İşle İlgili Stresin En Tehlikeli 3 Etkisi
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Hepimiz işimizi ilgilendiren taleplerle günlük olarak uğraşmak zorunda kalırız. Ama bu talepler kişisel becerilerimizden daha ağır olduğunda, işle ilgili stres yaşayabiliriz.
Bu durumun psikolojik sağlığımız üzerindeki olumsuz etkileri kısa vadede ortaya çıkmaz. Ne de olsa bu tür taleplerle başa çıkmak için uyarlanabilir mekanizmalara ve başa çıkma stratejilerine sahibiz.
Bununla birlikte, işle ilgili talepler zamana yayılırsa, stres kaynaklı yorgunluk üzerinize çökebilir. Bu noktada, başa çıkma stratejileriniz artık işe yaramaz, çünkü strese daha fazla uyum sağlayamazsınız. Başka bir deyişle, zihniniz, nihayetinde, işle ilgili strese neden olan bir yıpranmışlık haline bürünür. Psikolojik olarak yıpranmış olduğunuz için de başa çıkma stratejilerinizi harekete geçiremezsiniz.
İşle ilgili strese bağlı psikolojik yıpranma, toplumumuzda çok yaygın bir sorundur. Tedaviye ihtiyacı olan hastaların yaklaşık %60’ı, çok yüksek düzeyde işle ilgili stres yaşar. Aslında, terapi ilerledikçe ve hasta iyileştikçe, iş yerinde stres yönetimi ve başa çıkma stratejileri uygular.
Stresinizi kontrol altına almak için çaba göstermezseniz, bu değişiklikler uzun sürmez; işinizin yarattığı stres olumsuz etkileriyle birlikte geri döner. Böylece, hastanın klinik tablosu tekrar kasvete bürünür. Bu sorun hakkında farkındalık yaratmak ve onu önlemeye çalışmak adına bu makale, işle ilgili stresin en tehlikeli üç etkisini özetler.
Konsantrasyon ve hafıza problemleri
İş stresinin en yaygın etkileri arasında nöropsikolojik israf öne çıkar. Bu türde bir stres, konsantrasyon olmak, akıl yürütmek, hatırlamak ve karar vermek gibi bilişsel işlevleri bozar.Peki, stres zihinsel işlevleri nasıl etkiler? Nedeni, sürekli olarak uzun süreler takip edilmesi gereken vazifeleri yerine getirmek ve bu durumdan kaynaklanan kontrol ihtiyacında yatar.
İşle ilgili stres zihinsel süreçlere nasıl zarar verir?
İşle ilgili stresin bir diğer etkisi de konsantrasyon yeteneğinde azalmadır. Çoğu zaman, bir kişi iş yerinde çok fazla stres yaşıyorsa, çoklu görev becerisini kazanır, bu da aynı anda birkaç görevi yerine getirmek anlamına gelir.
Çoklu görev konsantrasyon üzerinde negatif etkilere sahiptir; birden fazla uyarı kaynağının etkisi altında çalışmayı size öğretir. Bu kez, bir şeye konsantre olmak istediğinizde, zihniniz halihazırda bir görevden diğerine atlama alışkanlığı edinmiştir. Bu nedenle, tek bir göreve konsantre olmak istediğinizde, çoklu görev alışkanlığı devralır. Sonuç olarak sürekli dikkatiniz dağılır.
Dikkatin, psikolojik sistemimize bilgi ekleme süreci olduğunu anlamak çok önemlidir. Eğer dikkat değişirse, hafızanız da değişecektir. Başka bir deyişle, bir şeyleri hatırlamak için aynı zamanda dikkat de etmelisiniz. Bilgi zihne doğru bir şekilde girmezse, muhafaza edilemez (ezberlenir). Bu nedenle, işle ilgili stres, dikkati ve konsantrasyonu zayıflatarak hafızayı bozar.
Anksiyete
Stres, sempatik sinir sisteminizi “kaç ya da savaş” koşuluna hazır hale getirir. Her ne kadar stresin nedeni ölüm kalım meselesi olmasa da, vücudunuz aynı hormonları salgılar. Vücut, kortizol (stres hormonu), adrenalin ve noradrenalin hormonlarını salgılar Bunlar kalp atış hızını arttırır, uyanıklığı arttırır, terlemeye, ağır nefes almaya ve diğer reaksiyonlara neden olur.
Eğer vücudunuz sürekli olarak yüksek alarm halindeyse, sonuç olarak anksiyete yaşanır. Asıl sıkıntı, işle ilgili stres nedeniyle oluşan anksiyetenin uzun süre kalmasıyla ortaya çıkar. Göğüs sıkışması, mide ağrısı ve hızlı kalp atışı şeklinde ortaya çıkabilen acı ve rahatsızlıklara neden olur.
Ruh hali değişiklikleri ve depresif semptomlar
Ruh hali, basit bir aritmetik denklemin bir sonucudur: pozitif anlar – negatif anlar = ruh hali (sevinç ya da üzüntü). İşle ilgili stres zihninizi olumsuz anlarla doldurur. Eğer dengeyi pozitif olanlar lehine çeviremezseniz, şu şekilde hissedebilirsiniz: çok çalışıyorum, çok uzun süre çalışıyorum, kendimi strese sokuyorum ve karşılığında hiçbir şey alamıyorum.Stres aynı zamanda vücudun kortizol salgılamasına neden olur. Bu hormonun yüksek seviyeleri doğrudan depresyonla ilişkilidir. Hangisinin hangisi üzerinde daha çok etkili olduğunu bilmiyoruz, ancak doğrudan ilişkili olduklarını biliyoruz. Bu nedenle, iş yerinde size düşen görev miktarı çok, bu görevleri tamamlamak için üzerinizde çok fazla baskı duyuyorsunuz, pozitif anlar yaşamak için yeterli zamanınız yok ve kortizol seviyeleriniz yüksekse eğer, depresif bir ruh hali için elinizde mükemmel bir kombinasyon var demektir.
Son olarak, işle ilgili stresin en tehlikeli etkilerinin bu makalede sırayla açıklandığını anlamanız çok önemlidir. Bu, hafıza ve konsantrasyon sorunlarının ilk olarak ortaya çıktığı anlamına gelir. Ardından anksiyete baş gösterir. Son olarak da depresif semptomlardan muzdarip olursunuz.
Bu nedenle, işle ilgili stresin nasıl yönetileceğini öğrenmek çok önemlidir. Kendi başınıza deniyor ama bir türlü başaramıyorsanız, bir psikologdan yardım almanız gidilecek en doğru yoldur. Ne de olsa onlar, performansınızı en üst düzeye çıkarmak ve stresi azaltmak için kullanabileceğiniz bir dolu metoda sahipler.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.