Mavi Pazartesi: Yılın En Üzüntü Verici Günü
Yazan ve doğrulayan psikolog Laura Fuster Sebastián
Mavi Pazartesi (Blue Monday) ya da “Üzgün Pazartesi”, uzun yıllardır Ocak ayının üçüncü pazartesi gününe verilen addır. Psikolog Cliff Arnall’a göre bu gün yılın en üzgün ya da üzüntü verici günüdür. Arnall bu durumu, yılbaşı tatilinden sonra pek çok ailenin gerek ekonomik gerekse duygusal anlamda kendilerini toparlayamaması gerçeğine bağlamaktadır.
Ayrıca görünüşe göre insanlar yavaş yavaş yeni yıl beklentilerinin pek de gerçekçi olmadığını ya da en azından kolay bir biçimde gerçekleşmeyeceğini anlamaya başlarlar. Yani bu dönemde kendimize yeni yıl için koymuş olduğumuz hedeflerin ya imkansız ya da çok düşük bir olasılık olduğunun farkına varırız. Bunun sonucunda da doğal olarak hayal kırıklığına uğrarız.
Peki yıl içinde daha üzüntü verici bir gün var mıdır? Yoksa Ocak ayının üçüncü pazartesi günü gerçekten de yılın en üzücü günü müdür? Şimdi bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyelim.
Üzgün Pazartesinin Çıkış Yeri
Daha önce de belirttiğimiz gibi Mavi Pazartesi ya da Üzgün Pazartesi terimini ortaya atan kişi Birleşik Krallık’ta bulunan Cardiff Üniversitesi araştırmacılarından psikolog Cliff Arnall’dır.
Arnall 2005 yılında yılın en kötü gününün hangisi olduğu üzerinde çalışmalar yapmış ve bunu belirlemek için çeşitli formüller üzerinde durmuştur. Bu çalışmayı, Sky Travel adlı turizm şirketine bir reklam ve pazarlama kampanyasının bir parçası olarak gerçekleştirmiştir.
Bu bağlamda öne sürdüğü formül şu şekildedir:
1 / 8C + (Dd) 3 / 8xTI MxNA
- “C” iklimsel faktörler.
- “D” tatil süresince yapılacak harcamalar.
- “d” Ocak ayı sonunda elde kalacak para.
- “T” yılbaşı tatilinden sonra geçen süre.
- “I” en son, sigarayı bırakmak gibi kötü bir alışkanlığı bırakma girişiminin ya da yeni bir hedef için çalışma kararının başarısızlıkla sonuçlanmasından bu yana geçen zaman.
- “M” geride kalan motivasyonlar.
- “NA” hayatı değiştirmek için harekete geçme ihtiyacı.
Tüm bu faktörleri dikkate alan Cliff Arnall, yılın en üzüntü verici ya da insanların kendini en mutsuz hissettiği günün Ocak ayının üçüncü pazartesi günü olduğu sonucuna varmıştır.
Peki Üzgün Pazartesi Gerçekten Var Mıdır?
Mavi Pazartesi ile sonuçlanan yukarıdaki formül doğal olarak çok ciddi derecede sorgulanmıştır. Öyle olsa da, Mavi Pazartesi ya da Üzgün Pazartesi adı verilen durumun aslında her sene tekrarlanan gerçek bir durum olduğunu söyleyebiliriz.
Sosyal medyada bu “depresif günde” alışveriş yapılması gerektiğine dair binlerce mesaj yer alır. Hatta medya bile bu fikre katılır ve bazı markalar, Mavi Pazartesi fikrini bir fırsata çevirerek daha fazla tüketimi teşvik etmek için çeşitli indirimler uygularlar.
Tüm bu fikirler pek çok insan tarafından bir noktaya kadar paylaşılıyor olsa da, toplumun tamamının her yıl aynı gün depresyona girmesini düşünmek elbette pek de gerçekçi bir yaklaşım olmayacaktır.
Aslında Mavi Pazartesi konsepti, mutluluk kavramını sadece birkaç faktöre indirgemiş olan bir düşüncenin ürünü olarak dikkat çekmektedir. Aynı zamanda her insanın bu faktörlerden eşit bir biçimde etkileneceğini varsayarak aşırı derecede büyük çaplı bir genelleme yapmaktadır.
Örnek olarak, Ocak ayında fazla paramız olmayabilir ve belki de seyahat etmek istemiyor olabiliriz. Bunun yerine yılbaşının ardından bir süre yaşantımızı rutin bir biçimde sürdürmek isteyebiliriz. Aslında bunlar gibi oldukça basit durumlar, Mavi Pazartesi günü konseptini öne süren psikolog tarafından da düşünülmüş olmalı. Çünkü Arnall, aslında bulduğu formülün mantıksız ve saçma olduğunu daha sonradan kendisi kabul etmiştir.
Mavi Pazartesi ve Getirdiği Tehlikeler
Mavi Pazartesi konsepti artık bir klasik haline dönüşmeye başlamış ve o gün boyunca bu kavramı duymamak, televizyonlarda görmemek ya da sosyal medyadaki tartışmalarda rastlamamak neredeyse imkansız bir hale gelmiş durumdadır.
Bunun bir sonucu olarak da, sürekli bir biçimde bu kavramın öne sürülmesinden dolayı insanlar kendilerini mutsuz hissediyor olabilirler. Belki de tüm zorlukları ya da mutluluklarıyla tıpkı diğer pazartesi günleri gibi sıradan bir pazartesi gününü yaşıyoruz. Ancak sürekli bir biçimde Üzgün Pazartesi gününü yaşadığımızı duymak bizi şartlandırıyor ya da gün boyunca yaşadığımız her şeye karşı olumsuz bir bakış açısıyla yaklaşmamıza neden oluyor.
Bununla birlikte o gün sürekli bir biçimde mutlu olmaya çalışmamak da önemli bir detay. Son yıllarda televizyonlarda, sosyal medyada vb. her yerde bir tür zorlama mutluluk modeli getirilmeye çalışılıyor. Ancak bu tür bir yöntemin bizi daha fazla incitmekten ya da mutsuz etmekten öteye gitmeyecek faydasız bir çaba olduğunun altını çizmemiz gerekiyor.
Yani ihtiyacımız olduğunda mutsuz olmak da insan olarak temel ihtiyaçlarımız arasında bulunuyor. Hatta bazı durumlarda birtakım yaralarımızın iyileşmesinin tek yolu mutsuz olmaktan geçiyor.
Çeşitli Öneriler
Yukarıda sıraladığımız nedenlerden dolayı Ocak ayının ilk pazartesi gününü mümkün olduğunca iyi ve pozitif bir biçimde geçirmeye çalışmalıyız. Elbette bu gün içinde de beklenmedik durumların ortaya çıkabileceğinin bilincinde olmalıyız. Bunlara ek olarak, aşağıda sizler için hazırladığımız öneriler, sadece bu gün için değil yılın her gününde kendimizi daha iyi hissetmemize yardımcı olabilir.
- Düzenli uyuyun. Günlük olarak 8 saat uyumaya çalışın. Eğer yeterince dinlenirseniz bir sonraki gün için daha keyifli ve enerjik olursunuz. Ayrıca karşınıza çıkabilecek sorunlar karşısında daha pozitif bir yaklaşım sergilersiniz.
- Spor yapın. Haftada en az iki kez spor yapın. Spor, endişelerinizi azaltır ve kendinize olan güveninizin artmasına, kendinizle barışık olmanıza yardımcı olur.
- Sağlıklı beslenin. Beslenme düzeninize dikkat edin. Dengeli beslenme sağlığınızı ve mutluluğunuzu doğrudan etkileyen bir faktördür. Ayrıca ağır akşam yemekleri, alkol ve kafein uykusuzluğa yol açan faktörler arasında yer almaktadır.
- Arkadaşlıklar kurun. Sosyal çevrenizi zengin ve sağlam tutun. Sevdiklerinizle sohbet edin, onlarla ilgilenin, iş arkadaşlarınıza ve komşularınıza karşı nazik olun.
- Kararlı olun. İstediklerinizi, düşündüklerinizi ve hissettiklerinizi, hem diğer insanlara hem de kendinize saygı çerçevesi içinde ifade edin. Eğer kararlı ve kendine güvenli bir kişiyseniz ne söylemek istiyorsanız onu söyleyebilir ve hoşunuza gitmeyen teklifleri saygılı bir biçimde reddedebilirsiniz. Bu davranış biçimi modunuzun yükselmesine de katkı sağlar.
- Keyifli aktiviteler yapın. Keyif veren aktiviteler, ruh halimizin düzelmesi ve kendimizi iyi hissetmemiz için temel gereksinimler arasında bulunmaktadır. Yapılan araştırmalar, sevdiğimiz şeylerle uğraştığımız günlerde diğer rutin günlere oranla kendimizi daha iyi ve daha tatmin olmuş şekilde hissettiğimizi göstermektedir. Bu nedenle her gün hoşlandığınız bir işe belirli bir zaman ayırmanız şiddetle tavsiye edilmektedir. Örnek olarak, işe yürürken müzik dinlemek, gece yatmadan önce bir miktar kitap okumak, yürüyüşe çıkmak, bir arkadaşınızla kahve içmek vb.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.