni Öldürüyor
Romanyalı usta şair Ovid zamanında gecenin gündüzden daha hüzünlü olduğunu söylemiş. Öyle görünüyor ki bu tespitinde de yanılmamış. Bu özellikle de gece mesaisine kalanlar için çok daha doğru. Muhtemelen bu tempoda çalışmak yorgunluktan öldürecek kadar zordur.
En azından çeşitli kurumlarla işbirliği halinde Surrey Üniversitesinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre durum tam olarak böyle. Gece mesaisi yapmanın hayat kalitesi üzerinde doğrudan etkisi var. Özellikle de aşk ve romantizmle bağdaştırdığımız gece saatlerinin böylesine zararlı etkisi olduğunu öğrenmek şaşırtıcı. Elbette gece çalışmak sevgilinizin yanında olmakla aynı etkiyi bırakmayacaktı, öyle değil mi?
“Gece güzel ve çıplak. Hiç sınırı yok; hiç engel yok.”
– José Hierro
Gece vardiyasında çalışmanın getirdiği sorunlar
Gece çalışmanın oldukça sağlıksız olduğunu gösteren pek çok çalışma var. En son olarak Güney Kore’de buna yönelik bir araştırma hemşireler üzerinde uygulandı. Bundan araştırmadan önce otomotiv üretiminde çalışan Çinli gece işçileri; ondan önce ise Fransız işçiler araştırma konusuydu.
Hepsinde esas problem; uykusuzluk veya uyku düzeninde aksama olarak kaydedildi. Toplumsal hayat tamamen gündüz ve aydınlık ortam üzerine kurulu. Oysa gece vardiyasında çalışan insanlar hayatını bunun tam tersine göre adapte etmek zorunda. Eğer adapte olamazlarsa, bu kez nadiren atlatılabilecekleri yorgunluk hissine kapılırlar.
Bu konu üzerine yapılan tüm araştırmalar sonucunda elde edilen bilgilere göre, gece vardiyası çalışanların sağlığını doğrudan etkiliyor. Yalnızca bununla da kalmıyor. Birçok diğer negatif etkisi de söz konusu. Örneğin;
- Güney Kore’de hep gece vardiyasında çalışan hemşirelerin obeziteye daha yatkın olduğu gözlendi.
- Emekli Çinli çalışanlarda yüksek tansiyon ve diyabet olduğu sonucuna ulaşıldı.
- Fransız işçilerin istatistiklerinde önemli bilişsel bozukluk sorunları olduğu görünüyor. Aslında elde edilen sonuçlar 5 ila 10 yıl yaşlanmaları halinde ancak ortaya çıkabilecek durumla aynı.
Gece boyu çalışmak uyku düzenini etkiliyor
Daha önce de söylediğimiz gibi, gece boyunca çalışmak uykuyu doğrudan etkiliyor. Gece boyu çalışıp uyku düzenine uygun davranmadığınız zamanlarda biyolojik ritminiz şaşar.
Uyku ve uyanıklık durumunu kontrol eden biyolojik yapınızın dengesi bozulur ve ciddi bedensel sorunlara sebep olur. Örneğin, aç olmadığı halde yiyen ve uykusu olmadığı veya yorgun hissetmediği halde uyumaya çalışan birini hayal edin.
Sonuç olarak vücudunuzdaki bu dengesizlik uykusuzluk sorununa yol açar. Gece işçileri uykusunu alamamaktan şikayetçidir. Bu nedenle daha yorgun hissederler.
Gece çalışan insanları etkileyen bir diğer faktör ise yeterli beslenememektir. Doğru zamanda beslenemiyor olmalarının yanı sıra sağlıklı yiyecek alternatifleri bulmaları da zordur. Bu nedenle pek çoğu fast-food türü yiyecekleri tercih ediyor ve bilişsel ve fiziksel sorunlarla karşılaşma risklerini artırmış oluyor.
Gece çalışmak zorunda olanlar ne yapmalı?
Geceleri çalışan insanlar için kolay bir çözüm yolu yoktur. Daha önce de belirttiğimiz gibi, yapabileceğiniz en iyi şey hayatınızı bu çalışma düzenine göre adapte etmektir. Öte yandan hafta sonları bir probleme dönüşebilir çünkü gece planınızı hafta sonuna uydurmak sizin için kolay olmayabilir. Hafta sonları gündüzleri uyanık kalmaya çalışırsanız, bu kez biyolojik dengeniz bozulabilir.
Bazen de farklı vardiya saatlerinde çalışan insanlar sorun yaşayabiliyor. Bazı günler gece; bazı günler ise gündüz saatlerinde çalışmak zorunda olan insanların da kendilerine göre problemleri var. Genelde bu çalışma düzenine beden kolay kolay alışamıyor. Uzmanlara göre, bu tip çalışma hayatına en kolay adapte olabilen çalışma gruplarından biri petrol işçileridir. Çünkü bu işçilerin çalışma saatleri hafta sonlarını da kapsıyor ve uyudukları odalarda pencere bulunmuyor. Bu nedenle şehirde yaşayan diğer insanlarla aynı sorunları yaşamıyorlar.
“Bu gece kulağa güzel gelen bir nota bulduysan, pekala yarın da onu çalarsın olur biter!”
– Count Basie
Tabii ki insanlar geçinmek için çalışmak zorunda. Bu yüzden eğer çalışma saatleri farklılık gösteriyorsa buna adapte olmak zorunda. Ancak bu düzenin insanları hem zihinsel hem de fiziksel açıdan yorduğu ortada. Kesin bir çözüm olmamasına rağmen, en azından negatif etkilerini fark edebileceğimiz ilk adımı atabiliriz. Sonraki adım ise her 24 saatte bir tutarlı bir plan oluşturmak ve bu planda belirlediğimiz minimumu dinlenme süresine uymak için elimizden geleni yapmak olmalıdır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.