Beni Değiştirmeye Çalışma
Yazan ve doğrulayan psikolog Gema Sánchez Cuevas
Beni olduğum gibi sev: özgür, bazen dağınık, başına buyruk, kimi zaman aklı karışık, kusurları olan ve her zaman harika biri olarak. Uslu olmamı teslim olmamı ya da sessiz durmamı isteme benden. Beni değiştirmeye kalkma. Ne olur bir masal aşkı hayal etmeyelim ama her ikimizi de biricik kılan o küçük detayları da silmeye kalkmayalım. Sen böyle olsun istiyorsan, bırak beni gideyim daha iyi. Beni kendi dünyama, kendi nehrimin akıntısına bırak, kendi yalnızlığımı ve köklerimi besleyeyim.
Benjamin Franklin’in bilgece söylenmiş bir sözü var: aşırı sert üç şey vardır hayatta: çelik, elmas ve kendini tanımak. Bu görevin kolay olmadığı çok açık. güvensizliklerimizin, korku ve endişelerimizin, erdemlerimizin ve kusurlarımızın deryasına dalmak sadece sabırlı değil bir o kadar da cesur bir usta gerektirir.
“İnsan kendini tanımalı. Eğer bu, gerçeği keşfetmesine yaramıyorsa bile en azından bir yaşam kuralı görevi görür ve bundan daha güzel bir şey yoktur.”
– Blaise Pascal
Ne var ki, kendinizi tanımlamak kadar değerli çok az şey vardır. Mesela, kendimize sadık kalmak için özel bir alan aramak ve kendimize dair bilgi edinmek gibi. Güçlü sosyal bağlar kurup dürüst ve değerlerimizle uyumlu bir hayat yaratmanın tek yolu budur. Burada davranış ve düşüncelerimiz daima tamamen aynıdır.
Bununla birlikte unutmamamız gereken de bir şey vardır. Kısa bir süre önce kişilik psikolojisini araştıran ünlü psikolog doktor Yi Nan Wang, makalelerinden birinde pek çok çiftin, sevdikleri insanla daha fazla uyum sağlayabilmek adına özlerinin bir kısmını “sulandırmak” yoluna gittiğini açıklamaktadır. Buna göre anlama arzusu, itaatkârlık ve karşımızdaki kişinin ihtiyaçlarına öncelik vermeye dönüşür, kendi ihtiyaçlarımız ise aklımızın bir köşesinde kalır.
Doktor Wang, bu yüzden “dengeli özgünlük” dediği şeyi geliştirme becerisine sahip olduğumuzu belirtiyor. Bu, Erikson’ın psikososyal gelişim aşamalarına dayanan bir konsepttir. Buna göre karşılıklı olarak tatmin edici tüm ilişkiler öncelikle her bireyin kendi kişiliğini tanımlayabildiği bir dönemden geçer.
Sağlıklı özgünlüğü uygulamamız gerekmektedir
Geçmişte çok uslu davranmış, kolaya manipüle edilmiş, rahatına düşkün davranmış olabilirsiniz. Çoğumuz böyle bir noktada olduk çünkü böyle eğitildik, çünkü başkaları böyle olmasını istiyordu. Bu yüzden bizimle baş çıkması ve bizi kontrol etmek elbette daha kolaydı. Kendi sesinize sahip olmanın çoğu zaman fazla cesur olmak gibi algılandığı toplumumuzun çarkına uymakta başarılıydık.
Bütün bunlar, kendi özgünlüğümüzü göstermekten korkmamıza ya da tereddüt etmemize neden oluyor. Bu nedenle ve o düşüncelerin, ses ve hislerin sağlığımız için zaruri olduğunu açıkça bilmemize rağmen kendimize şöyle diyoruz: “Hayır beni görmemeleri duymamaları fazla öne çıkmamam daha iyi.” Başkaları tarafından reddedilmek, başkalarıyla çelişmek, onları gücendirmek, bizi içine soktukları kalıbı kırmak zorundayız…
Peki ama kendimize ve kimliğimize dair imgemiz nerede şimdi? Grevde. Sağlıklı bir özgünlük uygulayamadığımız için kendimizin en kötü duygusal düşmanı hâline geldik. Bu doğru olmadığı hâlde özgün davranarak çevremizdekilere zarar verebileceğimizi düşünerek kendi saflığımızın kurbanları hâline geldik.
Kendimizi olduğumuz gibi gösterelim dünyaya, düşünce ve hissetme şeklimiz bir saldırı eylemi değildir. Tam tersidir. Bu şekilde sınırlarımızı belirler ve dürüst sağlıklı ve saygılı alanlar yaratırız.
Aristo, en sağlıklı özgünlüğün “altın dengeden” geldiğini yani gerçekten dürüst olduğumuz takdirde dürüstlüğün zarar ya da reddedilmeye yol açmaması gerektiğini söylemiştir.
Beni değiştirmeye çalışma; renklerimle, aydınlığı ve karanlığımla sev beni
Peking Üniversitesi’nde görevli doktor Yi Nan Wang, yakın zamanda “AIRS” (Authenticity in Relationships Scale -İlişkilerde Özgünlük Ölçeği) adlı bir ölçek oluşturdu. Ölçeğin amacı bir çiftin özgünlük seviyesini ölçmek. Sonuçlardan biri, sosyal sağlığın sırlarından birinin insanların dürüstlüğü yukarıda sözünü ettiğimiz gibi uygulamaya koyabilmesi ve özgün kimliğimizde kimliğimizi beklemeye almadan ve başkalarının da buna yol açmasına izin vermeden yaşamaktır.
“AIRS” ölçeğini meydana getiren dokuz maddeyi aşağıda veriyoruz. Kendinizi test etmek için her soruya “evet” ya da “hayır” ile cevap verin:
- Başkalarının kınamasından korktuğum için gerçek düşüncelerimi her zaman saklıyorum.
- Başkalarına hizmet etmek hoşuma gider.
- Kalplerini kırmamak için başkalarına gerçeği söylemeye cesaret edemiyorum.
- Kendime sadık olmam gerektiğinin çok farkındayım.
- Kendi ihtiyaçlarım ve başkalarının ihtiyaçları arasında uzlaşmanın yollarını arıyorum.
- Kendim olmaktan asla vazgeçmem ve başkasının bana bunu yapmasına asla izin vermem.
- Genel olarak, başkalarının bana nasıl tepki vereceğinden endişe etmeden doğruyu söylerim.
- Kendime öncelik veririm, başkalarının duyguları önemli değildir.
- Gerçekleri söylediğimde hep insanları gücendiriyorum.
AIRS ölçeğinde puanınızı hesaplamak
Eminim, ölçekte nasıl bir puan aldığınıza dair bir fikir edindiğinizden eminim. Ama ölçekteki puanlarınız üç bölümde ölçülüyor:
- Madde 1-3 bozuk özgünlüğü temsil eder. Burada başkaları uğruna kendi duygularımızı ve kimliğimizi geride bırakırız.
- Madde 4-6 dengeli özgünlüğü temsil eder. Ya da kendimizi özgürce ve saygılı bir şekilde ifade etmeyi, başkalarının gereksinimleri kadar kendi ihtiyaçlarımızı göz önünde tutmayı kapsar.
- Madde 7-9 bencil özgünlüğü temsil eder. Başka bir deyişle kendimize öncelik verirken bencil ve saldırgan davranma şeklindeki aşırı eğilime işaret eder öyle ki bu durumda başkalarına zarar verir veya onları gücendiririz.
Sonuç olarak partnerimizle ilişkimizde gördüğümüz gibi dürüstlüğü saygıyla ifade ettiğimiz, birlikte olarak birlikte özgür olduğumuz ve ilişkinin gelişmesi için birlikte öz saygımızı geliştirdiğimiz dengeli bir özgünlük sergilemeliyiz. Pratikte hayatımızın her alanına uygulamamız gereken bir şeyle ilgilidir bu. Burada uslu, teslimiyetçi olmak yerine karakterimiz ve eşsizliğimizle harika olduğumuzu gösterebilmemiz önemlidir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.