Elektrokonvülsif Terapi ve Kullanım Alanları
Yazan ve doğrulayan psikolog Elena Sanz
Elektrokonvülsif terapi veya EKT, filmlerden veya dizilerden dolayı oluşan bir algı yüzünden günümüzde hala bazı bilinmezliklere sahip. Ancak yıllar içinde bu tedavi yöntemi son derece gelişti. Uzmanlar bu konuda bazı ciddi protokoller ve uygulama tavsiyeleri oluşturdu.
Sonuç olarak, bu tedavi yöntemi günümüzde güvenli ve etkili bir teknik. Hatta birçok hasta için önem teşkil ediyor. Bu terapi yöntemi sayesinde geleneksel tedavilere cevap vermeyen birçok rahatsızlığın belirtilerini azaltmak mümkün.
Elektrokonvülsif terapi nedir?
Elektrokonvülsif terapide, beyne küçük elektrik akımları gönderilir. Bu tedavinin amacı, sorunlu semptomları iyileştirebilecek değişikliklere neden olabilecek kısa bir nöbeti beyinde tetiklemektir.
Uzmanlar bu prosedürü her zaman hastanede ve kısa süreli genel anestezi ile gerçekleştirir. Kişinin kafa derisine içinden elektrik akımı gönderecekleri birkaç elektrot yerleştirirler.
Simüle (planlanarak canlandırılan) edilmiş bu nöbet, yaklaşık 40 saniye sürer ve kişi birkaç dakika sonra hasta tedavi sürecini hatırlamadan uyanır.
Etkili olması için bu terapi yöntemini haftada birkaç kez, toplamda 6 veya 12 seans olmak üzere tekrar ve tekrar uygulamalısınız. Bazı durumlarda tedavi sona erse de zaman içinde destek terapilerinin alınması gerekebilir.
Elektrokonvülsif terapinin kullanıldığı alanlar
Depresyon
Elektrokonvülsif terapi, ilaçla elde edilen sonuçları geride bırakarak, depresyon yaşayan kişilerin %80’inde önemli iyileşme oranları sağlıyor. Bu nedenle de depresyon tedavisinde sıklıkla kullanılıyor. Buna ek olarak, bu yöntem güvenli ve hızlı bir prosedürdür.
Uzmanlar, hastanın ilaç tedavisine tepki vermediği şiddetli depresyon vakalarında bu yöntemi özellikle önermektedir. Ayrıca depresyon problemi yaşayan hastanın intihar etme riski yüksek olduğunda ve bu nedenle hızlı iyileşmenin gerekli olduğu durumlarda da etkili bir seçenektir. Buna ek olarak, özellikle yaşlılık depresyonunun (geriatrik depresyon) tedavisinde iyi sonuçlar verir.
Bipolar bozukluk
Bipolar bozukluğun tedavisinde elektrokonvülsif terapinin gösterdiği etki, bu durumu tedavi etmek için en yaygın kullanılan ilaçlardan biri olan lityuma benzerdir. Ancak EKT lityumdan çok daha hızlı sonuç verir. Elektrokonvülsif terapiden en çok yararlanan vakalar, psikomotor ajitasyona sahip olanlardır.
Katatoni
Katatoni, çeşitli bozukluklardan kaynaklanabilen klinik bir durumdur. Bu durumda kişi hareketsiz, uyuşmuş ve dış uyaranlara tepkisiz kalabilir. Bu hastalık türünde EKT’ye yanıt oranları %80 ile %100 arasındadır. Bu nedenle EKT, bu hastalık için en iyi tedavi alternatiflerinden biri olarak kabul edilir.
Psikotik bozukluklar
EKT, şizofreni ve diğer psikotik bozuklukların tedavisinde antipsikotik ilaçlarla birlikte önerilen bir tedavi yöntemidir. Mümkün olduğu takdirde, iki tedavi yöntemi birleştirilirse daha hızlı bir gelişme ve iyileşme sağlanabilir.
Tedavinin etkinliği, geçirilen ataklar ne kadar akutsa o kadar artar ve tedavi süresi de o kadar kısa olur. Önemli motor ve davranışsal bozukluğa sahip olan hastalar bu tedaviden daha iyi yararlanır.
Elektrokonvülsif terapinin olumsuz etkileri
- Genellikle tedaviden sonra hafif bir yönelim bozukluğu (fiziksel) ve kafa karışıklığı ortaya çıkar.
- EKT işleminden sonra yeni edinilen bilgileri saklamada ve hatırlamada zorluklar ortaya çıkabilir. Bu istenmeyen etki geçicidir ve hasta genellikle en fazla iki hafta içinde iyileşir.
- Terapi sonrası görülen amnezi, çoğunlukla en yeni hatıraları etkiler. Tedaviyi takip eden altı ay içinde unutkanlık önemli ölçüde azalır, ancak hafızada bazı boşluklar kalabilir.
- Çok daha seyrek görülse de kalp veya solunum komplikasyonları da ortaya çıkabilir.
Belirtiler
Günümüzde doktorlar EKT’yi son çare olarak görüyorlar. Genellikle, kişinin ilaçlara hiç tepki vermediği veya yeterince tepki vermediği durumlarda kullanılıyor. Doktorlar bunun dışında hızlı yanıt gerektiren risk durumları için de elektrokonvülsif terapiyi kullanma yoluna gidebilir. Buna ek olarak, herhangi bir nedenle hasta önerilen ilacı almazsa da bu tedavi yöntemi zorunlu hale gelebilir.
Ancak birçok araştırmacı, etkili ve hızlı bir alternatif olduğu kanıtlandığı için, bu tedavi yönteminin sadece son çare olarak görülmemesi gerektiğine inanmaktadır.
Uzmanlar doğru protokolleri takip ettiği sürece, bu terapi şekli güvenli bir prosedür olarak kabul edilebilir. Ancak bu tedavi ile gerçekleştirilen müdahalelerin bazı riskleri olduğunu her zaman dikkate almalısınız. Yine de elektrokonvülsif terapi pek çok hastalık ve psikolojik durumla başa çıkmak için en iyi seçenek olabilir.
Tüm alıntı yapılan kaynaklar, kalitelerini, güvenilirliklerini, güncelliklerini ve geçerliliklerini sağlamak için ekibimiz tarafından derinlemesine incelendi. Bu makalenin bibliyografisi güvenilir ve akademik veya bilimsel doğruluğa sahip olarak kabul edildi.
Ríos, B., & Vicente, N. (2001). Mecanismo de acción de la terapia electroconvulsiva en la depresión. Actas Españolas de Psiquiatría, 29(3), 199-207.
Bernardo, M., & Urretavizcaya, M. (2015). Dignificando una terapia electroconvulsiva basada en la evidencia. Rev Psiquiatr Salud Ment, 8(2), 51-54.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.