Duygusal veya Rasyonel Kararlar: Hangisi Daha İyi?
Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater
Duygusal ve rasyonel kararlar… Gerçekten bu ikisi birbirinden o kadar da farklı mı sizce? Muhtemelen kendinize sürekli olarak kalbinizle değil de soğukkanlı bir şekilde aklınızla hareket etmeniz gerektiğini söylüyorsunuz. Bu şekilde davranarak doğru kararlar verdiğinizi düşünüyorsunuz. Sanki bu ikisi birbirine zıt iki şeymiş gibi düşünmeye meyilliyiz ve günlük hayatımızda hep ikisi arasında bir ayrım yapmak zorunda gibi hissediyoruz.
Bazı durumlarda böyle düşünmekte haklı olabilirsiniz. Kimse sadece duygularını dinleyerek hareket etmek veya karar vermek istemez. Benzer şekilde sadece mantığınızı kullanarak da yaşayamazsınız. Beyniniz aşırı karmaşık ve farklı bağlantılarla çalışan bir organdır. Beynin her bir bölgesi, diğer bölgelere bağlı olarak işlevini sürdürür.
Prefrontal korteks (beynin bu kısmı, analiz, dikkat gibi karmaşık işlevlerle bağlantılıdır), beynin duygularla ilişkili olan derin bölgeleriyle sürekli bir iletişim halindedir. Bu nedenle verdiğiniz her kararda duyularınız ve duygu dünyanızın tamamı etki sahibidir. Bu yüzden en dingin anlarınızda verdiğiniz rasyonel kararlarda bile duygularınızın izleri olacak.
Ancak bilginin içinde geçtiği bu mantıksal ve duygusal kanallar karmaşık olsa da, kesinlikle görmezden gelemeyeceğimiz bir gerçek var. Duygularımız her zaman öncelikli durumdadır. İnsan her şeyden önce duygusal bir varlıktır ve bu gerçek sizi hayat boyu birçok yol ayrımına ve ikileme sürükleyecek.
“Belki de insan olarak yapabileceğimiz en kaçınılmaz şey, ömrümüzün her günü insanların ne kadar karmaşık, kırılgan ve ölümlü olduğunu kendimize ve diğerlerine hatırlatmaktır.”
– António Damásio
Duygusal ve rasyonel kararlar
Duygusal kararlar genelde çok takdir edilmez. Her yanlış karar verdiğinizde sanki dürtüleriniz, mantıklı olmayan nedenler veya sezgileriniz devreye girmiş gibi hissedersiniz. Aslında ironik bir şekilde günlük hayatınızda verdiğiniz çoğu karar duygularınız tarafından yönlendirilir. Tahmin edebileceğiniz gibi eylemlerimizi ve davranışlarımızı da yine duygularımız şekillendirir.
Ancak duygularınız tarafından yönlendirilmek sizi her zaman yanlışa sürüklemez. Duygular ilişkilerde katalizör görevi görür. Sizi insanlarla bağlantı kurmaya iter ve hayatınızın farklı alanlarında kararlar vermenize yardımcı olur. Bu şekilde zevklerinizle, kişiliğinizle ve ihtiyaçlarınızla uyumlu bir şekilde hareket edebilirsiniz.
Duyguların ihtiyaç duyduğu tek şey dengedir. Aslında duygularınız iç dengenizin yerinde olmasını amaçlar ve dolaylı olarak hayatta kalmanızı sağlar. Dahası, yapılan bazı akademik çalışmalara göre “duygusal kararlar bir şekilde mantıksız eylemlere dönüşür” varsayımını düzeltmemiz gerekiyor.
Columbia Üniversitesinden Dr. Michel Tuan Pham’ın yaptığı çalışmaya göre, insanlar duygusal ve rasyonel kısımlarının birbirinden ayrı parçalar olduğu düşüncesini kafalarından atmalılar. Başka bir deyişle, duygular da mantıklı ve rasyonel olabilir.
Ancak bu durumun net ve açık istisnaları da bulunuyor. Bazı zamanlarda sadece olumsuz duygularımızdan etkilenerek kararlar alırız. Böyle zamanlarda iç dengemiz çok da yerinde değildir. Çözülmemiş bir problem veya giderilmesi gereken bir ihtiyaç sizi yanlış kararlar almaya iter.
Pişman olabileceğiniz kararlar almanıza yol açan duygusal durumlar
Şu konuda net olmalıyız: en iyi kararları duygularınızı ve mantığınızı beraber kullandığınızda alırsınız. Ancak bu kararları etkili bir şekilde almak için duygularınızın sizin yararınıza oyuna dahil olması gerekiyor. Çünkü duygularınız her zaman sizin genel refahınızı amaçlamayabilir. Bazı duygusal durumlar sizi birçok açıdan kısıtlar ve ruhsal anlamda odaklanmanızı engeller. Bu durumlardan bazıları şunlardır:
- Üzgünlük: Üzgün olduğunuzda, depresyondayken veya genel modunuz düşükken karar verdiğinizde kendinize fazla yüklenmek istemezsiniz ve kendinize olan talepleriniz azalır.
- Heyecan: Merak, heyecan ve neşe içinde olduğunuz zamanlarda doğru kararları verme kabiliyetiniz artar. Bu tür durumlarda dürtülerinize ve sezgilerinize de daha çok güvenirsiniz.
- Anksiyete: Anksiyete, stres ve diğer ruh hali bozuklukları karar verme becerinizi kısıtlar. Sadece daha sonra pişman olabileceğiniz kararlar vermezsiniz, aynı zamanda bu tür anlarda odaklanmak, düşünmek ve kafa yormak da çok zorlaşır.
En iyisi mantık ve akılla alınan duygusal kararlardır
Ünlü bilin insanı António Damásio’nun da üstünde durduğu gibi, duygular mantığın düşmanı değildir. Aslında verdiğiniz her kararın en ayrılmaz parçası duygulardır ve bu durumun bütünüyle farkında olmanız gerekiyor. Eğer duygularınızı anlarsanız ve yönetebilirseniz, endişeli olduğunuz zamanlarda bile en yakın müttefikiniz olabilirler.
Kararlarımız, hayattaki yolumuzu takip eden kalp atışlarıdır. Şu gerçeği kabullenmemiz gerekiyor, hayatta her zaman doğru ve yanlış kararlar olacak. Ancak sadece dürtülerinize göre hareket edemezsiniz. Unutmayın, en iyi kararları mantığımızla duygularımız, sezgilerimizle deneyimlerimize uyumlu olduğu zaman alıyoruz.
Duygularınızı ve mantığınızı hiçbir zaman tamamen birbirinden ayıramayacaksınız. Ancak bu iki kısmı iyi bir şekilde kullanabilirseniz mutluluğa yaklaşmanız oldukça olasıdır. Duygusal ve rasyonel kararları kendi iyiliğiniz için birleştirebilirsiniz!
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.