Logo image
Logo image

Kendini Kandırma Sanatı

5 dakika
Kendini Kandırma Sanatı
Tarafından yazılmıştır Julia Marquez Arrico
Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Kendini kandırmak aslında kişinin kendi kendine yalan söylemesidir. Aklımızın bizimle oyun oynaması da denilebilir. Kendi kendini kandırma, doğru olmadığı halde bir şeyin doğru olduğuna kendimizi bilinçsiz olarak ikna etmektir.

Kendini kandırmak ve yalan söylemek arasındaki fark ise, yalan söyleyen kişinin doğruyu söylemediğinin farkında olmasıdır. Kendini kandıran insanlar ise doğru olmayan bir şeyin doğruluğuna kendi kendini ikna eder.

Başka bir deyişle, kendini kandıran kişi bunu yaptığının farkında değildir ve kendini kandırmanın gücü de işte tam olarak buradan gelir. Farkına varmadığımız sürece, kendini aldatma durumu gizli ve sessiz sedasız bir şekilde daha da güçlenir.

Kendini kandırmanın çeşitli yolları vardır ve bunların bazılarına diğerlerinden daha sık rastlıyoruz. Ayrıca, her türün kendine özgü psikolojik etkileri bulunur. Kendini kandırmanın en yaygın dört şeklini ve bunların en çok bilinen psikolojik etkilerini sizlerle paylaşacağız.

1. Kendini kandırma sanatı: işlevsel olarak kendini kandırma

Bu tür kendini kandırma şekline, kişi kendi kendine yalan söyleyerek kararının doğru olduğuna kendisini inandırmaya çalıştığında rastlıyoruz. Kendini işlevsel olarak kandırma durumuna ise verilebilecek en iyi örnek Tilki ile Üzümler adlı fabl olabilir.

Bu fablda,  kurnazlığıyla bilinen tilki olgun ve sulu bir üzümün olduğu dala yetişmek defalarca sıçrar. Ancak ne kadar denerse denesin başarılı olamayan tilki hayal kırıklığına uğrar ve en sonunda kendisini aslında üzüm yemek istemediğine, zaten üzümlerin de yeterince güzel görünmediğine inandırır.

Bu fablda tarif edilen kendini kandırma eylemi, işlevsel olarak kendini kandırmaktır. Burada, tilkinin kendi kendisine yalan söylemesi işe yarar çünkü üzümlere ulaşamamış olmanın vereceği öfkeyi engellemiş olur.  

Some figure

İşlevsel olarak kendini kandırmadan kaynaklanan sorunlar

Kısa vadeli işlevsel kandırmalar bir amaca hizmet edebilir ancak uzun vadede bunlar olumlu veya faydalı etki yaratmaz. Kişi, bir gerçeği (bir hedefe erişememekle birlikte) onu rahatlatan yalana dönüştürmeye karar verdiği için psikolojik etki elde edilir (hedef buna değmez).

Psikolog Giorgio Nardone’ye göre herhangi bir iyi niyet çok fazla tekrarlanırsa olumsuz ver verimsiz olabilir. Başka bir deyişle, işlevsel olan her şey çok fazla uzatılır veya çok miktarda olursa istenilenin tam tersi bir etki yaratabilir.

Bu şekilde, işlevsel olarak kendini kandırmaya devam eden kişi konfor bölgesinden asla uzaklaşamaz ve yeni riskler alamaz. Çünkü amacına ulaşmak için çalışmak yerine bu kişi kendini yalanlarla avutmaya devam eder.  Aslında istediği şeyin bu çabaya değmeyeceğine kendisini inandırır; hedefinin o kadar da önemli olmadığına kendisini ikna eder.

“Yalan, her oyun gibi öğrenilmesi gereken bir dil oyunudur.”

Ludwing Wittgenstein

2. Değer vermek ve inanmak

Değer vermek ve inanmak olarak adlandırılan bu kendini kandırma biçimi, arzuların çatışmasını önleme ihtiyacından doğar. Bu tür bir kendini aldatmaya göre, bir şey daha fazla para, emek ve zaman gerektiriyorsa o şey daha önce hiç bu kadarına mal olmamış herhangi bir şeyden daha değerlidir. Örneğin, bizim için dahil olması zor olan bir gruba girmek, herhangi bir gruba girmekten daha değerlidir.

Hedef çekici olsun ya da olmasın, bir kişi bir hedefe ulaşmak için çok emek harcıyorsa kendisini o hedefin buna değeceğine inandırır. Bu hedef uğruna yaptığı yatırımın gerçekten işe yaradığına kendisini ikna eder. Eğer bunu yapmazsa, yukarıda bahsettiğimiz gibi isteklerin çatışması baş gösterebilir.

Kendini kandırmanın aslı nereye dayanıyor?

İnsanlar olarak, bilişsel sistemimiz (inançlar, düşünceler ve düşünceler) ile davranışsal sistemimiz (davranışlar) arasındaki tutarsızlığı çok uzun süre psikolojik olarak koruyamayacağımız için, “değer ve inanç” kendi kendine aldatma paradoksu çözmenin bir yolu olarak ortaya çıkar.

Kendini kandırmanın başlıca psikolojik etkisi, kişinin kendi ilkeler ve değerler sistemine uymayan bir hedefe ulaşmak için çabalıyor olmasıdır. Etkisi sonsuza dek sürmediğinden, son deyimi yerindeyse son kullanma tarihine sahip bir kendini kandırma durumudur bu. Uzun vadede, kişi genelde bu aldatmacadan haberdar olur ve hayal kırıklığına uğrar.

3. Avunmak için kendini kandırmak

Avunmak için kendini kandırmak, özellikle de kıskanç insanlar arasında sık gözlenen akıllıca bir yoldur. Avunmak için söylenen yalan, kişinin içinde bulunduğu durum için başkasını ya da başka olayları sorumlu tutmasıdır, böylece kendisi için üzülecektir.

Avunmak için söylenen yalanlar bazıları; “köpeklerden korkuyorum çünkü küçükken annem beni köpeklerle korkuturdu”, “kıskanç biriyim çünkü böyle olmam için eşim bir sürü sebep veriyor.” Böyle düşünceler sayesinde kişi kendi kendini kandırarak rahat hissedebilir.

Some figure

Böylece kendimizi avutarak özgüveni ve egomuzu korumu oluruz. Başka bir deyişle her zaman kurban olduğumuza hiçbir şeyin bizim hatamız olmadığına kendimizi ikna ederiz. Bir bakıma hiçbir durumdan %100 sorumlu olmadığımız için bu bakış açısı pozitif olabilir.  Öte yandan geçmiş nedenlere ve dış faktörlere yeniden başvurmak hayatımızda yapmamız gereken değişikliklere direnmeye neden olabilir.

Avunmak için kendini kandırmanın tuzakları

Avunmak için söylenen yalanlar bizi korur. Uzun vadede korunmak için söylediğimiz yalanların yarattığı sorun ise, psikolojik anlamda gelişmemize engel olmasıdır. Bu türden bir kendini kandırma durumunun psikolojik etkisi, kendimizi kötü hissettiren problemlerle yüzleşmemizi engellemesi ve bu problemlerin aşılamaz olduğuna bizi ikna etmesidir.

4. Kendini ikna etmek için başkalarına yalan söylemek

Kendini kandırmanın bir başka yolu ise başkalarına ve dolayısıyla kendine yalan söylemektir. Bunlar kişinin kendisiyle ilgili hikayeleri, durumları veya algıları çarpıtmasıdır. İlk başta bu küçük çarpıtmaları fark edersiniz ancak yavaş yavaş kişi kendi uydurduğu bu dünya ve karakterler tarafından emilmeye başlar.

“Yalan söyleyen kişi kendi başına nasıl bir çorap ördüğünü bilmiyor. Çünkü ilk yalanı sürdürebilmek için yirmi tane daha yalan uydurması gerek.”

– Alexander Pope

Eğer bir yalan defalarca tekrarlanırsa, yalanı söyleyen kişi için bile bir süre sonra gerçeğe dönüşür. Bu olgunun açıklaması ise şöyle: beyin bu yalana uyum sağlıyor ve bir gerçekmiş gibi sürdürülmeye devam ediyor. Başka bir deyişle sanki yalan söyleyen kişi bunun kendi uydurması olduğunu unutuyor. Söylenen şeyin aslında bir yalan olduğu açıkça ortada olsa bile, kişi dürüst olmamaktan değil fakat kendini kandırma faktörü yüzünden gerçeği inkar etmeye devam ediyor.

Kendini kandırma eylemini yapmayan insan yoktur. Kendini kandırmak çok yaygın bir psikolojik olgudur ve belirli bir aşamaya kadar da gayet normaldir. Kendi yalanlarınızdan arınmak içinse güçlü bir şekilde kendinize dönük düşünmeniz gerekir.Kendinize bakmak ve kendi değerlerinizi, ideallerini ve arzularınızı anlamak, kendinizi her aldatmaya karşı korumak ve gerçekten elde etmek istediğiniz hedeflere yöneltmek için atılan ilk adımdır.