Logo image
Logo image

Uyarlanabilir Zeka Nedir? Ne İşe Yarar?

5 dakika
Stephen Hawking'in dediği gibi, otantik bir zeka yapısı, değişime uyum sağlayabilen şey oluyor. Bu zor zamanlarda sahip olmamız gereken türden bir zihniyet bu olacaktır. Bugünkü yazımızda, bu zeka türünü geliştirmek için kullanabileceğiniz bazı stratejiler paylaşacağız.
Uyarlanabilir Zeka Nedir? Ne İşe Yarar?
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Flynn etkisi, yıllar içinde, üzerinde geniş araştırmalar yapılan ve ortalama IQ’da görülen artışa verilen isim. 1938’den 2008’e kadar, daha iyimser bir bakış açısıyla yürütülen çalışmalar, ortalama IQ’nun 30 puandan fazla arttığını tahmin ediyorlar. Ancak son on yılda bu rakamlar yeniden düz bir eğilim sergiledi ve sonra da fiilen düşmeye başladı. Belki de, bu durumla ilgili daha endişe verici olan nokta, uzmanların “uyarlanabilir zeka” denen şeyi kaybetmekte olduğumuza inanmaya başlaması.

Son yıllarda entelektüel yeteneklerimizin azaldığı fikri rahatsız edici ve bu durum bizde bazı ilave düşünceler de uyandırıyor. Belki de teknolojiye çok fazla bel bağladığımız gerçeği, problem çözme, yaratıcı düşünme, ezberleme ve hatta Google haritaları olmadan yolumuzu bulma gibi belirli becerileri etkiliyor.

Yale Üniveristesi profesörü, Triarchic Theory of Intelligence’ın (Üçlü Zeka Teorisi) yazarı ve alanındaki en seçkin bilim adamlarından biri olan Robert J. Sternberg, sorunun daha da derinleştiğini savunuyor. Sternberg, değişikliklere tepki vermek ve uyum sağlamak için yeni stratejiler geliştirme yeteneğimizi kaybettiğimize inanıyor.

Some figure

Uyarlanabilir zeka ve nasıl geliştirileceği

Geçtiğimiz on yıllar içerisinde, zekanın ne olduğu ve insanların zekayı nasıl sergilediği fikri ile ilgili anlayış da önemli ölçüde değişti. Bugün, zekayı ölçmek için kullanılan en yaygın araç zeka katsayısı veya IQ olarak bilinen ölçüm yöntemi.

Ayrıca, oldukça tartışmalı bir pozisyonda olan ve son derece yoğun bir biçimde eleştirilen bir kavram olan çoklu zeka teorisi ve duygusal zekanın hayati önem taşıdığı fikri var. Öyleyse, hangi teori doğru sizce? Bazıları, tüm bu fikirlerin hepsinin de geçerli olduğunu iddia ediyorlar.

Günün sonunda, insanlar, yaratıcılığımız, problem çözme yeteneklerimiz, esnekliğimiz ve diğer insanları anlama ve onlara yanıt verme şeklimiz aracılığıyla zekayı ifade ediyorlar.

Profesör Sternberg, Earth to Humans: Get with it or get out! Adaptive intelligence in the age of human-induced catastrophes (Dünyadan İnsanlara: Ya onunla iyi geçinin ya da çıkın gidin! İnsan kaynaklı felaketler çağında uyarlanabilir zeka) adlı makalesinde, bu tartışmanın çok ilginç bir yönünü açıklıyor: Bilim adamı, bu makalesinde, bu kavramı yeniden formüle etmenin ve daha yararlı bir şey sunmanın zamanının geldiğini savunuyor ve uyarlanabilir zeka adını verdiği bir şeyi ortaya koyuyor.

Daha eğitimli ancak daha düşük bir IQ’ya sahip

Yazının başında da bahsettiğimiz gibi, Flynn etkisi 2008’de tavan yapmıştı. Bundan sonra ise, ortalama IQ seviyesi düşmeye başladı. Peki, buna göre, yıllar geçtikçe daha mı aptal oluyoruz? Cevap muhtemelen o kadar da basit değil. Dr. Sternberg, modern ihtiyaçlar için pek de yararlı olmayan becerileri öğretmeye fazla odaklandığımıza inanıyor.

Başka bir deyişle, bugünün sorunları, kimseye öğretilmeyen yetenekler gerektirebilecektir. Belki de kesirler, denklemler, Avrupa’daki tüm nehirlerin adlarını bilmek ve hangi kralın 1415’te Fransa’yı fethettiği, örneğin, iklim değişikliğini çözmek için pek fazla yardımcı olmuyor.

Sternberg, artık zekayı basit bir testle ölçemeyeceğimize veya sadece IQ açısından düşünemeyeceğimize işaret ediyor. Bu açıdan bakınca, şu anda, ortada, en acil diyebileceğimiz sorunları çözme konusunda sunacak çok şeyi olmayan, inanılmaz derecede iyi eğitimli insanlardan oluşan koca bir nesil var. İçinde yaşadığımız gerçeklik bu yani. Şu anda yararlı olan tek bakış açısı, gerçekten yeni olmayan bir kavramın parçası olan uyarlanabilir zeka.

Uyarlanabilir zekanın iyi ve kötü yanları

Albert Einstein’ın da söylediği ve Stephen Hawking’in de tekrarladığı gibi: tek geçerli zeka kavramı, değişebilme yeteneği. Yani zeki insan, değişimler ne kadar zor olursa olsun, ortamındaki değişikliklere yenilikçi bir şekilde uyum sağlayabilen kişi olacaktır. Her şey, özgün ve başarılı bir şekilde yanıt verebilmek adına karşılaştığımız zorlukların farkında olmakla ilgili yani.

Uyarlanabilir zeka, yalnızca değişimle başa çıkmanıza değil, ondan yararlanmanıza ve ilerlemenize yardımcı olan tüm süreçleri, bilgileri, becerileri ve yetenekleri bütünleştiren bir tarafa sahip. Hiç şüphe yok ki, bu biraz zorlayıcı bir süreç.

Some figure

Uyarlanabilir zeka nasıl geliştirilir

Uyarlanabilir zekanın temelini atmak için, birçok yönden temiz bir sayfa açmanız gerekiyor. Bu, hafife aldığınız birçok şeyin yeniden formüle edilmesini gerektiriyor. Aynı zamanda, kendini eleştirebilen ve mevcut bağlamın ihtiyaçlarının, zorluklarının ve dinamiklerinin farkında olabilen açık fikirli bireyler olmayı da içeriyor.

İşte uyarlanabilir zekanızı etkinleştirmek için kullanabileceğiniz bazı stratejiler.

Geçmişi referans noktası olarak kullanmayı bırakın

Herkesin bir geçmişi var tabii ki. Hikayeniz ne olursa olsun veya ne tür deneyimler yaşamış olursanız olun, halihazırda olmuş olan şeylerin yararlı bir referans noktası olamayacağını anlamalısınız. Bugün olanlar tamamen farklı bir temele dayanacaktır. Bu nedenle, eylemlerinizi geçmişe dayandırırsanız, muhtemelen bunu yapmanın size hiç bir şekilde yararı olmayacaktır.

Bunun yerine, risk alarak ve yeni yetenekler geliştirerek, geleceği inşa etmeye odaklanın.

Beklentilerin dışında, belirsizlikle yola devam edin

Doğrusal düşünce kalıpları ve beklentiler artık bizler için pek kullanışlı olgular değil. “Bunu yapacağım çünkü bunun olacağını biliyorum ve bu şekilde çözebilirim” gibi düşünceler artık pek de fazla işe yaramıyor. Artık, günümüzde, dünyada çok fazla belirsizlik olduğu için, hiçbir şeyi bu şekilde, beklentilerinize ve tahminlerinize dayanarak hafife alamazsınız.

Eski zihniyetleri bırakmanın ve işlerin değiştiğini anlama zamanı geldi. Bundan sonraki süreçte, ilerlemenin tek yolu adaptasyon olacaktır. Uyarlamanın sadece statükoyu kabul edeceğiniz anlamına gelmediğini de, tabii ki, bu noktada açıklığa kavuşturmalıyız. Bunun yerine, gerçekliğinizi dönüştürmek için neyle uğraştığınızı tam olarak anlamakla ilgili bir konsept aslında bu.

Duygu, zeka ve sezgi

Robert J. Sternberg, okuyucularını önemli bir şeyin daha üzerinde düşünmeye davet ediyor. Önümüzdeki dönemde, yapay zeka ile birlikte uyarlanabilir zeka da var olmak zorunda. Teknoloji, hayatımızda belirleyici bir rol oynayacak, bu yüzden onu nasıl yöneteceğimizi çok iyi bilmemiz gerekiyor.

Yapay zeka sayesinde bilginin sürekli değiştiği ve birçok şeyin otomatik olacağı bir geleceğe uyum sağlamanın yollarını bulmamız gerekecek. Bununla birlikte, insanlar her zaman yapay zekaya göre bir avantaja sahip olacak. Sonuçta, duygularımız, sezgilerimiz ve insani yargılarımız her zaman için paha biçilmez olacaktır.

Bunlar bir anlamda bizim en büyük silahlarımız. Zekamızı bu becerilerle nasıl birleştireceğimizi bilmek bize her zaman için için en azından bir avantaj sağlayacaktır, bu yüzden bu becerileri geliştirmenin yollarını düşünmek çok önemli. Sürekli değişen dünya ile birlikte kendimiz de dönüşebilmemiz için uyarlanabilir yeteneklerimize odaklanmanın zamanı geldi de geçiyor bile.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Sternberg, R. J. (2019).  A theory of adaptive intelligence and its relation to general intelligence.  Journal of Intelligence, https://doi.org/10.3390/jintelligence7040023
  • Sternberg, R. J. (in press-a).  Adaptive intelligence.  New York: Cambridge University Press.
  • Sternberg, R. J. (in press-b).  Earth to humans: Get with it or get out! Adaptive intelligence in the age of human-induced catastrophes.  In A. Kostic & D. Chadee (Eds.), Current research in positive psychology.  Cham, Switzerland: Palgrave-Macmillan.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.