İyileşmek İçin Affetmeli Miyim?
Yazan ve doğrulayan psikolog María Alejandra Castro Arbeláez
Affetmek kolay bir meydan okuma değildir. Aslında, bizde hasara neden olan kişi ne kadar yakınsa, verdiği hasar o kadar derinleşir. Bugün biraz daha derine inmek ve bir soruyu cevaplamaya çalışmak istiyoruz: İyileşmek için affetmek gerekli midir?
Gerçekte, bulabileceğimiz birçok strateji veya fikir için, yaraları onarmaya yarayan evrensel bir el kitabı yoktur. Ne sebep olduklarımız ne de bizde hasara sebep olanları iyileştirmek için bir el kitabı yoktur. Diğer taraftan ve aynı bağlamda acı da vardır: bazen affetmeye doğru ilerlemeyi ya da cildi yeniden inşa etmemize izin veren bir hikayenin inşasını engelleyen yoğunluktadır.
Affetmek, bunun anlamı tam olarak nedir?
Affetmek kelimesinin anlamının derinliğine inersek, bundan zarar görenlerin bu eylemi, Real Academia Española’ya göre: “borcu, aşağılanmayı, eksikliği, suçu veya başka bir şeyi telafi etmek” olarak tanımlanmıştır.
Diğer taraftan, anlambilimin ötesinde bu kelimenin anlamı her kültürde farklı şekillerde yaşanır ve kavranır. Hatta hayatının farklı aşamalarında aynı kişi bile terimin farklı anlamlarıyla karşılaşabilir.
Diğer taraftan, affetmenin verdiği rahatlama her iki taraf için de geçerlidir. Tedavi edici etkisinin olduğu bile kabul edilmiştir. Affetmek sağlığın önemli bir mihenk taşıdır. Affeden kişi üzerindeki yükten kurtulur.
İyileşmek için affetmek bir zorunluluktur
Bazı toplumlarda veya gruplarda, bağışlamanın bir erdem olduğu ve niteliklerinden dolayı bile bir tür görev haline geldiği fikri öne sürülür. Bu nedenle, bazı bağlamlarda affetmek kişinin karakterinden ötürü bir zorunluluk ya da ulaşılması gerek bir mertebe gibi görünse de kişi kendi yaşadığı süreci kesintiye uğratarak affetme eylemini gerçekleştirir. Sahte affetme uygulaması, yapılması, ulaşılması ve kabul edilmesi gereken bir eylem haline dönüşür.
Bazı toplumlarda veya gruplarda, bağışlamanın bir erdem olduğu ve niteliklerinden dolayı bile bir tür görev haline geldiği fikri öne sürülür. Bu nedenle, bazı bağlamlarda affetmek kişinin karakterinden ötürü bir zorunluluk ya da ulaşılması gerek bir mertebe gibi görünse de kişi kendi yaşadığı süreci kesintiye uğratarak affetme eylemini gerçekleştirir. Sahte affetme uygulaması, yapılması, ulaşılması ve kabul edilmesi gereken bir eylem haline dönüşür.
Örneğin, istismar gibi vakaları düşünürsek, bir çocuktan kendisini mağdur eden kişiyi affetmesini beklemememiz oldukça zor bir şey olacaktır. Bu nedenle acı çeken bir kişi kendisini affetmeye şartlandırılmış hissediyorsa bunu yapmamak bile kendisini suçlu hissettirebilir.
Eğer acı çekmesine sebep olan şey bir kişinin hayatını etkiliyorsa, affetmek her zaman iyileştirmeye yarayan bir süreç olmayacaktır. Bu nedenle, affetmenin zamanını iyi ayarlamalıyız.
Affetmek bazen yapılan hatayı unutmakla ilişkilendirilir. Kendimizi affetmeye zorladığımız zaman, kendimize aynı zamanda çok zarar veririz. Bu nedenle, affetmenin unutmaktan daha öte bir duygu olduğunu düşünenler de vardır. Bize zarar veren kişiyi affedersek omuzlarımızdaki yükten kurtulacağımızı öne sürerler. Bize verilen zararı hatırlasak da, affederek öfkeden kurtulmuş oluruz.
İyileşmek için affetmek
Diğer taraftan, bizim için unutmanın imkansız olduğu durumlarda bile affetmek samimi bir şekilde gerçekleştirilen bir eylem ise, iyileşmemize izin verir.
Peki bu nasıl mümkün olabilir? Affetme eylemini, bir uzlaşma metodu olarak değil yüklerimizden kurtulma eylemi olarak görürsek. Yapılan şeyi affettiğimizi hissederek ve bunu bir öğrenme yöntemi olarak görerek nefretimizin ve öfkemizin uçup gitmesine izin verebiliriz. Eğer bunu bir uzlaşma yöntemi olarak görürsek, her durumu uyarlamamız karmaşıklaşabilir.
Affetmek ve affetmemek ve hatta bu eylemi gerçekleştirmeden kendimizi iyileştirmek bizim elimizde olan bir süreçtir. Her affetmenin bizi iyileştireceği düşünülmemelidir. Örneğin, dayanıklı olma bize büyük acı veren durumların üstesinden gelmemize yardımcı olur.
Affetme üzerinde çalışmak veya nasıl tasarlandığını derinlemesine keşfetmek istiyorsak, bu konuda bize yardımcı olabilecek kitaplar vardır. Daniel Lumera’nın yazdığı Affetmek için 7 Adım, bize affetmenin gerçek anlamının ne olduğunu gösterir.
Ayrıca, bunu yapmak bizim için zorsa, deneyimlerimizi yeniden adlandırabiliriz. Yani onlara bizim için daha sağlıklı bir anlamlar yükleyebiliriz. Böylece öğrenmeye teşvik ederiz ve zorlamak zorunda kalmadan kim olduğumuzla uyum içinde oluruz.
Kısacası, iyileşmek ve affetmek her birimize, affetme hakkındaki algımıza, sahip olduğumuz inançlara, içinde yaşadığımız topluma, öğrendiklerimize vb. etkenlere bağlı olan bir konudur. Sağlığınız için fırsatları değerlendirmek istiyorsanız, zaman kaybetmeyin!
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Lumera, D. (2014). Los siete pasos del perdón. Barcelona: Ediciones Obelisco.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.