Bilim ve Din Tartışmasının Sonuçları
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Bilim ve din arasındaki çatışma oldukça tipik, klasik ve bir o kadar da yanlıştır. İnsanlar sanki bu ikisinden birini seçmek zorundaymış gibi bilim ve din tartışmaları çıkarırlar. Sosyal medyada da bunun absürt örneklerine rastlayabilirsiniz. Farklı inançları olan insanlara karşı ne kadar çok saldırı olduğunu da görebilirsiniz.
Yanlış anlamalarda her zaman bir kaybeden vardır. Buna bilim ve din tartışmalarına giren insanlar da dahildir. Yine de bir tartışmada kaybeden olmak özneldir. Günün sonunda kaç kaybeden olduğunun önemi yoktur. Kimse ikna olmaz ve hiçbir şey açıklığa kavuşmaz. Kimse tarafını değiştirmez ya da olduğu konumu sorgulamaz bile.
Din ve bilim tartışması
Bu tartışmalarda insanların en çok kullandığı argümanları size göstermek istiyoruz. Herhangi bir sosyal medya platformunda görebileceğiniz argümanlara iki açıdan da bakacağız. Bilimi savunanlar dini savunan insanların yanıldığını çünkü ilahi kitaplardan alınan bilginin doğru olmadığını söylüyorlar. Örneğin Hristiyanlığı eleştirmek isteyenler bu dindeki yaradılış mitine değiniyor. Bunda ilk erkeğin Tanrı tarafından yaratıldığı, ilk kadının ise erkeğin kaburgasından yaratıldığı anlatılır.
Evrime karşı çıkanlar ise insanların maymundan gelemeyeceğini savunuyorlar. Bu absürt tartışma sonsuz yanlış yorumlamalara dayanıyor. Bazılarının evrimi anlamadığı gerçek olmakla birlikte diğerleri incili alır ve mecaz anlatımdan kaçınırlar.
“Doğanın kendisi Tanrı fikrini akıllara kazıdı.”
– Cicero
Bir diğer tartışmalı konu da tarihteki ünlü isimlerin dini inançlarıdır. Bilimi savunanlar da dini savunanlar da filozoflar, kimyacılar, fizikçiler gibi bir dine inanan veya inanmayan birçok ünlünün adını verirler. Bazıları dindar olan bilim insanlarının en iyisi olduğunu düşünürken bazıları da ateistleri savunur. Ancak sadece önemli insanlardan bahsederler. Buna karşılık dinde büyük adımlar atmış olan bilim insanlarından nadiren söz ederler.
Diğer yandan birçokları da bilimin günümüzün dini olduğunu öne sürüyor. Bu da yetmezmiş gibi dini savunanlar tanrının varlığını kanıtlamak için bilimden yararlanıyorlar. Açıkça tanrının varlığını kanıtlayan veya kanıtlamayan hiçbir şey, hiçbir şeye çözüm getirmiyor.
Bu tartışmalar nasıl yorumlanır
Bu tür tartışmalar düşünceden yoksundur. Sadece karşı tarafı haksız çıkarmaya yöneliktir. Yüz yüze değil de internet üzerinde yapılan tartışmalar insanlara herhangi bir filtre olmaksızın özgürce kendini ifade etme imkanı sağlıyor. İnternet sayesinde anonim olmak saldırının hedefini kişisel olmaktan çıkarıyor. Birisi dini veya bilimsel bir olguyu eleştirdiği zaman belirli bir kişiye saldırmış olmuyor. Genel olarak bir topluluğa veya düşünceye saldırıda bulunulmuş oluyor. Ancak bu tür tartışmalar insanların kişisel aldığı bir duruma da dönüşebilir.
Bu süreç argümanların ana konudan uzaklaşarak giderek daha da saçma bir hal aldığı bir ortam yaratabilir. Bilim ve din birbirine uyabilir ve birlikte açıklayabilecekleri çeşitli durumlar da söz konusudur. Bu uyumu göremeyenler tartışmada karşı tarafı dinlemeyenlerdir. Veya yapabildikleri tek yorumlama ancak eleştiriye yakın olabilir.
Din ve bilim hakkındaki modern yaklaşımlar
Bilimin bir metot olduğunu unutmamak gerekir. Bunu dünyayı anlamak için kullandığımız bir araç olarak da düşünebilirsiniz. Metot veya uygulayıcıları mükemmel olmayabilir. Varılan sonuçlar yanlı veya hatalı olabilir. Bilimin dışında kalan birçok bakış açısı vardır. Ancak bu her eski teoriyi kabul edip mutlak göreceliğin mağduru olacağımız anlamına gelmez.
“Hatta ineklerin ve aslanların da
İnsanlar gibi elleri olsaydı ve çizebilselerdi
Ve insanlar gibi inşa edebilselerdi
Atlar da kendi tanrılarını yaparlardı
Tıpkı ata benzeyen, inekler de ineklere benzeyen tanrılarını…
Her varlık tanrıyı kendi biçiminden yapardı.”– Xenophanes
Diğer yandan din, basit bir bakış açısına sahip insanların göz ardı etmeye meyilli olduğu bazı işlevleri yerine getirir. Din insanları bir araya getirmeye yardımcı olur, gerilimi ve ölüm korkusunu azaltır, cömertliği ve paylaşmayı teşvik eder. Bazen din yanlış fikirlere dayansa bile özünde kötü bir amaç gütmez. Genelde bu kötülüklerin nedeni insanların dini yanlış yorumlamasından kaynaklanır.
Bilim insanı Carl Sagan, bilimin her şeyi yorumlamada nasıl başarılı olamayacağını anlatmak için bir örnek vermiştir. Sagan dünyayı iki boyutlu olarak, herkesin aynı düzlemde olduğu bir yer olarak görmemiz gerektiğini söyler. Bu dünyada herkes yassıdır. Sonra bir gün bu dünyada aniden bir top ortaya çıkar. İnsanlar bunu göremez çünkü top havadadır. Ama sonra bir gün top yere çarpar ve yerde yuvarlak bir iz bırakır. Dünyada yaşayanlar gözlerine inanamazlar.
Bu öykü, ne kadar tuhaf görünse de bilinmeyen boyutlar hakkında düşünmemize yardımcı oluyor. Hiçbir şeyi kesin olarak bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz. Bu nedenle farklı düşünen insanları saygısızca eleştirmemeliyiz. Böylece saçma tartışmalar içine de girmemiş oluruz. Saygı göstermemek sadece insanları birbirinden ayırmaya ve çatışmaya neden olur. Diyalog ve anlayış bir araya gelmeyi ve uzlaşmayı sağlar.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.