Okuldaki İlk Gününü Harika Geçirmesi İçin Çocuğunuza Yardımcı Olun
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Okulun ilk günü, çocuklarınızın hayatındaki yeni bir dönemin başlangıcıdır ve çocuklarınızın hissedeceği gibi sizin de yoğun duygular hissetmenize sebep olabilir. Ama çoğu insanın düşündüğünün tersine, bu zor ya da keyifsiz bir deneyim olmak zorunda değil. Hatta, bu şekilde olmasını önlemeniz için size yardımcı olabilecek araçlar ve stratejiler bulunuyor.
Bu makalede, bu amaç için yararlanılabilecek bazı durumlardan bahsedeceğiz. Bunların en önemlilerinden bir tanesi, okula gitmenin değişim demek olduğunu kabul etmek. Yetişkinler olarak buna farklı bakıyor olabiliriz fakat bu süreç dünyanın kapılarının çocuklarınıza açıldığı bir süreçtir. O yüzden bu ana saygıyla yaklaşmalısınız. Çocuklarınızın duygularına değer verin, ve tabii ki, kendinizinkilere de.
“Çocuklarınızı hayatın zorluklarından sakınmayın, tam tersi, onlara bunların üstesinden nasıl geleceklerini öğretin.”
– Louis Pasteur
Çocuklarınıza okulun ilk gününde neler olduğundan bahsedin
Değişimin içindeyken çocuğunuza ne kadar detay ve bilgiyi aktarırsanız, onlar da o kadar güvende ve özgüvenli hissederler. Bu detaylar okul yılı başlamadan yeni okullarını ziyaret etmek, onları öğretmenleri ile tanıştırmak ve sırt çantalarını ve okul gereçlerini birlikte almak gibi şeyleri içerir.
Tüm rutinleri adım adım açıklayın, yapacakları aktiviteleri, karşılaşabilecekleri bazı durumları, orada kaç tane çocuk olacağını… Ayrıca onlara, okul kurallarına uymaları gerektiğini, anneleri ya da babaları olmayan diğer yetişkinlerin sözlerini dinlemeleri gerektiğini ve diğer çocuklarla eşyalarını paylaşmaları gerektiğini söyleyin.
Okul günü bittiğinde ne olacağı konusunda açık olun. Örneğin: “Büyükannen seni almaya gelecek.” ya da “Geç kalmamaya çalışacağım ama eğer geç kalırsam, ben oraya gelene dek beni okul bahçesinde bekle.” gibi. Ona kendi bilekliğinizi, sizin parfümünüzün sindiği bir kıyafet bırakabilirsiniz veya küçücük ellerine bir öpücük kondurabilirsiniz ki bütün gün siz yanındaymışsınız gibi hissetsin.
“Eğitim, kişi okulda neler öğrendiğini unuttuktan sonra geriye kalandır.”
– Albert Einstein
Okulun ilk gününden önce bazı aktivitelere ve davranışlara alışmaları için yardımcı olun
Erken kalkmak ya da kantinde yemek yemek gibi okul yılı boyunca ebeveynlerin de çocukların da zorlanacağı durumlar vardır. Konu uykuya gelince, çocuğunuzun ihtiyaç duyduğu 8-10 saatlik uykuyu alabileceği şekilde bir uyku rutini oluşturabilirsiniz. Eğer okulda uyku vakti yoksa, evde uyku saati yerine okuldan eve gidiş yolunuzu kulanın.
Beslenme düzeni için, belirli yemekler hazırlamaya başlayıp çocuklarınızı onları evde denemek için cesaretlendirebilirsiniz ki kantinde bunları yememek gibi bir sorunla karşılaşmasınlar. Ayrıca daha sıkı bir yemek saati ve rutini oluşturmalarını sağlayabilirsiniz. Böylelikle ufaklık okul ortamına daha kolay uyum sağlayabilecektir.
Diğer çocuklarla vakit geçirmesi onu okulda karşılaşacağı durumlara hazırlayabilir. Onları anne gruplarına, aile yogasına ya da müzik kurslarına ve tabii ki harika alanlar olan parklara götürebilirsiniz. Bu ortamlar, okul bahçesinde karşılaşacakları durumlara benzer durumlarla karşılaşabilecekleri yerlerdir.
Çocukların hepsi aynı değildir
Çocuğunuzun okuldaki ilk gününü biricik kişiliklerine, güçlü ve zayıf yanlarına göre geçireceklerini unutmamanız gerekir. Çocukları birbirleri ile kıyaslamanın hiçbir yararı olmayacaktır.
Çocuğunuzu “sen de ağabeyin ya da ablan gibi okula gideceksin.” gibi cümlelerle cesaretlendirmek doğru bir davranış değildir. “Okula gidip yeni şeyler deneyimleyeceksin.” ya da bunun gibi şeyler söylemek muhtemelen daha doğru olacaktır.
“Dünya herkesin daha iyi bir insana dönülebilmesi için birçok olanak sağlayan muhteşem bir okuldur.”
– Swami Sivananda
Ebeveynler olarak biz de her çocuğumuza farklı davranırız, bu yüzden; kıyaslama yapmanın bir yararı yoktur. Hatta bu davranışınız ters tepebilir. Ayrıca, ilk çocuğunuz ve ikinci çocuğunuzun okulun ilk gününde deneyimledikleri de aynı olmayacaktır.
Kendi duygularınızı anlamak, onları kontrol etmeniz ve daha zeki bir şekilde açığa çıkarmanız için yararlı olacaktır. Bu, çocuğunuza onu özleyeceğinizi söylememeniz gerektiği anlamına gelmiyor. Bu yalnızca, olumlu ve rahat bir davranış sergilerseniz, çocuğunuzun da bu yönde hissedeceği anlamına geliyor.
Her çocuğunuzun bireyselliğine ve kişiliğine ayrı ayrı saygı duyun. Hepsi aynı şekilde uyum sağlamayacak ya da aynı şekilde bir şeyi deneyimlemeyeceklerdir. Çocuğunuza güvenin. Bu onlar için biraz daha fazla zaman alsa da, uyum sağlayacaklardır. Hemen pes etmezseniz, onlar da pes etmezler.
Uyum sağlamak önemlidir
Okulun ilk gününden ya da ilk günlerinden sonra çocuğunuzun uzun zaman önce bunun üstesinden geldiğinizi düşündüğünüz öfke nöbetlerini geçirmek gibi sizi endişelendirecek şeyler yapma ihtimali var. Ama genellikle rutine alıştıktan sonra bu belirtiler yavaşça kaybolur. Ortam, sınıf arkadaşları ve öğretmenler tanıdık şeyler haline geldikçe, davranışlarında da gelişme göreceksiniz.
Bu istenmeyen davranışlardan kurtulmak için siz de yardımcı olabilirsiniz. Örneğin, rutine alışırken onları biraz daha erken kaldırıp hazırlayabilirsiniz, çünkü uyumaları da zor olabilir. Bir de her şeyin bir önceki günden hazır olduğuna emin olun. Bu tüm okul zamanlarında yapmanın iyi olduğu bir alışkanlıktır.
Eğer yapabiliyorsanız, ilk birkaç gün onu okuldan alan kişi siz ya da partneriniz olsun. Bu, onları daha güvende hissettirir ve terk edilme hislerini yatıştırır. Öğretmenleriyle, diğer çocuklarla ve diğer ebeveynlerle konuşmak için oraya biraz daha erken gidin. Sizi sosyalleşirken ve diğer insanlar ile iyi anlaşırken görmek, onların da aynı şeyi yapmasına yardımcı olacaktır. Daha güvende hissedeceklerdir.
Nasıl doğru şekilde hoşçakal denir?
Hoşçakal demek duygusal bir konu haline dönüşebilir, o yüzden; kısa tutmak en iyisidir. Örneğin, “Harika işler başaracaksın.” gibi rahatlatıcı cümleler ederek onları birkaç kez öpüp sarılabilirsiniz. Sonra yüzünüzden gülümsemeyi eksik etmeyin. Böylece, üzüldüklerinde ve sizi özlediklerinde akıllarına o gülümsediğiniz haliniz gelecektir.
Özellikle ilk birkaç günde ağlamaları mümkündür. Bu normal bir şeydir; muhtemelen sizden ayrılmak ve yeni bir ortama uyum sağlamak zor geliyordur. Eğer bunu rahat ve sabırlı bir şekilde karşılar ve okulda çalışan insanlara güvenirseniz, bu ağlamalar uzun sürmeyecektir.
Ama onların bu halini görmek her şeyi sorgulamanıza sebep olur; vedalaşmalar uzar ve huzurlu olduklarından emin olmak için etrafta dolanırsınız; bu yaptığınız sadece öfke krizlerinin ve ağlamaların sürmesine sebep olacaktır. Bu şekilde, normal bir şekilde yok olup gidecek bir davranışın yapışıp kalmasına sebep olursunuz.
Onları okul bittiğinde almak
Bu uyum sürecinde, çocuğunuzu alacak kişinin vaktinde olması ve böylece onların okulun gerekli bir şey olduğunu ve sizin onları orada terk etmeyeceğinizi anlamalarını sağlaması oldukça önemlidir. Ama bu kavuşma bir filmden fırlamış gibi inanılmaz dramatik bir durum haline de gelmemelidir. Mümkün olduğunca normal olmasına, akşamüstünü büyük anneleriyle oynayarak geçirmişler gibi hissetmelerine izin verin.
“Okulda gülmeyi öğrendim ve ayrıca bana çok önemli bir şey daha öğrettiler: saygı duyduğum şeye gülmeyi ve güldüğüm şeye saygı duymayı.”
– Claudio Magris
Onlara günlerinin nasıl geçtiğini sorun ve olumlu yönlerin üzerinde durun. Eğer yapabiliyorsanız, sınıf arkadaşları ile birbirlerini sevdiler ise, okulda sonra da onlarla vakit geçirmeleri için çocuklarınızı cesaretlendirin. Kurdukları her bağ, bu yeni durumu onlara daha aşina hale getirip daha hızlı uyum sağlamalarına yarayacaktır.
Önceden de söylediğimiz gibi, uyum sağlamak normal bir süreçtir ve zaman alır. Çocuğunuzun davranışlarında beliren daha az yemek yemek, daha çok ya da daha az uyumak gibi durumlar rahatsız edici ya da hassas görünse de oldukça normaldir ve kısa zamanda geçecektir. Ama eğer bu şekilde devam eder, uyum sağlayamaz ve sizin ardınızdan ağlarlarsa (ya da benzer davranışlar sergilerlerse), bir profesyonele danışmak yararlı olacaktır.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.