Psikolojiye Göre Otoriter İnsanların 7 Özelliği
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Otoriter insanlar hayatımızın üzerinde uzun ve tehditkar bir gölge yarattılar. Ailenizde, iş yerinde ya da siyasette olsun, gücü kullanım ve istismar etmeleri nedeniyle bu tür insanları hemen tanırsınız. Zihinlerinde ön yargı ve baskın olma ihtiyacını, alaycılık ile çifte standart ve hoşgörüsüzlüğü bulacaksınız.
Otoriter kişilik üzerine yapılan çalışmalar, İkinci Dünya Savaşı ve Holokost’tan kısa bir süre sonra başladı. Bu çok kopuk ve tuhaf bir zamandı. Akademik dünya, ırkçılığın, ön yargının ve otoriterliğin dünyayı bu noktaya nasıl getirdiğini soruyordu.
Bu bilimsel, psikolojik ve felsefi hareketin en büyük isimlerinden biri Theodor W. Adorno idi. Erich Fromm’un teorilerine ve zamanın anti-semitik ideolojisi ve antidemokratik hareketlerine dair kapsamlı bir analize dayanarak bugün “Berkeley Çalışması” olarak bilinen çalışmayı şekillendirdi. Burada otoriter kişilik titizlikle tanımlanmış ve psikososyal bir çerçeve içine yerleştirilmiştir.
Ancak bazıları Adorno’nun teorilerinin demode olduğunu düşünebilir zira artık farklı bir zamanda ve farklı koşullarda yaşıyoruz. Yine de otoriter insanlar ve iktidar arzusu, daima var olacaktır. Siyaset arenasında bu, bir evin mahremiyeti kadar gerçektir.
Ne de olsa, otoriter karakter ve kör bir tahakküm arayışı, bazı insanlarda bir enfeksiyon gibidir. Çok sık gördüğümüz ve nasıl tanıyacağımızı öğrenmemiz gereken psikolojik bir kavram. Aşağıda bu kişilik türünü tanımlayan ana özelliklere bakacağız.
“Kibir, aniden berbat bir güç payına sahip olan yoksul fanileri etkileyen bir sakatlıktır.”
– Jose de San Martin
1. Belirli değerlere, adetlere ve ideallere kör sadakat
Otoriter insanlar, dünyayı 5 yaşındaki bir çocuğun sadeliği ve katılığıyla sınıflandırır. Her şey ya iyi ya da kötüdür ve onlarla aynı perspektifi, değerleri ve görüşleri benimseyen herkes doğru yoldadır. Ancak fikir farklılığı olan herkes potansiyel bir düşmandır.
Aynı zamanda, otoriter insanlar genellikle “iyi bir insan”, “iyi bir baba”, “iyi bir oğul” ya da “iyi bir kadın” ın ne olduğu hakkında çok iyi tanımlanmış bir fikre sahip olurlar. Siyasi eğilimleri, dinleri ve hatta tuttukları takım bile kutsal ve dokunulmazdır.
2. Otoriter insanlarda etnosentrizm
Benim her şeyim en iyidir. Dahası benim ülkem, kültürüm ve dilim en değerli olduğu gibi akla en yatkın ve kabul edilebilir olandır. Bu tutum ve zihniyet ayrımcı ve saldırgan davranışlara yol açar. Farklı her şeyi reddeden tehlikeli ön yargılardır. Başka bir deyişle, otoriter insanlar dar zihniyetlerine uymayan her şeyi hor görürler.
3. Korku kültürü
Donald Trump’ın başkan olarak seçilmesiyle, artık sonsuz sayıda etnik merkeziyetçilik örneğimiz var. Ne var ki, Meksika’nın eski cumhurbaşkanı Vicente Fox’un Trump’ın kendisi için temsil ettiği şeyin kesin bir tanımını vermesi çok özel bir andı: korkuya dayalı güç kullanan otoriter bir kişilik.
ABD sınırlarının dışından gelen herkes bir “tehdit” tir. Bu nedenle bu korkuyu, “ötekinin” reddedilişini –her ne olursa olsun- beslemek gereklidir. Bu anlayış, Amerika Birleşik Devletleri’nde kazandı ama aynı zamanda birçok bağlamda da gerçekleşiyor. Özellikle de bir kişinin korkuyu besleyip baskı kurmak için tehdit ve dramaya başvurduğu bir aile veya ilişkide.
4. Benim başarılarım her zaman sizinkilerden daha üstün olacak
Hangi konuda iyi olduğunuz, ne okuduğunuz veya nelerden hoşlandığınızın bir önemi yoktur. Çünkü otoriter insanlar her zaman bir adım önde olmaya çalışırlar.
Nitelikleriniz uzun bir liste oluşturuyorsa, size hayat tecrübesinden yoksun olduğunuzu söyler. Elbete, otoriter kişide bu tecrübe bolca vardır. İşinizde yetenekli ve iyiyseniz, size verilen görevlerin becerilerinize uygun olmadığını söyleyerek sizi engellemek isterler çünkü otoriter insanlar kendileri dışında kimsenin başarılı olmasına katlanamaz.
5. Agresif liderlik
Hepimiz otoriter insanların komuta eden kişi konumunda olmayı sevdiklerini biliyoruz. Ancak bu tür kişilerin liderliği demokratik değildir. Asla duygusal zekâ kullanarak liderlik yapmazlar. Oysa insanlardan en iyi şekilde faydalanmaya yardım eden ve uyum, güven ve bir arada yaşamayı besleyerek mutluluk ve üretir.
Otoriter bir lider agresiftir, empatiden yoksundur, sadece kendi ihtiyaçları ile ilgilenir ve aynı zamanda hayal kırıklığı karşısında çok düşük bir toleransa sahiptir. Başkalarının ihtiyaçlarını göremez. Dahası, genellikle insanların ihtiyaçlarına saygı göstermez çünkü bunları zayıflık olarak görürler.
6. Önyargı ve katı düşünce
Bir ön yargıyı yıkmak, atomu parçalamaktan zordur denir. Ne yazık ki, bu doğrudur ve aynı zamanda otoriter insanların da bir özelliğidir. Böyle kişiler inanılmaz derecede dar düşüncelidir. Kendilerinden başka fikirlere yer bırakmazlar. Kendi icat ettikleri gerçeklik dışında bir başka “doğru” yoktur.
Önyargı ve katı düşünce toplumumuzun termitleridir. Başka bir deyişle, bu düşünce şekli toplulukları ve gerçek anlamda karşılıklı saygıya yönelik ümitleri zayıflatır.
7. Akıl yürütememe
Otoriter insanlar bir hayal dünyasında yaşar. İlk bakışta heybetli ve korkutucu görünürler. Genellikle kendilerini el üstünde tutarlar ama üzerinde durdukları temel zayıftır.Bu kişilerin argümanlarını dinlemeniz yeterli. Fikir ve mantık yürütmeden yoksun boş bir zihinleri olduğunu hemen keşfedeceksiniz.
Bu insanların küçük dünyası, evrensel gerçek olarak gördükleri şeyi savunmakla sınırlıdır. Ne var ki, bazen tüm yapmanız gereken, belli argümanlarla bu kişilere meydan okumaktır. O zaman basit ideolojilerinin çöktüğünü göreceksiniz.
Otoriter insanlarla ilgili en büyük sorun, basit akıl yürütmelerinin ardındaki saldırganlıktır. Bu nedenle, kendilerini tehdit altında hissettiklerinde ya da düşük bir pozisyona yerleştirildiklerinde çok kötü tepki verirler.
Sonuç olarak, otoriter bir karakterin nasıl ele alınacağını çok iyi bir şekilde öğrenmemiz gerekiyor. Kendinizi korumak istiyorsanız, bu tür insanlara karşı mesafeli olmak en iyi stratejidir. Ayrıca yayılıp dünyamızı zehirlemesine engel olmak için bu karakter türünü nasıl tanıyacağımızı da öğrenmemiz gerekiyor.
Kaynakça
- Adorno, TW (1950). The authoritarian personality. New York: Harper.
- Martin, JL (2001). The authoritarian personality, 50 years later: What questions are there for political psychology? Political psychology 22 (1), 1-26.
- Altemeyer, B. (1988). Enemies of freedom: Understanding right-wing authoritarianism. San Francisco: Jossey-Bass.
- Dean, J. (2006). Conservatives without conscience. New York: Viking Press.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.