Karar Vermek İçin Neden Direniyoruz (ve Bunu Nasıl Aşarız)?
“Ne karar vereceğimi bilmiyorum” cümlesi belki de özgüvensiz ve tereddüt yaşayan kimselerin en çok kullandığı kalıptır.
Karar vermek, sonuçların sorumluluğunu almak demektir. Bu nedenle, bilhassa önemli konularda hafife alınmayan bir ödevdir.
Ne karar vereceğimizi neden bilmiyoruz?
Aslında, hepimiz karar vermeyi biliriz. Gerçek şu ki karar verme becerilerimizden şüphe duyarız ve bu durum bizi adeta felç eder. Kendimizden emin olduğumuz müddetçe, karar vermek kolaydır.
Fakat yaşamımız hakkında karar vermekten bizi alıkoyan tam da güvensizliğimiz ve korkularımızdır.
Özgüvensiz hissetmek ne demektir?
Özgüvensiz hissetmek kendimize yoğunlaşmamak demektir. Bunun yerine başkalarının kararımız hakkında ne düşündükleriyle ilgileniriz. Başkalarının beklentilerine dayandığımız sürece karar vermek zordur. Güvensizlik, içimizde büyür, kararsızlığımız ve korkularımız artar ve bu döngü, sonu gelmeksizin sürer gider ve bizi giderek tıkanmış ve hareketsiz hale getirir.
Özgüveninizi nasıl yenilersiniz?
Kendimizden emin olmak, özgüvene sahip olmayı gerektirir. Kendimizi tanımamız, güçlerimizin ve zayıflıklarımızın farkında olmamız gerek. Güvenli olmak, kendimizi tanımak ve hayata dair değer ve arzularımızın farkında olmaktır.
“Bazen en küçük karar, hayatınızı sonsuza dek değiştirebilir.”
– Keri Russell
Karar nasıl verilir?
Birçok seçenekle karşı karşıya kaldığımızda öncelikle, kendimizle bağlantılı olmamız, kim olduğumuzu ve hayat vizyonumuzu bilmek önemlidir. Başkalarına ve onların ne düşünüp söylediklerine odaklanmamalıyız.
İkinci olarak, her seçenek üzerinde dikkatle düşünmeliyiz, eksi ve artı yönlerini tartmalıyız. Bunu yapmanın en iyi yolu, her birinin önemlerine göre seçeneklerin eksi ve artı yönlerine puan vermektir. Mesela, 0 ve 5 arasında bir puanlama yapabilirsiniz.
Böylece her düzey için nedenlerin önemini karşılaştırabilir ve hangisinin bizim için en faydalı olduğunu anlayabiliriz.
Bu nedenle, her özelliği içten bir şekilde değerlendirmek önemlidir. Ayrıca bu değerlendirmeyi yaparken başkalarının değil kendi ilgilendiğimiz şeylere yoğunlaşmalıyız, çünkü kararı verecek olanlar onlar değil biziz.
Karar nasıl uygulamaya konur?
Özellikler ve nedenler, eksi ve artı yönlerine göre değerlendirildikten sonra sonuca güvenmelisiniz. Bu şekilde, karar başarıya ulaşacaktır.
Bundan sonra yapılacak tek şey başkalarına söylemektir. Böylece son derece değerli olan ve verdiğimiz karardan kaynaklanan nedenlerimizi dışa vururuz.
Bundan sonra verdiğimiz kararı uygulamak için hayatımızı bu yönde ilerletmemiz ve bu noktaya ulaşmamızın nedenlerini hatırlamamız gerek.
Peki ya korkularımız?
Hayatta yaşadığımız değişimlerden önce korkular ortaya çıkar ve bu kararın uygun olup olmadığı konusunda bizi şüpheye düşürür.
Hata yapabiliriz fakat yaptığımız hatalar sayesinde hayata dair değerli dersler alırız. Yaşamak, bizi neyin beklediğini bilmeden körü körüne yürümek demektir.
Dolayısıyla, nedenlerimizi gözden geçirdiğimizde, korkularımızı aşıp onlarla yüzleşerek ilerlemeye karar vermeye değecektir.
Çoğu zaman, en kötü seçenek, karar vermemektir. Hareketsiz kalmak, değişime izin vermemek, bizi yolumuzdan alıkoyar. Bunun sonucu genelde diğer seçeneklerin sonuçlarından çok daha kötü olacaktır.
“Cesaret sahibi kimse, korkularını yenen kişidir; hiç korkusu olmayan değil.”
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.