Aşırı Cömertlik İle Kontrolcü Olmak Arasındaki İnce Çizgi
Her türlü aşırı davranış, genellikle birtakım zorlukların işaretçisi niteliği taşımaktadır. Farkında olmadan yapılan davranışlardan biri de, bazı gizli kalmış problemleri saklamak için çeşitli davranışları abartılı bir biçimde yapmaktır. Bu bağlamda, aşırı cömertlik bir erdem olarak görülse de, aslında kimi zaman sanıldığı kadar olumlu bir özellik olmayabilir.
Bir insan son derece cömert davranışlar sergiliyorsa, çoğu kez kendisi kabul etmese de bu davranışlarının karşılığında bir şey bekler. Bunun yanında bu tür davranışlar, diğer insanları kontrol etmek için bir tür mekanizma oluşturma arzusundan da kaynaklanıyor olabilir.
Bu tür durumları ortaya çıkarabilecek bir diğer işaret de, aşırı cömert olan bir kişinin aynı zamanda kendi davranış şekliyle ilgili şikayet etmesidir. Diğer insanlar da kendisi gibi davranmadığı için ya da ona gerektiği gibi teşekkür etmediklerinden dolayı sürekli olarak yanıldığını ifade eder. Yani aslında aşırı cömertlik olmak, arka planda bir tür manipülasyon işlevi gören bir davranış şekli olarak düşünülebilir.
“Cömertlik herhangi bir ödül beklemez, o zaten kendi kendini ödüllendirir.”
– Hippolite de Livry
Aşırı Derecede Cömert Olmak
Bir kişinin çok cömert olması, başkasını mutlu etmek adına – bir tür fedakarlık göstergesi olarak- kendi ihtiyaçları ve isteklerinden vazgeçmesi demektir. Ya da başkalarına yardım etme ve onları kurtarma prensibi ile yaşamak da aynı şekilde cömertlik olarak nitelendirilebilir. Ancak böyle insanlar büyük olasılıkla yardım etme ve mutlu olma ihtiyacının nasıl tanımlanacağını bilmezler. Aynı zamanda bu özellik, her zaman için “kurtarıcı” rolünden asla vazgeçmek istemeyen insanların özellikleri arasında bulunmaktadır.
Konunun uzmanları, bu tür kompulsif bir yardım etme ve kurtarma arzusunun çok ciddi bir sevgi ihtiyacını örtmek için kullanıldığına işaret etmektedirler. Özellikle çocukluk döneminde çok az sevgiye maruz kalan ya da birilerine bağımlı bir biçimde eğitim gören kişilerde bu davranış şekli yaygın bir biçimde gözlenmektedir.
O ya da bu şekilde, aşırı derecede cömert davranışlar sergilemenin çoğu zaman sevgiyi ve başkaları tarafından kabullenme duygusunu “satın alma” stratejisi olduğunu söyleyebiliriz. Bu nedenle de, benzer ya da eşit seviyede bir yanıt alamadıklarında bu tür insanlar hayal kırıklığına uğrar ve hatta iyilik içeren bu yaklaşımlarının bir tür saldırıya uğradığını düşünürler. Ayrıca bu tür insanlar, kendi davranış tarzları ve kişilikleri konusunda da sürekli bir biçimde şikayet ederler.
Empatiden Kontrole
Aşırı derecede cömert olan insanlar, bu davranışlarının arkasında yatan gerçek nedenin çok nadiren farkındadırlar. Çünkü aslında, kalplerinde gerçekten de diğerlerinin ihtiyaçları olduğunu düşünür ve onların iyi olmalarını isterler.
Aşırı cömertlik sergileyen kişiler, acı çeken ya da bir rahatsızlığı olan insanları bulmada oldukça yeteneklidirler. Başkaları acı çekerken onlar da acı çekerler. Aslında bu aşamada karşımıza çıkan problemin iki boyutu bulunmaktadır. Bunlardan ilki, diğer insanlar için yaptıkları iyilikler ve gösterdikleri ilgiyi kendileri için hissetme becerisini çok nadiren gösterirler. Yani gönüllü bir biçimde kendilerini hep ikinci plana iterler.
Bu problemin ikinci boyutu ise diğerlerinin davranışlarını hep bir şarta bağlama istekleridir. Etraflarındaki insanların dikkatini çekmek, onların takdirlerini kazanmak ya da yaptıkları işler nedeniyle sosyal anlamda kabul edilen ve sayılan biri olmayı beklerler. Bu nedenden dolayı da, aşırı derecede cömert olan insanların kendilerinde, yardım ettikleri insanların hayatlarını kontrol etme hakkını görmeleri oldukça sık rastlanan bir durumdur. Yani o insanlar için yaptıklarından dolayı kendilerine ne borçlu olduklarına kendilerinin karar verme hakkına sahip olduklarını düşünürler.
Gerçek Yardım
Diğer insanlara karşı cömert olmadan önce kendimiz olmayı öğrenmek zorundayız. Bu noktanın önemli olmasının nedeni, diğerlerinin ihtiyaç ve isteklerini karşılamak ile kendi ihtiyaçlarımızı karşılama arasında doğru bir denge bulma gereksiniminden kaynaklanmaktadır. Yani, diğer insanlar için yaptığımız fedakarlıkların onların ihtiyaçları ve sınırları ile uyumlu ve bu detayları göz önünde bulunduracak şekilde olması gerekmektedir.
Diğer taraftan, bizi diğer insanlara yardım etmeye motive eden sebepleri de araştırmak faydalı olacaktır. Daha önce de belirttiğimiz gibi, bazen bu tür analizler kendi ihtiyaçlarımızın ya da noksanlıklarımızın neler olduğunu bulmamıza yardımcı olur. Bu sayede, bu tür ihtiyaçları daha sağlıklı ve doğru bir biçimde karşılama şansına kavuşuruz.
Son olarak, diğer insanların bize ihtiyaç duymaları bir süre sonra bağımlı olma durumuna da yol açar. Elbette bu durum her iki taraf için de iyi değildir. Bu nedenle, bir kişiye yardım etmenin en iyi yolu, o kişiye bağımsız bir biçimde yaşayabileceği uygun ortamları yaratmaktır. Yani insanlara, bizim onlara sunacağımız şeylere ihtiyaç duymaları için değil, daha güçlü birer insan olmaları için yardım etmeliyiz.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
López, A. M. (2000). La metafísica de la generosidad cartesiana. Iztapalapa. Revista de Ciencias Sociales y Humanidades, 21(49), 27-44.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.