Logo image
Logo image

Neden Beyniniz Her Zaman Suçlayacak Birini Arar?

4 dakika
Bazı insanlar kendi hatalarını kabul edemezler. Böylece, eylemlerinin sorumluluğunu üstlenmek yerine, suçu başkalarına yansıtırlar. Bu tepki, beynin gerçekle yüzleşmekten kaçınması ve suçlayacak birini aramasını gerektiren bir strateji ile ilgilidir.
Neden Beyniniz Her Zaman Suçlayacak Birini Arar?
Valeria Sabater

Yazan ve doğrulayan psikolog Valeria Sabater

Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Farkında olmasanız da, beyniniz başınıza gelenler için suçlayacak birini arar. Bunu önemli şeyler için yapar, ama aynı zamanda önemsiz ve gereksiz şeyler için de aynısını yaptığı olacaktır. Peki sizce neden beyniniz bu şekilde davranır?

Üzüntü, kötü şans veya aksilikler için suçlayacak birini aramak, bazen sizi ilgilendiren durumlarla ilgili sorumluluğu diğer insanların omuzlarına geçirebileceğiniz için güçlü bir savunma mekanizmasıdır.

Partneriniz sizi aniden terk ederse, zihniniz size muhtemelen üçüncü bir tarafın olduğunu fısıldayabilir. Bazen sevginin bir son noktaya ulaştığını ve yok olup gittiğini kabul etmek her zaman kolay değildir. Ve eğer bir sınavda başarısız olursanız, o zaman da bu öğretmenin hatasıdır, çünkü onlar size böyle yaptırmışlardır. Günah keçisi aramak, birçok insanın neredeyse sürekli yaptığı bir şeydir.

Suçlama oyunu, bir fanı açmaya ve başınıza gelen şeylerin sorumluluğunu rastgele ortalığa dağıtmaya ve herkesle paylaştırmaya benzetilebilir. Bazı insanlar bunu daha açık bir şekilde yaparlar. Bununla birlikte, diğer insanlar da daha fazla geri çekilir ve parmakları ile diğerlerini göstermeye başlamadan önce kendilerini dizginleyebilirler.

Bu fenomen aslında düşündüğünüzden daha yaygındır ve hepsi tek bir şeye indirgenebilir: duygusal anlamdaki kötü yönetim.

İşler umduğunuz veya beklediğinizin tersi yönde gerçekleştiğinde, ne olduğunu anlamanız gerekir. Ve bu bazen başkalarını suçlayarak olur. Şimdi bu faktörkere daha yakından bakalım.

Some figure

Neden beyniniz size olanlar için suçlayacak birini arıyor?

Sokakta yürüdüğünüzü ve aniden düşen yapraklar üzerinde kayıp düştüğünüzü hayal edin. Ayağa kalktığınızda, dikkat çekmenize, ve hatta belki de kendinizi aptal durumuna düşürdüğünüze kızdığınızda, kendinize bunun yerel yönetimin hatası olduğunu söylemeye başlıyorsunuz. Kaldırımı temiz tutmalı ve yerdeki her şeyi almalılar.

Suçun kaynağını değiştirmeye çalışmak bazen basit bir gerçeği kabul etmekten daha kolaydır: kötü şans da seçenekler arasında her zaman için vardır ve belirli suçluları bulmak her seferinde o kadar da mümkün olmaz. Bazı şeyler kendiliğinden olur, hayat budur.

Hayat bazen size o kadar rastgele ve üst üste talihsizlikler getirir ki, onları suçlayacak birini bulmaya çalışmak da faydasızdır. Ancak, bir yandan da beyninizin buna ihtiyacı var. Beyniniz, size olanlar için suçlanacak birini arar.

Her nasılsa, zihniniz bu sebep ve sonuç fikri tarafından yönetiliyor. Bir şey olursa, arkasında mutlaka bir sebep vardır. Dahası, beyniniz size bu talihsizliğin nedeninin başkası olduğunu, asla siz olmadığınızı da söyleyecektir. Bunu yaparak, olumsuz duyguları, o düşüşten dolayı hissettiğiniz öfkeyi ve bunun neden olduğu utancı da salıverirsiniz.

Neden beyniniz suçlama oyunu oynar?

Beyin başınıza gelenler için suçlayacak birini arar ve bu sandığınızdan çok daha fazla olur. Öyle ki, aslında, kitle iletişim araçlarını yönetenler de bu konuda her şeyi biliyor ve bunu açıkça kendi yararına kullanıyor.

Amsterdam Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, araştırmacılar, en sansasyonel gazetelerin genellikle ortak bir stratejiye sahip olduğunu buldular. Olan her şey için her zaman suçlayacak birini aradıklarını fark etmiş olabilirsiniz.

Bu suçlu neredeyse her zaman önemli insanlar, ünlüler veya belirli bir siyasi partidir. Gördüğünüz gibi, bu süreci manipüle etmek çok ama çok kolay. Ancak, aynı zamanda aşağıdaki nedenlerle, bu yöntem, neredeyse bilinçsizce, hepimizin kullandığı bir şeydir:

  • İnsanlar bunu bir savunma mekanizması olarak kullanır. Suçu başkalarına atmak bizi sorumluluktan kurtarır.
  • Suçlama bir saldırı stratejisidir ve bununla birlikte insanlar kızdıklarında başkalarına zarar vermeye çalışırlar.
  • Çoğu insan, belirli şeylerin neden olduğunu analiz etmekte çok kötüdür. Kendi kendilerinin, ön yargılara ve baş döndürücü tepkilere kapılıp gitmelerine izin verirler, bu da olan şeyler üzerinde düşünmedikleri veya örneğin bir çözüm yöntemi olarak meditasyon yapmadıkları anlamına gelir.

Tüm olumsuz şeyler bizi rahatsız ediyor

Çoğu insan, üç yaşındaki bir çocuğun duygu yönetim becerilerine sahiptir. Hayal kırıklığına karşı toleranssızdırlar, her türlü sorumluluktan kaçmaya çalışırlar ve olumsuz duygulara alerjileri vardır.

Bir hata yaptıklarında veya kontrol edemedikleri bir şey olduğunda, öfkelerini kanalize ederler, suçluları ararlarken kendilerine de sürekli olarak “suçlu ben değildim” diye tekrarlarlar.

Hataya ve insan yaşamının kontrol edilemeyen ve basitçe ortaya çıkan talihsiz yönlerine karşı bu düşük tolerans, onları sürekli bir öfke durumuna maruz bırakır. Sonuç olarak, bu hem kendileri hem de etrafındakiler için çok sorunlu durumlar yaratabilir.

Some figure

Beyniniz size olanlar için suçlayacak birini aradığında ne yapabilirsiniz?

Beyniniz, başınıza gelenler için birini suçlayacak birini aradığında, zihninizin de ne yaptığının tam olarak farkında olmalısınız. İnsan zihni, çoğu insanın farkında olmadığı çok sayıda savunma mekanizmasını kullanan bir yapıdan oluşur.

Bu nedenle, insanlar mantıksız düşünceler ve “bu benim başıma bir nedenden dolayı geldi ve bunun için mutlak surette biri suçlanacak” gibi fikirlere kapılıp gittiler.

Kısacası, bir günah keçisi aramadan önce, başınıza gelen şeyin üzerinde düşünmek için zaman ayırmalısınız. Başkalarını suçlamaya bakmadan önce, en yüksek seviyelerde olsa bile, genel olarak toplum veya politikacılar için de geçerli olmak üzere, bu olay üzerindeki sorumluluğunuz hakkında düşünmeye çalışın. Ne ölçüde suçlanabileceğinizi de anlamaya çalışın.

Aklınıza gelen birilerini suçlamadan önce, kendinize odaklanın ve başınıza gelenler için çözümler arayın. Hayatta sizi daha sorumlu bir insan yapmak için kazanacak olan tek strateji budur. Ve bir bonus olarak, kendi sağlığınızı da iyileştireceksiniz!


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Hameleers, M., Bos, L., & de Vreese, C. H. (2019). Shoot the messenger? The media’s role in framing populist attributions of blame. Journalism20(9), 1145–1164. https://doi.org/10.1177/1464884917698170
  • Malle, B. F., Guglielmo, S., & Monroe, A. E. (2014). A Theory of Blame. Psychological Inquiry25(2), 147–186. https://doi.org/10.1080/1047840X.2014.877340

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.