Tamamen Affetmek: Geçmiş Artık Acı Vermiyor
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Birisi sizi incittiğinde, verilen ilk tepki öfkedir. Bunu size yapan kişiyi affetmek istemezsiniz. Alındınız, hayal kırıklığına uğradınız ve bazen acı çekiyorsunuz. Bununla birlikte, oldukça doğal ve yaygın olan bu reaksiyonun bir de dezavantajı var; çünkü tamamen affetmek, birisi sizi incittiğinde iç huzuru ve mutluluğu yeniden bulmanın tek yoludur.
Kısa vadede karşı tarafın sizi tekrar incitmesini kin tutarak engelleyebileceğiniz doğrudur. Bu yüzden genellikle acıya neden olan kişiyi affetmek istemezsiniz. Ama bir şeye karşı çok uzun süre kin duymak, sizi artık var olmayan bir durumun içerisine hapsedebilir. Geçmişe karşı içinizde sakladığınız bu yoğun duygular, gereksiz acıya neden olabilir.
Zihnin kendini içinde bulabileceği en olumsuz durumlarından ikisi nefret ve öfkedir. Bu duygular, nasıl affedileceğini bilmediğiniz zaman geçmek bilmeyebilir. Seneca, nefret ve öfkeyi tüm duygular arasında en korkunç ve hummalı olanlar olarak tanımlar. Çoğu durumda, bu duyguların neden oldukları hasar, kin duymaktan vazgeçmekten daha kötüdür; aslında kazançlı olan vazgeçmektir.
Bununla birlikte, sizi inciten birini affetmek, bunu yapmak istemek kadar basit değildir. Öfke ve nefreti içinizde tutmanın bir faydası olmadığını anladığınızda, affetmeye çalışmak istersiniz. Bu noktada asıl soru şudur, bunu nasıl yapacaksınız?
Eğer bir gün bir okla yaralanan bir kişiye rastlarsanız, kendinize okun nereden geldiğini sormak için duraklamaz ya da ne tür bir ağaçtan yapılmış olduğunu analiz etmeye çalışamazsınız. Hayır, hasarı en aza indirgeyerek onu çıkarmanın en iyi yolunu bulmaya çalışırsınız. Söz konusu acı olunca da aynı şeyi yapmalısınız. En kısa sürede ondan kurtulmaya bakın ki size daha fazla acı veremesin. Bu bilgiler ışığında, tamamen affetmek için en güçlü nedenlerden birkaçını aşağıda açıkladık.
“Sevdiğiniz için affetmiyorsanız, en azından bencillik için, kendi refahınız için affedin.”
– Dalai Lama
Tamamen affetmek güç göstergesidir
Batı toplumlarında, belirli bir noktaya kadar gösterilen sabır ve hoşgörü önemlidir. Bununla birlikte, birisi sizi incittiğinde, buna sabır ve hoşgörüyle yanıt vermek zayıflık olarak algılanır. Bu, başkalarını tamamen affetmek söz konusu olunca bu kadar zorlanıyor olmamızın başlıca nedenlerinden biridir.
Sabır ve hoşgörü, tamamen affetmek ve sevginin en önemli bileşenleridir, zayıflık belirtileri değil. Sabır ve hoşgörüyle hareket etmek güç göstergesidir. İhanet karşısında bile kendi değerlerinize güçlü tutunun.
Acı verici bir duruma sabır ve hoşgörüyle yanıt vermek, duygusal gücün bir göstergesidir. Bu güç, öfke ve nefretle tepki vermektense affetmeye yaklaşmanıza yardımcı olur. Ayrıca, bir durumla yüzleşirken sabırlı olmak, size duygularınızı kontrol etme olanağı tanır; bu da daha gelişmiş bir özgüven ve duygusal zeka anlamına gelir.
“Bağışlamayı, bağışlanmaya ihtiyaç duyduğunuzda öğrenirsiniz.”
Tamamen affetmek ruhun acısını dindirir
U Teorisinin yaratıcısı Otto Scharmer’ın da belirttiği gibi, enerji dikkati takip eder. Bu yüzden kaçınmaya çalıştıklarınıza değil, niyet ettiğiniz şeylere odaklanmalısınız. Bu nedenle, geçmişin hayal kırıklıklarına direnen bir kişi, gelecekteki ilişkilerde de bilinçsizce aynı sonuçları arayacaktır. O kimse, olmuş olanlar döngüsünde kalır ve yeni desenleri bir türlü kabul edemez.
U Teorisi hakkında daha fazla bilgi
U Teorisi, eski korkularımızı ve önyargılarımızı geride bırakmazsak, yeni bir şeylerin gelmesi için hayatımızda yer olmayacağını söylüyor. Yani, geçmişin yükünü bırakmazsak, hayatın bizi yeni deneyimlerle memnun etmesi pek mümkün olmayacak.
Tabii ki, birisi canınızı yaktıktan sonra onu affetmek sizin için çok zor olabilir. Bununla birlikte, affetmeyi öğrenmek ve nihayetinde tamamen affetmek çok önemlidir. Geçmişin sizden gitmesine izin vermek tamamen sizin elinizde; sadece bunu hatırlamalısınız. Böylelikle, hayatta ilerlemenize engel olan o ağır, duygusal bagajdan kurtulabilirsiniz.
“Affetmek, mutlu olmamızı ve hayattan zevk almamızı sağlar, çünkü hata yapmak insana mahsustur.”
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.