Çocuklarda Üzüntü
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Hiç kimse üzgün olmaktan muaf değildir, çocuklar da dahil olmak üzere. Birisinin kaybedilmesi, beklenmedik bir durum, kaçırılan bir fırsat… Çocuklarda üzüntü düşündüğümüzden daha genel bir durumdur. Bu nedenle de bize ihtiyaçları olduğu anda yanlarında olmamız gerekir. Onları vicdan ve duygularını düzene sokmalarıyla ilgili olarak eğitmemiz, ilerde hislerini doğru bir şekilde ifade edebilmeleri için önemlidir.
“Ters Yüz” (İngilizcesi “Inside Out”) filmi çocuklara, temel duyguların hayatımızda ne kadar önemli olduğunu anlamalarına ve bunları bilme ve dışa vurmanın da gerekli olduğunu öğrenmelerine yardım eder.
Korku, mutluluk ya da öfke duygularında olduğu gibi, çocuklara üzüntüyü doğru bir şekilde yönlendirmeyi nasıl yapacaklarını genç yaşlardan itibaren öğretmek gerekir.
Üzüntünün gerçekten ne olduğunu anlamalarına yardım etmeliyiz
Üzgün görünen biriyle karşılaştığımızda, genellikle ters yöne doğru gideriz; üzüntüsünün bizi de yakalayacağından korkarız ve dolayısıyla daima etrafımızda sevinçli insanların bulunmasını tercih ederiz. Fakat çocuklarda üzüntü, yetişkinlerde olduğu gibi, gerekli ve önemli bir duygudur ve onsuz, sevincin gerçekte neye benzediğini bilemeyiz.
Yetişkin yaşlarda bu duyguyu hissetmek, o yaşa kadar yaşamış olabileceğimiz şeylerden dolayı, kuşkusuz oldukça yaygındır. Oysa, çocuklardaki üzüntü bir miktar şok edici görünebilir. 5 yaşında bir çocuğu bir bankta ufka bakarak oturur bir şekilde görmek ya da kendi iç dünyasında derine dalmış olarak bulmak çok tuhaf olmaz mıydı? Masumiyetlerinin, belirsiz zihinsel olgunluklarının ve yüzeysel kaygılarının gerçek bir neşeyi garanti etmesi gerektiğini varsayma eğilimindeyiz… Fakat konumuz o değil.
Bu, çocukların kötü hissetmeyecekleri anlamına gelmez – hissederler ve gerçekten de bizim düşündüğümüzden çok daha genel bir durumdur; böyle anlar bazen normal bazen de kaçınılmazdır. Örneğin, aile bireylerinden ya da evcil hayvanlarından birini kaybettiklerinde, okulları değiştiğinde, yeni bir çevreye sahip olduklarında hüzünlü hissedebilirler…
Bundan dolayı yapabileceğiniz en iyi şey, üzüntüleri hakkında konuşarak yardım etmek ve onu nasıl tespit edeceklerini ve anlayacaklarını öğretmektir. Anlamalarına yardım etmek, saklamalarından ziyade kabullenmelerini sağlar. Hepimiz bazen böyle hissederiz ve sakinleşmemiz ve üzüntülerimizi uzaklaştırmamız için hislerimizi tanımamız iyidir.
Çocuklarda üzüntüyü belli etme yolları
Yetişkinlerde olduğu gibi, çocuklar da ruh hallerini farklı yollarla ifade edebilirler. Mutlu ve eğleniyorken, gülmeleri, oyun oynamaları ve neşeli olmaları normaldir; korktuklarında şok gidene kadar hareketsiz ve sessiz kalmaya çalışırlar, ama üzgün olduklarında bu duygunun dışa vurumu çok net değildir.
Bazen, aynı gün içinde zıt davranışlar sergileyebilirler – kafalarının gerçek durumunu maskeleyen davranışlar. Çocukların üzüntüyü nasıl dışa vurduklarının örneklerini görelim:
Hipoaktivite: halsiz, uykulu, ilgisiz, kayıtsız, suskun görünürler ve iştahsızlık gösterirler… Ortada bir sebep yokken bile sıklıkla ağlarlar.
Hiperaktivite: aşırı yemek yerler, endişeli görünürler, uyumak istemezler, oldukça gevezedirler.
Üzüntülerinin baskın olduğu anlarını tespit etmek için ebeveynler ve veliler, onların davranışlarındaki ve duygusal iklimlerindeki ani değişimlere karşı tetikte olmalıdırlar.
Üzüntülerini atlatmalarına nasıl yardım edebiliriz?
Çocuğunuzun normal olmayan veya aşırı davranışını fark ettiğiniz anda, onlara nasıl hissettiklerini sorun. Muhtemelen kendilerini kapatacaklar ya da nasıl tepki vereceklerini bilmeyecekler, fakat biz biliyoruz ki çocuklar, gelişimlerinin erken safhalarında bir süngere benzerler.
Çocuklar duygu ifadelerini ebeveynlerinden öğrenirler, dolayısıyla ebeveynleri esas olarak çocukların duygusal sahalarının referanslarıdır. Ebeveynler çocuklarına kötü hissetmenin doğru bir şey olduğunu ve bazı anlarda herkesin böyle hissettiğini açıklamalıdırlar. Bununla beraber, bu duyguları anladıklarında, yüzleştiklerinde ve kabul ettiklerinde, bu duyguların çok daha kolay üstesinden gelinebilir olduğunu da aynı zamanda açıklamalıdırlar.
Tasvirlerle, çizimlerle ya da basitçe onlarla üzüntü hakkında konuşarak, onu anlama kapasitelerini sağlamlaştırabilirsiniz. Onu bir kez nasıl tanımlayacaklarını bildiklerinde, tasvir örnekleriyle üzüntüyle nasıl baş edeceklerini öğretin.
Nelerin faydası yoktur?
Ne yazık ki, kılık değiştirmiş üzüntü, başa çıkmak bir tarafa daha çok “içimizdedir”. Genç yaşlardan itibaren, ağlamak yerine sahte bir gülücük takınmamız ve üzüntümüzü içimize atmamız öğretildi. Duygularımızla doğru bir şekilde başa çıkmak, sonradan bir duygu patlamasına sahip olmamızı daha az olasılıklı yapar.
- Alay etmek: “sen dırdırın birisin” lafı gözyaşı döken bir çocuk için koskocaman bir olumsuzluk ifadesidir. Bu şey onların duygusal ifadelerini durdurur, kendilerini geri çekerler ve duygularını gizlemek için kendilerini zorlarlar. Bu, onların duygularıyla alay etmenin en inanılmaz ve olumsuz bir yoludur.
- Acele ettirmek: çocuklarımıza soru sorduğumuzda onların anında cevap vermelerini istemek bizim için oldukça olağan bir durumdur. Onların sadece sizin desteğinizi hissettiklerinde konuşacaklarını bilmek önemlidir, ne kadar uzun süreceği önemli değildir. Onları dinlediğinizi hissetmeleri ve her zaman destek olduğunuzu bilmeleri çok önemlidir.
- Önemini azaltmak: “Bu iyi bir şey değil, sadece aptalca. Böyle olma!”. Böyle bir ifade söylemek hiçbir şeye yardım etmez, çünkü tetikleyen olay, aslında onlarla çok ilgilidir. Yapmanız gereken, etkisini en aza indirmek yerine onun sebep olduğu olası acı ve üzüntüyü azaltmaktır.
- Onları azarlamak ve cezalandırmak: “Cezalısın, çünkü ağlamayı kesmeyeceksin!” Böyle bir cümleden sonra onların yapacakları tek bir şey var: ağlamayı kesmek ve üzüntülerini içine atmak, dolayısıyla birinci kurala geri döneriz. Bunun aksine, bir sarılma onların son derece iyi hissetmelerine yardım edecek ve tam bir güç ve enerji verecektir.
Gördüğünüz gibi, çocukların etrafındakilerin oynadıkları rol, eğer onların üzüntülü olmaktan korkmamaları gerektiğini anlamalarını isterseniz, anahtar bir roldür. Bu nedenle çocuklarda üzüntü göz ardı edilmemelidir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.