Logo image
Logo image

Budist Psikoloji Acı Veren Duygularınızla Başa Çıkmanıza Yardımcı Olabilir

4 dakika
Budist Psikoloji Acı Veren Duygularınızla Başa Çıkmanıza Yardımcı Olabilir
Tarafından yazılmıştır Sara Clemente
Son Güncelleme: 21 Aralık, 2022

Acı veren duygular hayatın bir parçasıdır. İçimize kapanma, ne yapacağımızı veya nasıl tepki vereceğimizi bilmeme eğilimi gösteririz. Bu alanda Budist psikoloji çok yardımcı olabilir.

Kötü bir dönemden geçiyorken, genellikle etrafınızdaki insanların desteği sizi ayakta tutar ve bu dönemi atlatmanıza yardımcı olur. Peki yakın arkadaşlarınız, aileniz veya onların desteği yoksa? İşte o zaman Budist psikolojinin sizin için neler yapabileceğini araştırma zamanı gelmiş demektir.

Var olma amacı insanın acılarına son vermektir

Doğu dünyasında Budizm’in büyük bir din olarak algılandığını görürüz. Ancak 2500 yıl önce, Budizm, bir din olarak değil, felsefi ve psikolojik bir sistem olarak doğmuştu. Hatta, sofu rahip Siddhartha Gautama’ya (Buda olarak biliniyor) göre Budizm, beyin bilimi.

Buda bu düşünce okulunu insanlara acımızı kökünden söküp atmayı gösterme amacıyla kurmuştu. Duygularınızı anlamanız ve kabul etmeniz için çok yararlı olabilecek hipotezler ve düşünce biçimi kullandı.

Some figure

Budist psikolojiyle ilgili 4 soylu gerçek

Budist psikoloji kötümser gibi görünebilecek bir fikir üzerine kurulu ama aslında ilham verici: Acı çekmek insan hayatının doğasında vardır. Gautama bu fikre dayanarak  dört soylu gerçeğin olduğunu söyler. Budist psikoloji öğretilerinin çoğu bu gerçeklerde saklıdır. Aynı zamanda Budist meditasyon sisteminin de temelini oluştururlar:

  • Öncelikle, acı vardır.
  • Acının bir sebebi vardır.
  • Ve acının sebebi yok edilirse acı son bulabilir.
  • Nihayetinde, bunu yapmak için, sekiz aşamadan oluşan yolu takip etmeliyiz.

Acımızı kökünden söküp atmak veya bir başka deyişle “dukkha”

Budist psikoloji zor durumlarla yüzleşmek ve acıyı kökünden söküp atmak için, acının kökenini anlamamız gerektiğini söyler. Ancak acının sebebinin ne olduğunu belirlediğimizde ondan kurtulmayı başarabiliriz. Endişeye kapılmanın ve cesaretsizliğin manasız olduğunu fark edebilmemiz için de tek yol budur.

“Hayatının yüzde 10’unu başına gelenler oluşturur… Yüzde 90’ını ise onlara nasıl tepki verdiğin.”

– Stephen R. Covey

Budist psikolojiye göre, hepimiz, hayatın gerçek anlamını görmezden gelmemize sebep olan alışkanlıklara sahibiz. Bir başka deyişle, hayatın farklı bölümleri ve süreçleri hakkında bir şey bilmiyoruz ve bu da bizim acı çekmemize sebep oluyor.

“Dukkha’nın sebebi arzular, bağlanmak ve cehalettir. Üstesinden gelinebilir.”

– Buddha

Some figure

Eylem fikirleri

4 soylu gerçeğin sonuncusunda 8 aşamalı yoldan bahsedilir. 8 aşama veya eylem fikrinden oluşan, uyum, denge ve eksiksiz farkındalıkla olgunlaşmanıza yardımcı olacak bir yoldur. Genellikle dharma çarkı biçiminde tasvir edilir. Çarkın her bir parçası yolun elementlerinden birini sembolize eder. Bu aşamaları üç ana kategoride toplayabiliriz:

  • Bilgelik: Doğru bakış ve çözümleme
  • Etik davranış: Doğru davranış, konuşma ve geçinme
  • Beynin eğitimi: Doğru çaba, konsantrasyon ve farkındalık veya meditasyon

Bu sekiz fikir, doğrusal aşamalar olarak görülmemelidir. Elinizden geldiği kadarıyla, her biri için aynı anda çalışmalısınız.

Mutluluğu yanlış anlamak

Hepimiz mutlu olmak istiyoruz ancak kimse mutluluğun ne olduğu konusunda hemfikir değil. Herkesin bu konuda farklı bir fikri var: Kariyer basamaklarını tırmanmak, maddesel şeylere sahip olmak, efsanevi olmak… Bu yüzden, hedeflerimizin hepsini gerçekleştirsek de yine de kendimizi tamamlanmış hissetmeyeceğiz.

Arzularımızdan biri gerçekleştiğinde, diğerine, ondan sonra da diğerine geçeceğiz. Yavaş yavaş kendimizi sonsuz bir döngüye kapılmış olarak bulacağız. Mutlulukla ilgili boş bir umudun peşindeyiz.

Kendimizi bağlanmaktan kurtarma ihtiyacı

Budist psikoloji, bu arzuları kafamızda inşa ettiğimiz dikkat dağıtıcı şeyler olarak görür. Arzularımız bağlılığa (insanlara, eşyalara, inançlara…) sebep olur. Aslında en büyük acılara sebep olan da budur.

Bir şeye veya birine bağlandığımızda, yaptığımız şey başka objelerle veya insanlarla kendimizi özdeşleştirmek ve bu şekilde kendi kimliğimizi kaybetmektir. Başka bir deyişle, kim olduğumuzu ve insan olarak gerçek anlamda neye ihtiyaç duyduğumuzu unuturuz.

Budizm, bağlılığın üzerinde düşünmeniz ve anlamı keşfetmeniz için gereken vasıtaları sağlar. Ancak o noktaya ulaştığınızda başka nelere ihtiyaç duyduğunuzu (kişisel gelişim, duygularınızın uyumlu olması) anlar ve hayatınızı daha bilinçli bir şekilde geçirmeye başlarsınız.

Some figure

Acı çekmeye nasıl son verirsiniz?

Meditasyonla. Budist düşünme alıştırmalarının amacı, kavrayış gücünüzü ve ilminizi artırmak ve acıyı kökünden söküp atmaktır. Belirli teknikler bazı okullarda ve geleneklerde farklılık gösterse de, sonunda hepsinin hedefi aynıdır. Amaç azami bir farkındalık ve huzur seviyesine ulaşmaktır.

Bunlar, acı çekerken size yardımcı olabilecek başlıca Budizm öğretileridir.

  • Theravada analitiktir. Farklı psikolojik ve meditatif durumları tanımlar ve meditasyon deneyimini biçimlendirir.
  • Zen spontanelik ve bilgelik sezgisine odaklanır. Amacınız doğal uyumunuzu bulmak ve gerçeği kavramaya çalışırken ikicilikten kaçınmaktır.
  • Tibetan, gerçeği derinden kavramakla ilgilidir. Beyninizin bilinçsiz ve sembolik mekanizmalarına odaklanır. Budist gelenekleri arasında en sembolik ve mistik olandır.
  • Arı Ülke Budizmi, ruhsal tatmine doğrudan giden yollar olarak fedakarlığın, alçakgönüllüğün ve şükrün üzerinde durur. Merkezinde mantraların olduğu ibadete benzer bir tür meditasyondur.

Budizm sizi açıkça duygularınızla bağlantı kurmanız için teşvik eder. Onların farkında olmanız, onları ifade etmeniz ve kabullenmeniz için sizi cesaretlendirir. Onlar hayatınızın bir parçasıdırlar ancak her şey gibi onlar da değişebilirler. Bu yüzden onları kontrol etmeye çalışmanın gereği yoktur.

Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.