Beğeni Diktatörlüğü
tarafından incelendi ve onaylandı. psikolog Gema Sánchez Cuevas
Sosyal medya burada ve bir yere gideceği de yok. Bu yeni iletişim biçimi, dünyayı anlama biçimimizde tamamen devrim yarattı. Önemli avantajları olmasına rağmen, bazı insanlar için bedeli çok büyük oldu. Bunun nedeni, bazılarımızın “beğeni” diktatörlüğü tarafından kontrol edilmeye yatkın olmasıdır.
Günümüzde, başkalarının bizim hakkımızda ne düşündüğü konusunda takıntılıyız. Instagram ve Facebook gibi sosyal ağların patlamasıyla, yüzlerce takipçimiz yoksa kimsenin bizi sevmediğini veya takdir etmediğini hissediyoruz. Bu durum nüfusun büyük bir bölümünde önemli bir duygusal sıkıntıya neden olmaktadır.
Bu konu hiç bu kadar önemli olmamıştı. Bu yazıda, bu “beğeni” diktatörlüğünün olumsuz etkilerini tartışacağız. Ancak, öncelikle sosyal medyanın neden bu kadar yoğun bir bağımlılığa neden olabildiğini anlamamız gerekiyor.
Sosyal medya neden bu kadar bağımlılık yapıyor?
İnsanlar tamamen sosyal hayvanlardır. Temel içgüdülerimizden biri, çevremizdekilerden onay almaktır. Evrimsel psikolojiye göre, atalarımızın hayatta kalabilmeleri için bir grubun parçası olmaları gerekiyordu. Sonuç olarak, başkaları üzerindeki etkilerine dikkat etmeyenler, geride bir miras bırakmadan öldüler.
Sonuç olarak, bugün hayatta olan bizler, o ilk insan gruplarının daha sosyal üyelerinden geliyoruz. Atalarımız, başkalarının kendileri hakkında ne düşündüklerinin her zaman farkında olan kişilerdi. Sonuç olarak, başkalarını memnun etmeyi deneme içgüdüsünü miras aldık. Geçmişte bu, komşularımızla veya yakın arkadaşlarımızla iyi bir ilişkiye sahip olmak anlamına geliyordu. Ancak bu günlerde sosyal medya paradigmayı tamamen değiştirdi.
Bu günlerde, Facebook veya Instagram’da kimin en popüler kişi olacağıyla ilgili bir yarış var. Bu platformların ürettiği beğenilerin diktatörlüğü, bizi herkesten daha iyi görünmeye takıntılı hale getiriyor. Kendimizi sürekli olarak diğer insanlarla karşılaştırıyoruz ve diğer insanların yaşamları bizimkinden daha çekici göründüğünde kendimizi kötü hissediyoruz.
Bazı araştırmalar, genç yetişkin nüfusun önemli bir bölümünün sosyal ağlara bağımlı olduğunu göstermektedir. Bu kısmen, bir fotoğrafa “beğeni” almanın, sevdiğiniz birini öptüğünüzde veya başka bir kişiden iltifat aldığınızda aktive olan beyindeki aynı ödül mekanizmalarını harekete geçirmesinden kaynaklanmaktadır.
Beğeni diktatörlüğü yeni rahatsızlıklar yarattı
Sanal ilgi ve gerçek ilgi arasındaki benzerlikten dolayı beyniniz her zaman ikisi arasında ayrım yapamaz. Ancak, sanal onaylanma bağımlılığıyla ilgili temel sorun, herkesin sizden daha çekici görünmesidir.
İnternet, dünyadaki en dikkat çekici insanları görmemizi sağlıyor. En çekici, en ilginç, en popüler insanlar onlar olabilirler. Birisi internette ün kazandıysa, bunun nedeni bir şekilde olağanüstü olmasıdır.
Sorun şu ki, kendi Instagram veya Facebook profilimizi ortalamanın çok üzerinde birinin profiliyle karşılaştırıyoruz. Karşılaştırıldığında, hayatlarımız boş ve sıkıcı görünüyor. Sadece ayak uydurmak için her geçen gün inanılmaz deneyimler yaşamamız gerektiği fikrine kapılıyoruz.
Bu duygu, o korku, pek çok bağımlılığın ve sorunun köküdür. Örneğin, birçok insan ünlü FOMO’dan (Fear Of Missing Out: fırsatları kaçırma korkusu) muzdariptir. Bu bilişsel çarpıtma, herkesin hayatının bizimkinden daha ilginç olduğunu düşünmemize neden olur.
Bazı insanlar, dünyaya en iyi olduklarını göstermeye takıntılıdırlar. Sonuç olarak, her zaman son seyahatlerinin, arkadaşlarıyla katıldıkları harika bir partinin veya inanılmaz yeni bir hobinin fotoğraflarını paylaşmaya çalışırlar. Paylaşmakla o kadar ilgilenirler ki, yaptıkları şeyden zevk bile alamazlar.
Bu sorunun üstesinden nasıl gelebilirsiniz?
Ne yazık ki günümüzde pek çok insan bu beğeni diktatörlüğünün zulmüne uğruyor. Ancak bu zararlı eğilim tersine çevrilebilir. Kendinizi sosyal medya bağımlılığı zincirlerinden kurtarmak istiyorsanız şu adımları izleyin:
- Diğer insanların hayatlarının sosyal medyada göründükleri gibi olmadığını kabul edin. Herkes internette kendini en iyi şekilde göstermeye çalışır. Ancak, çoğu zaman, insanlar sadece günlük, sıradan şeyler yaparlar.
- Sosyal medyadan uzaklaşın. Instagram’da gezinmek için çok fazla zaman harcamak bağımlılığınızı daha da kötüleştirebilir. Etkilerle mücadele etmek için her gün “elektroniksiz zaman” geçirin.
- Dahili onay kaynaklarını arayın. Kendimiz hakkında iyi hissetmediğimizde bize ne kadar harika olduğumuzu söylemeleri için sık sık diğer insanlara bakarız. Benlik saygınızı geliştirmek, beğenilerin diktatörlüğüne karşı dayanıklı olmanıza yardımcı olabilir.
Sosyal medyadan özgürlüğe giden yol uzun ve zorludur. Yine de, özgüveninizi geri kazanmak, kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şeylerden biridir.
Bu metin yalnızca bilgilendirme amaçlı sunulmuştur ve bir profesyonelle görüşmeyi yerine geçmez. Şüpheleriniz varsa, uzmanınıza danışın.