Sun Tzu - Bir Stratejistin Biyografisi

Sun Tzu, yalnızca savaşlar söz konusu olduğunda değil, aynı zamanda politika ve iş dünyasında da birçok büyük lidere ilham vermeye devam eden bin yıllık bir karakter. The Art of War (Savaş Sanatı) adlı kitabı ile, ilkelerinin evrensel anlamdaki geçerliliği nedeniyle tüm zamanların stratejistlerine rehberlik etmiş bir kişilik. Ayrıca, son derece sağlam tavsiyeleri nedeniyle, liderler tarihine geçmiş bir kişilik olduğu da muhakkak.

Sun Tzu’nun bu eseriyle ilgili en çok ilgi çeken nokta, savaşı bir kaba kuvvet değil, bir zeka eylemine dönüştürmesi. Aslında, bu kitap içerisinde geçen en iddialı ve önemli özdeyişlerinden biri, en iyi savaşın asla gerçekleşmeyen savaş olduğunu işaret ediyor. Sun Tzu, kitabında dövüş sanatları geleneğini büyük ölçüde paylaşıyor, çünkü bu sanatlar da bu ilke çevresinde şekilleniyor.

Sun Tzu’nun kökenleri

Sun Tzu, muhtemelen MÖ 544’te, Çin’de doğdu. Ünlü filozof Konfüçyüs’ün çağdaşı idi. Yani, bölünmeler ve iç mücadelelerle karakterize olmuş, sıkıntılı bir çağda yaşadı. Öyle olsa bile, felsefi düşünce onun döneminde çok değerliydi ve entelektüellere yönelik bir çalışma olan bu tezinin oldukça kalıcı olmasının nedeni de bu.

Bazı bilim adamlarınca sunulan bilgilere göre, bu ünlü stratejist Ch’i’de doğdu ve yüksek askeri rütbelere sahip mensupları olan bir aileden geldi. Görünüşe göre, büyükbabasından savaş ticaretini öğrenmiş olduğu söylenebilir. O zamanlar Zhou hanedanı hüküm sürüyordu ama Çin’deki farklı krallıklar arasında sürekli bir savaş vardı, bu da merkezi bir otoritenin olmadığı anlamına geliyordu.

Tarihçiler Sun Tzu’nun 517’de ülkenin güneyine taşınmış olabileceğine ve Wu eyaletine yerleştiğine ve General Kral Hu Lu’nun komutası altında olduğuna inanıyorlar. Tarihin bu dönemi, Çin’in “İlkbahar ve Sonbahar” olarak anılan döneminde “Birbirleri ile Savaşan Krallıklar” dönemi olarak da biliniyor.

Başarılı bir savaş adamı

Sun Tzu’nun savaş karşısında kendine ait felsefesi vardı ve çok geçmeden bunu büyük bir başarıyla uygulamaya başladı. Muazzam stratejik becerileri sayesinde oldukça güçlü orduları yendi. Bu asker kişilik, zaferlerin bir ordunun büyüklüğüne veya mevcut kaynakların sayısına değil, stratejiye bağlı olduğunu gösterdi.

Bu stratejistin yaklaşımları, savaş sanatının aldatma sanatı olduğu fikri etrafında dönüyor. Başarılı olmak için, temelde kendinizi tanıdığınız kadar düşmanı da tanımanız gerekir. Son olarak, rakibin ne düşündüğünü bilmek ve bundan kendi lehinize yararlanmak için düşmanın eylemlerini tahmin etmek olarak özetleyebilirsiniz.

Sun Tzu’nun yazdıklarının ilginç bir başka yönü, şu ya da bu şekilde, dezavantajlı durumda olanlar için tasarlanmış olması. Benzer şekilde, herhangi bir savaşın amacı, mümkün olan en düşük hasar ve kayıp miktarına neden olmak. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, bu savaşçı için ideal olan şey, çatışma ortamını savaşmaya gerek kalmayacak şekilde ele almak.

Sun Tzu ve mirası

Savaş Sanatı 13 bölümden oluşuyor ve aforizmalarla dolu. İlk başta, yalnızca iktidar sahiplerinin erişebileceği gizli bir metinmiş. Aslında, bir araştırmacı, 1972’de yürütülen bir kazı sırasında bu incelemenin eski bir versiyonunu keşfetmiş.

Bambu tahtalara yazılmış olan bu versiyon, hali hazırda dünya çapında popüler olan versiyonun aynısı değildi. Ancak birçok kişi Sun Tzu’nun fikirlerini az veya çok biliyordu ve liderler bunları önce Çin’de sonra Japonya’da uygulamaya başladı. 1772’de Fransız Cizvit Jean Joseph Marie Amiot kitabı Fransızcaya çevirdi ve ardından Lionel Giles onu 1910’da İngilizce’ye çevirdi.

Bu eser Batı’ya ulaştığından beri birçok liderin gözdesi oldu. Tarihçiler Napolyon’un bunu referans olarak kullandığına ve Vietnam’ın bu sayede Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı savaşı kazandığına inanıyor.

Zamanla bu kitap sadece orduda değil, siyasetçiler ve işadamları arasında da önem kazandı. Bilim insanları Sun Tzu hakkında çok az şey biliyorlar ve 496’da öldüğüne inanıyorlar. Ancak, hayatıyla ilgili bilinen başka hiçbir detay yok.