Logo image
Logo image

Albert Bandura ve Sosyal Öğrenme

4 dakika
Albert Bandura ve Sosyal Öğrenme
Tarafından yazılmıştır Alicia Escaño Hidalgo
Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Albert Bandura sosyal öğrenme konusunun babası ve tüm zamanların en etkili psikologu olarak tanınır. Kendisi o kadar etkili bir psikologdur ki; geçtiğimiz yıl Beyaz Saray tarafından madalya ile ödüllendirilmiştir.

Davranış psikolojisi öğrenme psikolojisine hakim olduğu zamanlarda Bandura bir adım daha ileri giderek kendi sosyal öğrenme teorisini formüle etti. Bu andan itibaren insanları enine boyuna inceleyen bilişsel ve sosyal metot önem kazanmaya başladı. Bu işlevlerin önemi, sadece uyaranlar veya davranışçılıkla ilgili davranışları takip eden pekiştirmeler arasındaki ilişkiyle ilgili değildi.

“İnsan artık sadece çevresel koşullar pahasına kullanılan bir kukla değildir. Aksine, insanlar öğrenmek için dikkat ya da düşünme gibi kendi kişisel işlevlerini hayata geçirebilir.”

– Albert Bandura

Yine de, Bandura çevremizdeki koşulların rolünün farkındadır ve bunun öğrenmenin önemli bir parçası olduğunun bilincindedir. Ancak, önemli olan tek şeyin bu olmadığını anlamıştı. Bandura’nın görüşüne göre pekiştirmeler sadece takviye için gereklidir, öğrenmenin kendisi için değil.

Biz veri tabanımıza yeni bir davranışı katarken iç dünyamızı da hesaba katmak zorundayız ya da önceden kazandığımız ama sergileyemediğimiz davranışlarımız için de bu geçerlidir. Halen yaptığımız davranışların çoğu taklit üzeredir veya bizimle pek ilgisi olmayan dolaylı öğrenme modelleridir.

“Konuşurken anne babasının yaptığı aynı mimikleri öğrenmeyen kim vardır ya da en iyi arkadaşının yapabildiğini görerek korkularını aşmayan?”

– Albert Bandura

Some figure

Sosyal öğrenme ve önemi

Bandura’ya göre öğrenme söz olduğu sürece ortak hareket eden üç bileşen vardır. Buna karşılıklı belirlemecilik veya üçlü karşılık adı verilir. Bu üç bileşen kişi, çevre ve davranıştır. Böylece, çevre kişiyi ve davranışı etkiler. Kişi kendi davranışıyla etkilendiği gibi ayrıca çevreyi de etkiler.

İnsanlar çevrelerindeki insanlardan, onları gözlemleyerek öğrenirler. Davranış bilimcilerin söylediği gibi sadece pekiştirmeleri veya cezalandırmaları öğrenmezler. Başkalarını sadece gözlemlemek beynimizde direk pekiştirmeye veya cezalandırmaya ihtiyaç duymadan kesin öğrenme etkileri oluşturur.

Bunu Bandura’nın meşhur Bobo oyuncak bebek deneyinde görebiliriz. Bandura yaşları üç ve beş arasında olan çocuklar üzerinde bu deneyi yapmıştır. Sonra onları iki gruba ayırmıştır. Gruplardan birine saldırgan bir model, diğerine de saldırgan olmayan bir model gösterilmiştir. Her bir gruba oyuncaklarla dolu ve uygun model olan bir oda gösterildi. Saldırgan davranışlar gören grup bebeğe karşı saldırgan olmaya daha eğilimlidir. Saldırgan davranışlar görmeyen çocuklar bebeğe karşı daha az saldırgan yaklaşmıştır.

Bu araştırma bizim bazı kimselerin niçin öyle davrandığını anlamamızı sağlar. Örneğin, yeterince olgunlaşmamış ailelerin bazı ergen çocuklarının meydan okuyan tavırları ve belli bazı negatif davranışları gören çocukların bu şekilde hareket etmelerinin bir nedeni olabilir. Yaşadıkları çevre onlara kaynak modelleri taklit etmeyi öğretmiş ve o davranışları kendi bünyelerine almışlardır.

Temsili öğrenmenin etkileri nelerdir?

Bandura’ya göre yukarıda bahsedilen bu üç temel elemente ilave olarak gözlemle meydana gelen öğrenme için gerekli bir dizi işlev bulunur:

  • Dikkat. Dikkat temel kuraldır. Bu süreçte uyarıların yoğunluğu, uygunluk, büyüklük, orijinallik veya sıklık hep birlikte etkili olabilir. Modeli sergilemede önemli değişkenlerin etkisi kaçınılmazdır. Bunlar cinsiyet, ırk, yaş gibi etmenlere ve gözlem yapan tarafından önemsenme derecesine bağlıdır. Bunların hepsi dikkat sürecini meydana getirir. Durumun değişkenlerine ilişkin olarak araştırmacılar en kolay görevlerde dikkatin dağıldığını fark ederken, en zor olanların da kopyalanamadığını görmüşlerdir.
  • Akılda tutma/hafıza. Bu sürecin hafızayla yakından ilgisi vardır. Deneğin artık var olmayan da olsa bir modelin davranışını canlandırmasına izin verilir. Algılanan ile daha önce bilinen unsurlar arasındaki ilişki, ayrıca bilişsel uygulama ya da öğrenilenlerin gözden geçirilmesi kalıcı kapasitenin korunmasına yardımcı olabilir.
  • Başlangıç/motor. Bu şekillerin, sembollerin veya soyut kuralların somut ve gözlenebilen davranışlara dönüştüğü yerdir. Bu işlevin olması için deneğin bir davranışı gerektiren temel becerileri yapması gerekir. Davranışların temel bileşenlerinin davranışın dağarcığında zaten bulunması gerekir.
  • Motivasyon. Bu öğrenilen davranışı sergilemek için önemli bir işlevdir. Davranışın işlevsel değeri birinin onu uygulayıp, uygulamamasına sebep olabilir. Bu değer direkt, temsili, kendi kendine üretilen veya kendine özgü güdüleyici olup olmamasına bağlıdır.
Some figure

Gözlemsel öğrenmenin etkileri nelerdir?

Bir modelin davranışını gözlemlerken etkili olan üç farklı tür faktör söz konusudur. Bunlar kazanım etkisi, kısıtlayan veya kısıtlamayan etki ve basitleştirme etkisidir.

  • Yeni davranışları kazanım etkisi. Denek taklit ettiği davranışlar ve yerine getirdiği kurallar sayesinde yeni beceriler ve davranışlar edinir. Aynı davranış türüne yenilerini de ekleyerek geliştirir. Elde edilen bu davranışlar sadece motor beceriler değildir, aynı zamanda duygusal tepkilerdir.
  • Kısıtlayan veya kısıtlamayan etki. Bir önceki etki yeni bir davranışın kazanımını sağlıyorsa, bu etki de motivasyonel değişimler aracılığıyla var olan davranışları kısıtlama veya kısıtlamama şeklinde kendini gösterir. Bu değişken durumun oluşmasında deneğin kendi algı kapasitesi rol oynar.
  • Basitleştirme etkisi. Son olarak, bu etki, gözlemsel öğrenmenin engellenmeyen mevcut davranışları yerine getirme kolaylığı anlamına gelir.

Bizler birçok davranışı taklitle kazandık. Her ne kadar genetik faktörlerin nasıl davranacağımıza dair rol oynadığı doğru olsa da, bizi çevreleyen modeller ve yaşadığımız ortamdan daha çok etkileniriz. Utangaç olma özelliği, daha yavaş veya daha hızlı konuşma, mimiklerimiz, saldırganlığımız, bazı fobilerimizin olması vb. davranışların hepsi gözlemlediğimiz modellerden öğrenilir.

Bandura’nın sosyal öğrenme teorisi sadece insanların belli bir şekilde davranma sebebini anlamamıza yardımcı olmadı. Ayrıca, yeni modelleri gözlemleyerek uyumsuz olduğu düşünülen davranışları da ele almaktadır.