Bir Zamanlar Şüphecilik Neden İyi Bir Şey Olarak Görülürdü?
Sinop’lu Diyojen, şüphecilik felsefesinin kurucu babasıydı. M.Ö. 4. yüzyılda Antik Yunan’da yaşamış olan bir filozoftu. Bu kadim şüphecilik felsefesinin eski takipçileri, modernleşmiş şüphecilerden oldukça farklıydı. Onlarınki, salt eleştiriye dayanan bir yaklaşımdı. Toplumun iki yüzlülüğüne aldanmayıp, çok daha özgün bir şekilde yaşamak istediler.
“Şüphe (cynical)” kelimesinin kökenine baktığımız zaman, karşımıza eski Yunan “kinus” kelimesinden gelen “köpek” anlamı çıkar. Bundan dolayı, o zamanın insanları, şüpheciliğe çok aşağılayıcı bir gözle ile bakmış ve bunun, bir köpeğin hayatı ile ilişkilendirmişlerdir. Diyojen’in kendisi de, mutlak bir yoksulluk içinde, adeta bir köpek gibi yaşadı. Bununla birlikte, aynı zamanda, savunduğu felsefe sayesinde, zamanının en keskin dilli düşünürlerinden biri olmuş, sözcükleri ile gerçekten ‘ısırmayı’ bilmiştir. Böylece köpek benzetmesi, bir köpeğin hayatının her iki tarafına yansıtmıştır.
“Şüphecilik, kendinizi, çevrenizdeki insanlardan ayırmaya yarayan bir ilaç gibidir. Çevrenizdeki tehlikenin yaymış olduğu zehir tüm hayatınıza yayılana kadar, bir nevi anestezi bir görevi görür. İlk başta, sizi rahatlatıp, korkularınıza gülmenize yardımcı olur. Ama daha sonradan sizi zehirlemeye başlar.”
– Marcela Serrano
Günümüzde, şüphecilik, çok farklı bir anlam kazanmıştır. Günümüz şüphecileri, insani değerlere inanmazlar ve bununla da övünürler. Toplumu, iyileştirmek amacıyla bir eleştiride bulunmayıp, yalnızca kınama yoluna giderler. Hiçbir şekilde geçerli bir katkı yapmazlar. Aynı zamanda, şüpheciliği, başkalarından bir şekilde yaralanma yolu olarak açıkça kullanan kişiler ile, gurur bile duyduğumuz oluyor.
Sinop’lu Diyojen ve ilkel şüphecilik
Diogenes, ahlaki açıdan büyük öneme sahip, harika bir felsefe ile anılır. Bir evi bile yoktu, sadece bir varilin içinde yaşamayı tercih ederdi. Giydiği paçavralar yüzünden bir dilenci gibi görünürdü. Ama buna rağmen, zamanının en kıvrak zekaya sahip adamlarından biriydi. Plato ona “Çılgın Sokrates” adını vermiştir.
Büyük İskender’in, onu yakından tanımak gibi bir ilgisi olduğu söylenir. Diyojen ile tanışmaya gidip, kendisini “Ben, Büyük İskender” olarak takdim ederken, filozof “Ben, Köpek Diyojen” olarak cevap verir. Kısa bir sohbetten sonra İskender, “Dile benden ne dilersen” diye sorar. Diyojen ise, “Gölge etme, başka ihsan istemem” der.
Bir başka alıntıya göre, Diyojen bir gün pazar meydanında, çöpe atılmış sebzeleri yemeye başlar. Bir başka filozof ise, onun yanına gelip: ”Benim gibi soylular için çalışıyor olsaydın, böyle çer çöp yemene gerek kalmazdı” der. Diyojen ise, “Eğer benim gibi çer çöp yeseydin, soylulara çalışmak zorunda kalmazdın” diye yanıtlar. Bu olaylar bize, Diyojen’in nasıl bir karkatere sahip olduğu hakkında bilgi veriyor.
Modern şüphecilik
Güç ve para, ne zaman olursa olsun, her zaman için bir yolsuzluk kaynağı olmuştur. Bununla birlikte, kapitalizmin ortaya çıkışı ve büyük ütopyaların çöküşüyle, şimdi yolsuzluk, en büyük zirvesine ulaşmıştır. Para ve güç, toplumumuzda var olan en çirkin davranışları tetikleyen kıstaslar haline gelmiştir.
Modern şüpheciliğin babasının, büyük filozofu Machiavelli olduğunu söyleyebiliriz. “Amaç, aracı meşru kılar” ona atfedilen bir sözdür. Machiavelli’den sonra gelen filozoflar, bireyselciliği en yüksek mertebeye çıkartanlar olmuştur. Bu filozoflara göre, insanoğlunun aradığı şey, her ne pahasına olursa olsun, bencilliğin ta kendisidir. Her ne olursa olsun, size yarar sağlayacak herhangi bir eylem planı, tamamıyla geçerli ve meşrudur.
Tarih boyunca, büyük politik ya da ekonomik güce sahip olan insanlar, kelimenin modern anlamı çerçevesinde her zaman büyük bir şüphecilik dürtüsü ile hareket etme eğilimi göstermişlerdir. Toplumları yönlendiren ya da önderlik eden figürler olarak, birçoğu için model insan haline gelmişlerdir. Birçok insan, bunun son derece doğru olduğunu düşünür. Çok daha büyük ideolojiler ve ütopyaların çöküşünden sonra, paranın gücü yenilgiye uğratıldığı için, ”Amaç, aracı meşru kılar” daha yaygın bir kullanım kazanmıştır.
İnsani ilişkilerde şüphecilik
Gücün üst kademelerinden başlayarak, şüphecilik genişleyerek en alt katmanlara kadar uzanır. Bir çeşit güç oyunu oynanırken bunu özellikle net olarak görebiliriz. Bunun bir örneği işveren-çalışan ilişkisi olacaktır. Erkek-kadın ve yetişkin-çocuk ilişkilerinde de, bu durumu görebiliriz.
Karşısında güçlü bir akım olsa da, şüphecilik şu anki toplumumuzda önemli bir yere sahip olmaya devam ediyor. Bununla birlikte, çoğu zaman çok ince bir şekilde ifade edilir. Tıpkı bir önceki kıyaslama da olduğu gibi, bir işveren, bir erkek ya da bir yetişkin, kendi kaprislerine göre bir kural koyduğunda ortaya çıkabilir. Daha sonra çalışan, kadın ya da çocuk bu duruma itiraz ettiği zaman, “ya bu deveyi güdersin ya bu diyardan gidersin” şeklinde bir cevap verilebilir.
Şüpheci davranışlar kötü huyludur. İnsan ilişkilerimize dahil oldukları zaman, onları çok sağlıksız bir temele yerleştirebilir. Kısa, orta veya uzun vadede, bu tür davranışlara düşenler için olumsuz sonuçlar da ortaya çıkabilir. Yersiz duygular, gizli günahları teşvik eder ve durum iki yüzlülüğü doğru kayar. Size o an için bencilce bir tatmin duygusu vermesine rağmen, kazandığınızdan çok daha fazlasını kaybedersiniz.
Görseller: Kylli Sparre
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.