Çiftlerde Narsistik Kıskançlık

İlişkilerde kıskançlık, tutku ve şefkatle ilişkilendirilen karmaşık bir duygudur. Bununla birlikte, ego ve gücü de içerebilir. Narsistik kıskançlık, kıskançlığın var olan birçok çeşidinden biridir. Özellikle, karakteristik özelliği kişinin egosuna yaptığı vurgudur.

Genellikle ilişkilerde uzun sürecek diye bir garanti yoktur. Çoğu ilişkide durum böyle değildir ve bu yüzden ilişkinin gidişatı birçok farklı faktöre bağlıdır. Bir ilişkinin bitmesi ihtimali her zaman vardır.

Aşık birinin partnerini kaybetmek istemediği açıktır ve sonunda üçüncü bir tarafın ilişkilerini tehdit ettiğinden korkabilir. Normal koşullar altında kıskançlık, bu anda ortaya çıkar. Kıskançlık direnişin ve güvensizliğin bir tezahürüdür. Ancak, bu hissin arkasında başka bir açı daha olabileceğinden, durum her zaman böyle değildir.

Narsistik kıskançlık

Şimdiye kadar “normal” ve güdülenmiş kıskançlık durumunu tanımladık. Ancak narsisistik kıskançlık başka bir şeydir.

Bu gibi durumlarda, sevdiğiniz birini kaybetme korkusu en önemli endişe değil, daha çok üçüncü bir kişi tarafından yerinden edilmekten kaynaklanan hayal kırıklığıdır. Kişi, partnerinin başka bir kişiyle hissedebileceği mutluluktan ötürü de öfke duyacaktır.

Narsisistik kıskançlık yaşayan kişi çok acı çeker, ama sevdiği kişinin kaybı yüzünden değil. Egoları yaralandığı için acı çeker ve genellikle birini diğerinden ayırt etmekte zorlanır.

Diğer kişi ilgi ve şefkat göstermeyi kestiği için incinmek yerine, kaybetme duygusuyla acı çeker. Bu, ilişkiye büyük ölçüde güç konumundan yaklaştıklarını gösterebilir.

Sadakatsizliğin, özellikle de genellikle içerdiği aldatma nedeniyle narsisistik açıdan bir yara yarattığı açıktır. Bununla birlikte, normal koşullar altında, acıya, öfkeye ve kızgınlığa neden olur, ancak sonunda bu sorunla başa çıkılabilir. Ya ilişki biter ya da çift diyalog ve çözüm arar.

Narsistik kıskançlıkta bu olmaz. Bunu deneyimleyen kişi, suçunun karşılığını “diğerine ödetene” kadar durulmaz. Diğer kişiyi duygusal ve hatta bazen fiziksel olarak cezalandırma hakkına sahip görürler kendilerini. Bir bedel ödemeden “bundan kurtulmalarına” izin vermezler.

Bir narsisti sevmek ya da bir narsist tarafından sevilmek

Narsist kişi, kötü bir insan değildir, ancak yardıma ihtiyacı vardır. Üzücü olan şey, bunu nadiren itiraf etmeleridir ve bu yüzden anlaşmazlıkları çözmek oldukça zordur. Üstelik, kafaları karışır ve aynı zamanda partnerlerinin de kafasını karıştırırlar.

Evet, yanında olma ve korumanın yanı sıra çekici ve canlıdırlar. Ancak, karşılığında kendilerine karşı tam bir hayranlık isterler.

Narsistik kıskançlık, egosunda temel bir kırılma olan kişilerde tipiktir. Kendilerini bir şekilde eksik görürler ve bunu kendilerine oldukça yüksek bir değer biçerek telafi etmeye çalışırlar. Genelde bunun farkına varmazlar ve her şey bilinçaltında devam eder.

Bu kırılmış ego, kıskançlığı karakterlerinin ayırt edici bir özelliği haline getirir. Şüphelerini ve güvensizliklerini göstermek için ortalıkta dolaşan üçüncü bir tarafa ihtiyaçları yoktur. Ayrıca, partnerlerinin başarılarını ve sükselerini de kıskanırlar. Partnerlerinin kendilerinin bir adım altında olmasını veya en azından partnerlerinin onları hayatlarındaki en önemli şey olarak görmelerini isterler.

Kıskançlık uyandırmak

Narsistik kıskançlığın başka bir yanı da vardır. Çoğu zaman, bu türden insanlar eşlerini kıskandırmaya çalışırlar. Sonuç olarak, partnerlerinin burnunun dibinde flört etmeleri alışılmadık bir durum değildir. Ya da aşırı durumlarda, sadakatsiz bile olabilirler ve “yakalanmak” için bariz ipuçları bırakabilirler.

Partnerlerinde kıskançlık yaratarak ihtiyaçları olan bir şeye ulaşırlar: partnerlerini güvensiz kılmak. Umut ettikleri, bu güvensizliğin partnerlerinin kendilerine daha fazla odaklanmasını sağlayacak olmasıdır ve bu onların sevdiği şeydir.

Narsistik kıskançlık hissedenler sıklıkla partnerinde kıskançlık yaratmaya çalışırlar. Basit bir size yapmalarını istemediğiniz bir şeyi onlara yapma durumudur.

Bunu genellikle partnerlerinin onlara ne yapabileceğini tahmin ederek yaparlar, böylece kendi egolarına gelebilecek potansiyel bir zarardan kaçınırlar. Bunun da ötesinde, ilişkinin kontrolünün onların elinde olduğunu göstermenin bir başka yoludur.