Logo image
Logo image

Fernando Pessoa ve 5 Güzel Sözü

4 dakika
Fernando Pessoa ve 5 Güzel Sözü
Sergio De Dios González

tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Sergio De Dios González

Tarafından yazılmıştır Raquel Lemos Rodríguez
Son Güncelleme: 22 Aralık, 2022

Fernando Pessoa bir Portekizli yazar ve şairdi. 1888’de doğdu ve 1935’te öldü. Gazetecilik, reklamcılık gibi çeşitli işlerde çalışmasına rağmen, en büyük başarısı edebiyat alanındaydı. Pessoa, geriye büyük bir edebi hazine bıraktı.İşte bugünkü yazımızda bu büyük yazarın en güzel sözlerinden bazılarını hatırlayacağız.

Pessoa’nın yarazlığını karakterize eden bir şey varsa, o da imanın gücüdür. Okurlarına yorum yapmaları için geniş bir alan bırakır. Pessoa okuyucularını, öznel temalara olan güveni ve heteronolojinin kullanımını (veya belki de kötüye kullanmasını) düşünmeye davet ediyor. Pek çok araştırmacının ilgisini çeken kendine özgü tarzıdır bu.

Bugün bu sözler sayesinde Fernando Pessoa hakkında biraz daha bilgi sahibi olacağız. Dünyaya, ilişkilere ve yaşamın diğer yönlerine dair yazarın sahip olduğu vizyona yakınlaşmamıza yardımcı olacak sözler bunlar. Daha fazla lafı uzatmadan Fernanda Pessoa’nın en güzel sözleriyle sizleri baş başa bırakalım!

1. “Öyle izole edilmişim ki üzerimdeki takım elbiseyle aramdaki mesafeyi hissedebiliyorum.”

Bu alıntı kendi varlığımızı üzerinde düşünmeye teşvik ediyor bizleri. Bazen  dışsal şeylere öyle  odaklanırız ki en önemli şeyi unuturuz: kendimizi.  Varlığımızla aramızdaki mesafe, bazen kim olduğumuzu bilmediğimiz anlamına gelir.

İnsanların önünde gerçek benliğimizi daima gösteriyor muyuz? Başkalarını memnun etmek için nelerden vazgeçiyoruz? İmajımızı iyileştirmek için neleri saklıyoruz? Başkaları tarafından onaylanmama korkusuyla kendimizi sansürlüyor muyuz? Bütün bu eylemler kendimizi en derin benliğimizden ayırmamıza neden oluyor. Bu da, özümüzden ayrıldığımız anlamına geliyor. Gerçekten de böyle. Özümüzü, başkalarının bizim içimizde gördüklerinden daha az önemliymiş gibi bir kenara attık.

Kendimizi diğer insanlardan yalıtılmış hissetmekten daha kötü bir şey yoktur. Ama bunun üzerinde düşününce aslında daha kötü bir şey var. Kendimizden izole hissetmek.

turna ve fenerli kız
2. “Yaptığınız her şeye tüm gücünüzü katın.”

Bu sözle Fernando Pessoa, bizi her zaman elimizden gelenin en iyisini yapmaya davet ediyor. Bazen bunu yapmıyoruz çünkü yaptığımız şeyin önemli olmadığını düşünüyoruz. Ancak bir şeyin önemini tanımlayan o nesnenin kendisi değil bizim tutumumuzdur. Öyleyse, hayatımızı otomatik pilotta yaşamayı bırakmayı öğrenebilirsek, küçük eylemlerin bile refahımızı geliştirebileceğini anlayacağız.

Bu tutumu aklımızda tutarsak ve günlük yaşamımızın bir parçası haline getirirsek, faydasını kısa sürede görürüz. Bu, çok olumlu ve zenginleştirici bir alışkanlıktır. Unutmayın ki, en zor şeyler bizi en çok tatmin eden şeydir. Sonuçta, çabalarımız sayesinde, büyüyebilir ve neler yapabileceğimizi bize hatırlatan zorluklarla yüzleşebiliriz.

Bu yüzden, ne kadar önemsiz gözükürse gözüksün yaptığınız şeyleri küçümsemeyin. İlk başta çok önemsiz görünen eylemler bile size bazı dersler verebilir ve kapılar açabilir. Küçük adımlar en önemli olanlardır. Yolunuz uzun ya da kısa olsun, yolculuk hep bu küçük adımlardan oluşur.

3. “Seyahat, seyyahın kendisidir. Gördüklerimiz, gördüklerimiz değil, ne olduğumuzdur. ”

Fernando Pessoa’nın bu üçüncü sözü, çevremizdeki dünyaya yeni bir perspektifle bakmamızı sağlıyor. Çünkü bir şeyi gördüğümüz, yargıladığımız veya eleştirdiğimizde, kendimizin bir parçasını o şeyde görürüz.

Eleştiren birini onun gibi olmaksızın yargılayamayız. Şu bilgelik dolu sözün dediği gibi:

“Neden kardeşinin gözündeki talaş lekesine bakıyorsun da kendi gözündeki tahtayı görmüyorsun?”

Genelde kendi kusurlarımızı görmek yerine başkalarının kusurlarını fark ederiz.Ancak gördüğümüz şey aslında kendimizdir. İnsanlar neden aynı engelle karşılaştıklarında farklı tepki veriyorlar? Neden bazı insanlar mağduriyet hissediyor da ötekiler böyle davranmıyor? Çünkü her şey kim olmayı ve dünyaya yansıtmayı seçtiğimiz kişiyle ilgili.

Some figure

4. “Yarın da yapamayacağın bir şeyi bugün yapma.”

Erteleme hiç de iyi bir şey değildir. Sanki dünyadaki bütün zamana sahipmişiz gibi pek çok şeyi yarına bırakıyoruz. Yani “bugünün işini yarına bırakıyoruz.” Ne var ki aynı düşünceyi farklı bir bakış açısıyla ifade eden bir söz daha var. Bu Fernando Pessoa’nın yazımıza aldığımız güzel sözlerinden dördüncüsü.

Pessoa, bizi ne yaptığımızı sorgulamaya davet ediyor. Buna değer mi? Yaptıklarınız sizi hayallerinize yaklaştırıyor mu yoksa hedefinizden uzaklaşıyor musunuz? Zaman kaybı mı? Bir şeyi sırf yapmış olmak için yapmamalıyız. Hedeflerimizi ve hayallerimizi düşünmeli ve zamanımızı anlamlı kullanmalıyız. Sonuçta, her saniye zamanımız azalıyor.

Kötü hissederek çok zaman harcıyoruz. Mutsuzuz, rahat bölgemizde sıkışıp kaldık… Bu kötü duygulara rağmen, rutinlerimizi değiştirmiyoruz. Oysa onları analiz etmeli ve sorgulamalıyız. Yapmak istemediğimiz bir şey yapıyorsak ve yarın bunu yapmayı bırakma seçeneğimiz varsa, hiç vakit kaybetmeyin! Zaman değerlidir. En iyi şekilde değerlendirin.

Some figure

5. “Hiçbir şeyin anlamı yoktur: varoluşları vardır. Eşyanın tek anlamı yine kendisidir. ”

Fernando Pessoa’nın bu sözü, insanları bir şeyleri yaftalama eğilimleri üzerinde düşünmeye davet ediyor. Her şeyi etiketliyoruz çünkü bizi daha güvenli hissettiriyor. Bir şeyin etiketi yoksa, kendisi de yokmuş gibi hissediyoruz. Kendi içinde var olma, hiçbir anlam ifade etmemektedir.

İletişim şeklimizi analiz edersek, Pessoa’nın bu sözü tüm bunları gerçekten açık hale getiriyor. Kelime dağarcığımızda “şey” kelimesi en sık kullandığımız sözcük. Her şey için kullanırız bunu. Ama gerçekten ne anlama geliyor? Bu anlam eksikliği aslında varlığının tam kalbidir: kişilik eksikliğidir.

“Sıfır en büyük metafordur. Sonsuz, en büyük benzeşimdir. Varlık ise en büyük sembol.”

– Fernando Pessoa

Fernando Pessoa’nın bu sözleri dünyayı farklı bir bakış açısıyla görmemize imkân sağlıyor. Etrafımızda olanları yeni gözlerle görmemize yardımcı oluyor. Pessoa’nın düşüncesindeki ışık, sözlerinden geçip bize ulaşıyor. Yazar olarak bıraktığı miras, yazılarının derinliğiyle yorumlanıp analiz edilme şeklidir.


Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.


  • Pessoa, F. (2010). El libro del desasosiego (Vol. 101). Ediciones BAILE DEL SOL.
  • Ramos, A. M. V. (2002). Alteronimia y despersonalización dramática en Fernando Pessoa. Revista de Filología de la Universidad de La Laguna, (20), 337-346.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.