Futbol Neden Bu Kadar Şiddet İçeriyor?
Yazan ve doğrulayan psikolog Sergio De Dios González
Futbol dünyasında, özellikle de taraftarlar arasında neden bu kadar şiddet var? Rakip taraftarlar arasındaki şiddetli çatışmalar hakkında birçok haber görüyoruz. Son şiddetli olaylardan biri, Copa Libertadores finallerinde, Arjantinli takımlar River Plate ile Boca Juniors arasında oynanan maçta yaşandı.
Taraftarlar arasındaki şiddetin bir sonucu olarak, final oyunu Arjantin yerine İspanya’da oynandı. Bu tür bir kolektif davranış gerçekleştiğinde çoğu insan şaşkınlık ve şok hisseder. Neden olduğunu anlamazlar.
Bu bağlamda, psikoloji yıllardır kolektif sosyal davranışlar üzerinde çalışmaktadır. Bu makalede, bu kadar şiddetli ve saldırgan davranışların ardındaki nedenlere biraz ışık tutmaya çalışacağız.
Kimliksizleşme süreciyle futbol camiasında şiddet
Her şeyden önce, futbol etrafında yaşanan şiddeti açıklamak için, kimliksizleşme sürecini ele almamız gerekiyor. Bu süreç şiddeti açıklamamasına rağmen, kolektif grup davranışını açıklar.
Bir futbol maçında olduğunuzu ve rakip takımın oyuncularından birinin yakınlarda olduğunu hayal edin. Ona hakaret etmek niyetindeyseniz, ancak etrafınız rakip takımın taraftarlarıyla çevriliyse, muhtemelen bunu yapmazsınız. Peki, benzer bir durumda, çevrenizde kendi takımınızın taraftarları olsaydı ne olurdu?
Etrafınızdaki taraftarlar da takımınızı destekliyorsa, muhtemelen hepiniz rakip futbolcuya sözlü olarak saldırırsınız. İki durum arasındaki fark nedir? Anonimlik ve sorumluluk.
“Şiddet, beceriksizliğin son sığınağıdır.”
– Isaac Asimov
Moral, Gómez ve Canto (2004) şunları belirtti: “Bu gibi durumlarda, anonimlik, bir grubun varlığı ve kişisel farkındalığın azalması; insanları engelsiz, dürtüsel ve yasadışı davranışlara itebilir.”
Anonim olduğumuzda, şiddet içeren eylemlere karşı daha meyilli oluruz. Eğer kimse onlara hakaret edenin biz olduğumuzu bilemezse, ilgi odağı olsak bile, bunu yapmamız daha muhtemeldir. Bir grupta olmak, sorumluluğumuzu gruba aktarabildiğimiz için farkındalığımızı azaltır. Biz olmayı bırakırız, onun yerine grup oluruz.
Uyumluluk süreci
Uyumluluk, futbol maçlarındaki şiddeti açıklayabilen başka bir süreçtir. Bu süreç, bir kişinin tepkisini değiştirip grubun tepkisine yakınlaştırmaktan ibarettir. Başka bir deyişle, grubumuza bağlı olarak davranışlarımızı değiştiriyoruz.
Paéz ve Campos: “Uyumluluk, grup baskısı nedeniyle inançların veya davranışların değişmesidir. Bireyin, söz konusu grup tarafından oluşturulan normlara yönelik eğilimini değiştirir.” der.
Gruplarda farklı türde normlar bulabiliriz. Bunlar arasında, bir kişinin grup içinde nasıl hareket ettiğini gösteren tanımlayıcı norm ve bir kişinin nasıl davranmasının beklendiğini gösteren öngörü normu vardır. Uyumlanma, birey gruba uyum sağlamak için davranışını değiştirebildiğinden bir tür düzenleyici etkidir. Kişi, bireysel davranışının tam tersi bir şekilde bile davranabilir.
“Şiddetle elde edilen zafer, yenilgiyle eşdeğerdir, çünkü anlıktır.”
– Mahatma Gandhi
Dolayısıyla, eğer grubumuz şiddetli davranıyorsa, aynı davranışları benimsememiz de muhtemeldir. Bu uyumluluk, grubun üyeleri üzerindeki kontrolü ve karşılıklı bağımlılık arttıkça artar. Ayrıca, belirli bir belirsizlik veya anlaşmazlık düzeyi olduğunda da artar. Başka ne yapacağımızı bilmediğimizde grubun davranışlarını benimseriz.
Grup ile birey arasında benzerlik olduğunda uyumluluk artar. Bir kişi bir futbol takımıyla ve bir taraftar grubunun şiddet içeren bir ideolojisiyle özdeşleşirse, şiddetle davranmayı kabul etmesi daha olasıdır.
Son düşünceler
Birine doğrusu öğretilmediyse ve fikir ayrılıklarını çözmek için şiddet kullanmaya alışkınsa, bir anlaşmazlıkla karşı karşıya kaldığında agresif davranması muhtemeldir. Bu nedenle saygılı bir yetiştirme, bu tür davranışlardan kaçınmaya yardımcı olabilir.
Zengin bir iç dünya ve yeni düşüncelere açık bir zihin de kendimizi güçlendirmemize ve bir grubun parçası olma ihtiyacımızı azaltmamıza yardımcı olur. Çoğu durumda, bir grubun parçası olarak gidermeye çalıştığımız bu ihtiyacın arkasında gizli bir özgüven eksikliği vardır. Aidiyet hissi bize duygusal bir tatmin duygusu verir. Bu nedenle, eğer biri içsel bir doygunluk duygusu geliştirmemişse, bunu dışarıda arayacaktır.
Kendimizi öğrenmek ve bilmek, şiddet içeren grupların bir parçası olmaktan kaçınmak için şarttır. Benlik saygımız ne kadar düşükse ve grup ne kadar “güçlüyse”, o gruba o kadar çok ihtiyacımız olur. Dolayısıyla kendimize ve başkalarına saygı duymaya başlarsak, bu durumlar geçmişte kalabilecek.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.