Anksiyetesi Olan Kişilerin Sahip Olduğu 5 Alışkanlık
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Kişiliğinizden kaynaklandığını düşündüğünüz bazı özellikleriniz aslında kişiliğinizin bir parçası değil: yalnızca anksiyete yüzünden sahip olduğunuz alışkanlık veya davranışların doğru şekilde kişiliğinizle karışmış hali.
Bu karışım çok tehlikeli olabilir. Bu durum sizi tuhaf ve kaba gösterirken, başkalarının davranışlarınızı eleştirmesi yüzünden siz daha neler olduğunu bile anlayamadan hayatınızı zorlaştırabilir.
Yazının devamında bu alışkanlıkları yakından inceleyeceğiz. Bu alışkanlıkları tanıyarak anksiyeteyi ve duygularımızı daha iyi yönetebiliriz. Böylece gerçekte sahip olduğumuz en iyi benliği bulabilir ve gerçek kimliğimizi gösterebiliriz.
“Korku hisleri keskinleştirir, kaygı ise felç eder.”
– Kurt Goldstein
1. Her şey için özür dilemek
Anksiyetesi olan insanlar devamlı olarak başkalarını rahatsız ettiklerini düşünürler veya başkalarını memnun etmeye çalışırlar. Bu nedenle sürekli her şey için özür dilerler. Devamlı olarak, her şey yüzünden, sebepsizce özür dilerler ve görünüşe göre bu alışkanlığı kontrol edemiyorlar.
Bu alışkanlık hiç de sağlıklı değil ve insanları huzursuz ediyor. İnsanlar ufak tefek şeyler için hatta bazen kendi kontrolleri dışında gerçekleşen şeyler için özür dileyip duran kişiler karşısında nasıl tepki vereceklerini bilemiyor.
2. Her şeyi kişisel algılamak
Bu alışkanlık yukarıda bahsettiğimiz alışkanlıkla bağlantılıdır. Biri bir şey söylediğinde anksiyetesi olan insanlar bunu defalarca kafalarının içinde tekrarlar. Bazen bütün gün boyunca bir sözü içinden tekrar edebilir, kurabilir, masumca yapılmış bir yorumu büyütüp huzursuzluk verici büyük bir soruna dönüştürebilirler.
Bu bir kısır döngü haline de gelebilir. Yapılan bir yorum hakkında fazla tereddütlü davranarak ve fazla düşünerek ansiyeteyi daha da uzatırlar.
“Endişe yarın olabilecek acıları azaltmaz, bugünün gücünü tüketir.”
– Corrie ten Boom
3. Konuşmayı yarıda kesmek veya bir anda bitirmek
Anksiyete yüzünden genellikle insanlar iyi ruh halinden uzaklaşır ve tehlike hissettiklerinde veya büyüyen bir durum karşısında kaldıklarında bu alışkanlığa tutunurlar.
Anksiyetenin bir diğer sonucu da kişinin devamlı kendini ve içinde bulunduğu bu kaygılı ruh halinin nedenini düşünmesidir. Bu nedenle kalan çevreden uzaklaşır ve sohbetleri aniden kesebilirler.
Bu arkadaşlıkları sevmediklerinden kaynaklanmaz. Bu yalnızca anksiyetenin galip gelmesidir. Kişi o an en iyi seçenek olarak kaba biri olarak görünmek pahasına başka bir şeyler düşünmek için ortamdan uzaklaşır.
4. Olabilecek en kötü senaryoyu düşünmek
Bu alışkanlık, daha fazla kaygı yaratmaktan başka işe yaramaz. Bazen hepimiz olabilecek en kötü senaryoyu yazsak da anksiyetesi olan kişiler bunu çok daha sık yapar.
Her zaman en kötü olasılığı düşünmek fiziksel ve psikolojik sonuçlar doğurur, kronik yorgunluğa ve ilişkilerde sorunlara neden olur.
Böyle kişiler, daima gelecek hakkında tahminler yapmanın onları kaygılanmaktan kurtaracağına inanır ancak durum tam tersi olur. Daha fazla korku ve belirsizlik yaratarak kaygıyı artırır ve yalnızca kötü ihtimale odaklanmalarına neden olur. Hiçbir şeyden zevk alamaz olur ve kötü olasılık tahminleri genelde gerçeğe dönüşür.
Muhtemel sonuçları dikkatle düşünebilir ve mümkün olduğunca iyi çıkarımlar yapabiliriz fakat geleceği tahmin etmenin veya neler olacağını bilmenin imkanı olmadığını kabul etmeliyiz.
“Her sabah günü geçirmeye başlamanın iki yolu vardır; ya kaygıyı seçeriz ya da inancı.”
– Henry Ward Beecher
5. Karar verirken çok zaman harcamak
Anksiyetesi olan insanlar durumları en ince ayrıntılarına kadar inceleme eğilimindedir ve bu durum karar vermelerini neredeyse imkansız hale getirir. İyi ya da kötü olarak adlandırılabilecek bir tercihin olmadığı, giysi seçmek ya da yemek yemek gibi basit durumlarda bile kararsızlık yaşarlar.
Bu “alışkanlık” yalnızca kişiyi etkilemekle kalmaz, iş arkadaşlarını, yakınlarını, çocuklarını, kısacası çevresini de ilgilendirir.
Karar verme süreci hepimizde bir miktar kaygıya neden olabilir. Hepimiz hata yapmaktan korkarız ancak fazla irdeleme alışkanlığı en ufak detaylar yüzünden kararsızlık yaşanmasına ve karar vermekten çok daha fazla kaygıya neden olur; kaygıyı artırır ve doğrular.
Karşı karşıya kaldığımız kararlardan kaçamayız veya bunları başkalarının üzerine yıkamayız. Karar vermek günlük bir eylemdir ve seçimlerimiz çeşitli sonuçlar doğurabilir. Bazılarını, örneğin şansı kontrol edemezken tutumumuzu kontrol edebiliriz.
Kötü alışkanlıklar anksiyeteye neden olur ve onu besler
Bazen anksiyete yüzünden sahip olunan alışkanlıklar işleri daha da zorlaştırır. Bu alışkanlıkların farkında olmak yararlıdır ve bizi etkilediğinde başkalarından yardım istememiz gerekirse diye bunu dile getirmek de faydalı olacaktır.
Bu alışkanlıkları bırakmak için tek başınıza mücadele etmek zorunda değilsiniz. Pek çok başka rahatsızlığı bulunan insan gibi ansiyetesi olan insanlar da başkalarının sorunlarına çare bulamayacağına inanır. Bu nedenle yardım istemek konusunda zorluk çekerler.
Aslında nasıl hissettiğimizi ifade etmek ve paylaşmak başkalarının hakkımızda yanlış düşünmesi ihtimalinin önüne geçer. Yani neyi neden yaptığınızı anlar ve ona göre yardım edebilirler.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.